• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
26 Ekim 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

‘Böyle bir vahşeti tahmin etmiyorduk’

11 Nisan 2020 Cumartesi - 08:15
Kategori: Güncel

PTT aracılığıyla gönderilen oğlunun cenazesini alan Halise Aksoy, ‘Cenazenin ellerinde olduğunu düşünüyorduk ama bu kadar büyük bir vahşeti tahmin etmiyorduk. Bu, hiçbir dine sığmaz’ dedi

Dersim’de merkeze bağlı Xelasor Tepesi’nde 23 Mayıs 2017 yılında yaşamını yitiren HPG’li Agit İpek’in cenazesi, ailenin yıllar süren girişimlerine rağmen teslim edilmedi. Aile dün Diyarbakır Adliyesi’ne çağrılarak Dersim’de 2 Mart’ta PTT’ye verilen cenaze teslim edildi. İpek ailesi, çocuklarının cenazesini Mardin’in Artuklu ilçesine bağlı Elmabahçe (Tizyan) Mahallesi’ne götürerek abluka altında toprağa verdi.

Baskı ve göç

Diyarbakır’da 1995 yılında çocukları Agit’in dünya gelmesiyle İstanbul’a taşınan İpek ailesi, 2010 yılında çocuğun dağa gitmesiyle birlikte baskılar artınca Mardin’in Kızıltepe ilçesine, burada da yine baskılardan kaynaklı 3 ay sonra tekrar Diyarbakır’a göç etti. 3 yıldır yaşadıklarını Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlatan anne Halise Aksoy, oğlunun cenazesinin PTT’yle gönderilmesini “vahşet” olarak değerlendirdi.

Anne Aksoy, konuşmaya başlamadan önce oğlu İpek’in hatırası olan sehpanın üzerinde bulunan vazo içindeki sarı, kırmızı, yeşil parlak güllere işaret ederek, “Agit’imin hatırası. Atmaya kıyamadım. Şimdi de fotoğraflarını yanına koydum. Çerçevesini süslesin” dedi.

Adliye adliye dolaştı

Oğlu İpek’in 23 Mayıs 2017 yılında yaşamını yitirdiğini televizyondan öğrenen Aksoy, cenazeyi almak için adliye adliye dolaştığını söyledi. Anne Aksoy, Tunceli Adliyesi’ne yaptığı başvuruda, ellerinde herhangi bir cenazenin olmadığı cevabı verildi. Tüm girişimlere karşı sürekli “örgüte sorun” yanıtları alan anne Aksoy, Mayıs 2019’da DNA testi yaptırdıktan 5 ay sonra oğlu İpek’in cenazesinin Malatya Adliyesi’nde olduğunu öğrendi.

Malatya Adliyesi’ne giden Aksoy, “Böyle bir cenaze elimizde yok” yanıtı alınca tekrar Dersim’e gönderildi. Yine Tunceli Adliyesi’nin yolunu tutan ve 5 saat bekledikten sonra tekrar kan örneği veren anne Aksoy, bir ay sonra İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan gelen cevapta cenazenin kendilerine ait olmadığının yer aldığını, fakat oğlu İpek’in tüm bilgilerinin kağıtta doğru yazıldığını kaydetti.

‘Kemiklerimi aldım evime geldim’

Anne Aksoy, oğlunun cenazesinin Diyarbakır’a geldikten sonra önce PTT’yle Dersim’e gönderildiğini, itirazı üzerine bu kez Diyarbakır’a gönderildiği belirterek, Mart ve Nisan aylarında yaşadıklarını şöyle anlattı: “İstanbul’da olduğum bir zamanda Diyarbakır Adliyesi arayıp ellerinde bir dosya olduğunu, gelip almam gerektiğini söyledi. Oğlumla mı ilgili olduğunu sorunca gizli olduğunu söylediler. Aradan 10 gün geçti, bu sefer Tunceli Adliyesi beni arayıp dosyanın kendilerinde olduğunu söylediler. Ben tekrar ‘Diyarbakır’a gönderin’ dedim. Emniyetten aldığım kağıtta emanet yazıyordu. Diyarbakır Adliyesi’ne gittiğimde emanet nedir diye sorunca ‘Kemikleriniz gelmiş, kutunun içinde’ dediler. Baktım paketim orada, Agitim PTT yazılı paketin içinde. Kemiklerimi aldım evime geldim.”

‘Bu vahşeti tahmin etmiyorduk’

Bunu yapanların insaniyet namına hiçbir duygusunun olmadığını dile getiren Anne Aksoy, vicdan sahibi insanların bu uygulamaları yapamayacağını söyledi. Anne Aksoy, “Düşünsenize çocuğunuzun kemikleri kargo ile elinize ulaşıyor. Agit’in kemiklerinin ellerinde olduğunu düşünüyordum. Bu yüzden bu kadar beni gezdirip uğraştırdıklarını tahmin ediyordum. Fakat bu kadar büyük bir vahşeti tahmin etmiyorduk. Bir gün çıkıp ‘Çocuğunuzun kemiklerini bulduk gelin alın’ diyecekler diye düşünüyorduk. Fakat bilmiyorduk ki PTT’nin etiketini oğlumun cenazesinin üzerine yapıştırıp göndereceklerini. Bu hiçbir dine, Müslümanlığa sığmaz” dedi.

‘Mezarlık kuşatıldı’

Cenazelerinin defin işlemlerinde de baskıya maruz kaldıklarını vurgulayan Anne Aksoy, şöyle devam etti: “Zorluklar içinde büyüttüğümüz çocuklarımızı parça bir halde, bir eşya parçasıymış gibi elimize kargo ile veriliyor. Cenazemizi gömmek istediğimizde bile sadece birkaç kişiye izin verildi. Daha biz gitmeden kuşatılmıştı mezarlık. Ziyaret etmek isteyen köylüler geri çevriliyordu. İmamın gelmesine dahi izin vermediler. Biz onların yaptıklarından korkmuyoruz. Garzan mezarlıklarından kaçırılan cenazesini almayan birçok aileye çağrımdır. Kesinlikle kemiklerini alsınlar. Biz öldürüldük, şehirlerimiz, köylerimiz yakıldı. Yine de zulmü kabul etmedik.”

‘Artık yeter’

Oğlu İpek’in küçük yaşında ağır işkencelere maruz kaldığını anlatan Anne Aksoy, sözlerini şöyle sürdürdü: “Okula gidince ismiyle dalga geçiyorlardı. Ona isminin anlamını soruyorlardı. Oğlum bana ‘Anne benim ismimden nefret ediyorlar’ diyordu. Ben de, ‘Onlara söyle, benim ismim kahraman anlamına geliyor’ diyordum. O kadar tatlı bir yüzü vardı ki herkes ona şeftalim diyordu. Çok şakacıydı. Oğlum her hareketiyle çok seviliyordu. Ben oğluma evinde otur deyince ‘Anne ayıp değil mi evde oturmamı söylüyorsun, insanın adı Agit olan birisi nasıl evinde otursun’ diyordu.

Oğlum gençlik çalışmalarında yer aldığında gözaltına alınıp ağır işkenceye maruz kalmıştı. Serbest bırakıldıktan sonra ilkinde 30 yıl, sonra 12 yıl hapis cezası isteniyordu. Ben onların eline tekrar düşmeyeceğim diyordu. Agit gittikten sonra baskılara maruz kaldık. Her gün evimize baskın yapılıyordu. Baskılardan dolayı İstanbul’dan Mardin’e, Mardin’den Diyarbakır’a taşındık. Bu işkence karşısında kim dayanır. Artık yeter. Bitsin bu zulüm. Yapılan karşısında kelimler kifayetsiz kalıyor.”

DİYARBAKIR

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Koronovirüs resmen sokağa salındı

Sonraki Haber

Koronavirüs Türkiye: 31 ilde sokağa çıkma yasağı | Canlı

Sonraki Haber

Koronavirüs Türkiye: 31 ilde sokağa çıkma yasağı | Canlı

SON HABERLER

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Aziz Oruç
26 Ekim 2025

‘Devletten bekleme!’

Casusu içinizde arayın

Yazar: Aziz Oruç
26 Ekim 2025

Sêwreg’te her hafta yeni bir taziye

Sêwreg’te her hafta yeni bir taziye

Yazar: Aziz Oruç
26 Ekim 2025

Türk’ün yasası, Kürt’ün hukuksuzluğu

Türk’ün yasası, Kürt’ün hukuksuzluğu

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
26 Ekim 2025

‘Pazarlık yok’ teranesi

Süreç bir bütündür

Yazar: Aziz Oruç
26 Ekim 2025

Merdan Yanardağ’ın ifade işlemleri başladı

Merdan Yanardağ’ın ifade işlemleri başladı

Yazar: Yeni Yaşam
25 Ekim 2025

İsrail Gazze’yi vurdu

İsrail Gazze’yi vurdu

Yazar: Yeni Yaşam
25 Ekim 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır