• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
15 Haziran 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Aziz Tunç

Bu defa barış isteyenler ‘kaygılı’

20 Nisan 2025 Pazar - 00:00
Kategori: Aziz Tunç, Yazarlar
Barış bir mücadele sorunudur

Devlet Bahçeli’nin DEM Partililerin yanına giderek elini sıkmasıyla birlikte başlayan tartışmalar, Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan’ın, “PKK’nin silahlı mücadeleyi bırakmasını ve kendisini feshetmesini” isteyeceği bilgisiyle kamuoyuna yansıdı.

Konuyu anlamaya yönelik tartışmalar, bu defa, güvensizlik yaratmayı amaçlayan “Öcalan çağrı yapacak mı yapmayacak mı, yapacağı çağrı şifreli kodlar içerecek mi?” sorularıyla ve “kaygılıyız” cümleleriyle devam etti.

Kaygılılar, kaygıları içinde kavrulurken, Sayın Öcalan “barış ve demokratik toplum” çağrısını yaparak tartışmaların hepsini boşa düşürdü.

Adı geçen çağrı Kürtler, Aleviler, kadınlar, gençler, emekçiler, DEM Parti ve diğer devrimci demokratik partiler, sendikalar, barolar gibi demokratik kurumlar ile CHP ve benzeri partiler tarafından da desteklendi. Çok sınırlı sayıda kurum itiraz etti.

Sözde “kaygılıyız” korosu, bu defa, PKK’nin, Kandil’in veya Rojava’nın “Öcalan’ın çağrısına uymayacaklarını” ileri sürerek bir kez daha güya endişelerini dillendirdiler.

Oysa PKK, zaman kaybetmeden çağrının gereklerini yerine getireceklerini belirterek ateşkes ilan etti. Aynı şekilde Kürt halkı, Newroz kutlamalarına görkemli katılım sağlayarak, çağrıyı en üst düzeyde desteklediğini gösterdi.

Böylece hem Sayın Öcalan beklenen çağrıyı yaparak hem PKK çağrıyı kabul ederek hem de Kürt halkı ve Türkiye demokrasi güçleri çağrıyı sahiplenerek, kaygılıyız korosunu boşa düşürmüşlerdir. Daha önemlisi bu gelişmelerle adım atma sırası devlete geçmiş oldu.

Sonuçta şu tablo çıkmıştır. Kürt halkı, PKK ve demokrasi güçleri, barış ve demokratik toplum çağrısı için yapılması gereken her şeyi yapmaya koyulmuşlardır.

Devlet ise bırakalım çağrıya uygun adım atmayı, tam tersine hesapçı, ayak sürten, net ve kararlı olmayan bir görüntü vermiş, sürecin gerektirdiği her şey için engel çıkartmıştır. Aynı şekilde barışa uygun olmayan bir biçimde hem tahrik edici bir dil kullanılmış hem Kürt gerillasına karşı her türlü kirli savaş yöntemiyle yoğun bir saldırı sürdürmüş, İmralı’da Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan’ın yaşam koşullarını bile düzeltmemiştir.

Bunlara rağmen İmralı Heyeti, Erdoğan’la görüşmüş, Adalet Bakanı’yla görüşme planlanmış, Rojava ile ilgili bazı gelişmeler olmuştur. İçeriği ve kalıcılığı güven vermeyen bu görüşme ve faaliyetlerle Kürt sorununun çözülebileceğine toplumun inanması istenmiştir.

Oysa ki Sayın Öcalan’ın parlamentoya gelmesini söyleyen, PKK’nin kongresini yapmasını isteyen Devlet’ti.

Peki Türk devleti, daha somut olarak devletin güç, imkân ve inisiyatifine sahip olan ve barış ve demokratik toplum çağrısının gerektirdiği düzenlemeleri yapma sorumluluğunu ve yetkisini taşıyan Cumhurbaşkanı, neden görevini ve sorumluluğunu yerine getirmiyor? İktidarı elinde tutan Cumhur İttifakı’nın, barış ve demokratik toplum çağrısının gereklerini yerine getirmesini kim, nasıl engelliyor?

Tam bu noktada, “kaygılıyız” diyenler, ya Kürt Özgürlük Hareketi’ni suçlamaya veya “belirsiz suçlular” yaratmaya yönelmişlerdir. Halbuki her şey çok açıktır.

Örneğin devleti yönetenler, Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan’ın, umut hakkından yararlanmasının önünü açarsa, kim karşı çıkacak? Yine Erdoğan; ana dilde eğitim hakkının yasallaştırmasını desteklerse, haksız bir biçimde yıllardır mahpus tutulan insanların özgürleşmesinin önünü açarsa, kayyım atamalarının yarattığı hukuksuzluğun giderilmesini sağlarsa, kim bunlara karşı milyonları sokağa dökecek, greve gidecek, boykot ilan edecek veya kepenk kapatacak? Bu barış amaçlı demokratik düzenlemelere, toplumsal- siyasal kesimlerin büyük kısmının karşı çıkmayacağı ortadadır.

İşin aslı şu ki Türk devletini yönetenler, DAİŞ’çi çetelerle kontrolsüz, kuralsız, korsanca yöntemlerle sürdürecekleri bir savaşla bölgenin hâkimi olmak istemektedirler. Kürt Özgürlük Hareketi, Türk devletinin bu yayılmacı politikasının önündeki en büyük engeldir. Ayrıca Türk devletinin bu yayılmacı isteğinin ABD, İsrail, İran ve çeşitli güçlerle çatışmaya yol açacağı ortadadır. Bu nedenle Türk devletinin barış ve demokratik toplum çağrısına pragmatik amaçlarla ve “Osmanlı oyunlarıyla” yaklaştığı anlaşılmaktadır. Sürecin inişli çıkışlı olmasının nedeni de budur.

O nedenle Kürt halkı ve demokratik kamuoyu, Erdoğan’ın bir kez daha masayı devrilebileceği ihtimalinden dolayı kaygılıdır. Barışın ve demokrasinin, devleti yönetenlerin kanlı hesaplarına feda edilebileceğinden dolayı kaygılıdır. Türk devletinin Kürtleri bölmeyi ve karşı karşıya getirmeyi ve Kürt halkının kazanma motivasyonlarını bozmayı amaçladığı için kaygılıdır.

Buna rağmen ortaya konulan kararlılık ve yıllardır sürdürülen mücadelenin sağladığı birikim ve tecrübe bu kaygıların giderilmesini sağlayacak yegâne güçtür. Bunun için bütün ezilenlerin birlikte mücadele etmesinin yolu bulunacaktır.

Unutulmamalıdır ki barış ve demokratik toplum başkalarının lütfuyla değil daha aktif daha etkili bir mücadeleyle kazanılacaktır. Buna göre örgütlenmeli ve mücadele edilmelidir.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Barış ve demokratik toplum beklentisi

Sonraki Haber

İyi bi’şey olsa bize gelmezdi zaten!

Sonraki Haber
İyi bi’şey olsa bize gelmezdi zaten!

İyi bi’şey olsa bize gelmezdi zaten!

SON HABERLER

Barış bir mücadele sorunudur

‘Meclis devreye girsin, komisyon kurulsun’ ama nasıl?

Yazar: Yeni Yaşam
15 Haziran 2025

Neşeyle militanlaşmak: Direnişte yaşam sevinci

Neşeyle militanlaşmak: Direnişte yaşam sevinci

Yazar: Yeni Yaşam
15 Haziran 2025

Doku uyuşmazlığı

Doku uyuşmazlığı

Yazar: Yeni Yaşam
15 Haziran 2025

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Yeni Yaşam
15 Haziran 2025

Neslihan Şedal: Demokratik toplum yerellerden kurulacak

Neslihan Şedal: Demokratik toplum yerellerden kurulacak

Yazar: Yeni Yaşam
15 Haziran 2025

Irak ve Kürdistan Bölgesi arasında mali kriz: Nasıl oldu, neden şimdi? -II

Irak ve Kürdistan Bölgesi arasında mali kriz: Nasıl oldu, neden şimdi? -II

Yazar: Yeni Yaşam
15 Haziran 2025

Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

Gönderilmeyen ve gönderilip kaybolan mektuplar sorunu

Yazar: Yeni Yaşam
15 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır