Yıllar geçiyor ancak Sanatçı Mihemed Şêxo’nun sesi eskimiyor, kesilmiyor ve kaybolmuyor. Her Mart ayı geldiğinde Mihemed Şêxo yeniden uyanıyor ve ‘Hemî Adaran hûn min hişyar kin’ şarkısı duyuluyor
9 Mart 1989’da yaşama veda eden sanatçı Mihemed Şêxo, arkasında Kürt halkının sevinçlerini, üzüntülerini, özgürlük umutlarını dile getirdiği sanatsal bir miras bıraktı.
1948 yılında Qamışlo’nun güneyindeki Xaçokê köyünde dünyaya gelen Mihemed Şêxo’nun müziğe ilgisi ve şarkı söyleme yeteneği daha küçük yaşlarında başladı.
Doğal yeteneğini yeterli görmeyen Mihemed Şêxo, kendini daima sanatsal alanda geliştirmeye çalıştı. Böylelikle, kaval, ud, keman, akordeon ve gitar gibi birçok müzik enstrümanını çalmayı öğrendi. Sesinin tek başına mesajını iletmek için yeterli olmadığını biliyordu. Bu nedenle müzik enstrümanlarını ustaca öğrenerek her enstrümanı halkının duygularını dünyaya aktarmanın bir aracı haline getirdi.
Baskı ve zulüm döneminde yasak sanat
Kürt kültürüne, diline ve kimliğine karşı inkar politikası uygulayan Baas Partisi yönetiminde, Kürtçe şarkı okumak suç sayılıyordu. Ancak Şêxo bu politikaları ve yasaklamaları tanımadı. Çünkü sesini duyurmak için oldukça kararlıydı. Bu amaçla devrimciler, Kürdistan dağları, Kürt halkı, sevgi ve umut için şarkılar seslendirdi.
Şarkılarını seslendirmenin bedelini ağır bir şekilde ödeyeceğini biliyordu. Dolayısıyla hayatı baskı, zindan ve sürgünle geçti. Bedelini ödemeye hazırdı. Çünkü sanatı başlı başına bir mücadeleydi ve o da bu mücadelesini sanatı, sesi ve melodileriyle gerçekleştiriyordu.
Şarkılarını yayımlayacak ne bir medya platformu ne de Kürtçe bir kanalı vardı. Bu nedenle şarkılarını Bağdat Radyosu ve Erivan Radyosu’nun Kürtçe bölümü aracılığıyla ve gizlice halka dağıtılan kasetlerle sundu. Pek çok kişi sırf şarkılarını dinlediği için zindanlara atıldı ve işkence gördü.
Mihemed Şêxo’nun sevgisi herkesin kalbindedir
Mihemed Şêxo sıradan bir sanatçı değildi. O, gelecek nesilleri etkileyen bir sanat okuluydu. Öğrencilerinden Hesekêli sanatçı Ebdulrehman Elo, “Ölümsüz sanatçı Mihemed Şêxo’nun sanatsal metodunu çok seviyorum, onun okulunda büyüdüm ve 1970 yılında ud çalmayı öğrendim. Halkının kalbinde ve hafızasında unutulmaz bir sevgi bıraktı. Sadece sanatı nedeniyle değil, hayatını halkının davasına adaması ve çiçekler, dağlar, savaşçılar ve özgürlük için seslendirdiği şarkıları da bu sevginin göstergesiydi” diyerek sanatçının, arkasında bıraktığı mirasa vurgu yaptı.
Sanatçının çocukluğuna ve o dönemin sanatçılarının kendi elleriyle müzik aletlerini nasıl yaptıklarının detaylarını anlatan kardeşi Beha Şêxo da, amcasının, Mihemed Şêxo’ya ilk sazı nasıl verdiğini ve daha sonra eşsiz yeteneğinin nasıl ortaya çıktığını hatırlıyor. O, her zaman halkına bağlı kalmış ve 18 Kürt şairinin şiirlerini bestelemiştir.
Mücadele ve sürgün yolculuğu
Sanatçı Mihemed Sêxo, Baas rejiminin güvenlik kurumlarının baskılarından dolayı sürgünde yaşıyordu. 1970 yılında Lübnan’ın başkenti Beyrut’a yerleşerek müzik eğitimi aldı ve baskı ve zulümden uzak bir şekilde yeteneklerini geliştirmek istedi.
Ancak ülke hasreti hep yüreğindeydi, bu yüzden 1974’te Suriye’ye döndü ve ilk albümünü Şam’da kaydetti. Ancak Kürdistan sevgisiyle dolu sesi, rejimi rahatsız etti ve bir kez daha güvenlik kurumları tarafından baskılara maruz bırakıldı. Aynı yıl Başûrê Kürdistan’a geçerek Irak rejimine karşı savaşan Peşmerge saflarına katılarak sesinin mücadeleye yoldaş olmasını sağladı.
Özgürlük arayışıyla çıktığı yolculuk onu 1975 yılında Rojhilatê Kürdistan’ın Mehabad kentine yönlendirdi ve burada, sanat eserlerinden en önemlisi, halkın hafızasında asla unutulmayacak olan “Ey Felek” şarkısını kaydetti.
Mart ayında yaşama veda etti
Mihemed Şêxo, Baas rejiminin zindanlarından serbest bırakıldıktan sonra, zindanlarda gördüğü ağır işkenceler sonucu 6 Mart 1989’da kalp krizi geçirdi. Tedavi gördüğü Qamişlo Hastanesi’nde, 9 Mart’ta 41 yaşında yaşama veda etti.
Arkasında unutulmaz bir miras bırakan Mihemed Şêxo, sanki Mart Ayı’nda yaşama veda edeceğini biliyormuşçasına, bir şarkısında halkına ve sevdiklerine olan sevgisini ve bağlılığını şöyle dile getiriyor:
Gava ez mirim (Öldüğümde)
Gelî zindiya (Ey yaşayanlar)
Min neveşêrin wekû hemiya (Beni herkes gibi defnetmeyin)
Gorêt min çêkin (Mezarımı kazın)
Bin sîha çiya (Dağın gölgesine)
Kêliyêt min çêkin (Mezar taşlarımı yapın)
Ji dû kezîya (iki saç örgüsünden)
Hemî Adara (Her Mart ayında)
Hûn min şiyar kin (Beni uyandırın)
Da bikime şînî (Yas tutayım)
Bo me hemîya” (Hepimiz için)
Yaşama veda etmesine rağmen Mihemed Şêxo’nun yaşamaya devam eden sesi, hala her Kürt evinde yankılanıyor, şarkıları hala ruhlarda umudu canlandırıyor ve her Mart ayında olduğu gibi yeniden anılıyor ve yeniden uyandırılıyor.
Kaynak: Ehmed Semîr / ANHA