Cezaevinde yaşamını yitiren Emine Aslan Aydoğan’ın ailesi: Aylarca hastaneye götürülmedi, Revirde ağrı kesici verip gönderdiler, Taziyeye bile izin vermediler bu nasıl düşmanlık?
Tutuklu bulunduğu Urfa T Tipi Kapalı Cezaevi’nde hastalanan ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren 65 yaşındaki Emine Aslan Aydoğan’ın cenazesinin kaldırılması için Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi cenaze aracı vermemiş, polisler ise imamın mezarlığa girişini engellemişti. Kızıltepe Belediyesi’ne atanan kayyumun, taziye evi dahi vermediği olay büyük tepki çekmişti.
Jinnews’e konuşan Aydoğan’ın yakınları, Aydoğan’ın 10 gün içinde 4 kez ameliyat olduğunu, yaşamından endişe ettikleri için cezaevi ve savcılık ile görüşme yaptıklarını, ancak sonuç alamadıklarını belirtti.
Aydoğan’ın görme sorunu, safra kesesi rahatsızlığı ve böbrek tümörü gibi hastalıklarının bulunduğunu aktaran aile yakınları, Aydoğan’ın rahatsızlığına rağmen aylarca hastaneye götürülmediğini, yalnızca cezaevi revirinde muayene edildiğini ve ağrı kesici verilip gönderildiğini söyledi.
‘Kürt olduğu için tutuklandı’
Aydoğan’ın annesi Elif Aslan, kızının 17 ay önce tutuklandığını ve tutuklandıktan sonra birçok rahatsızlığının nüksettiğini aktardı. Kızının böbrek sorunu nedeniyle birden çok ameliyat geçirdiğini ifade eden anne Aslan, “Çalışma yaptığı ve Kürt olduğu için cezaevine girip ceza aldı. Rahatsızlandığında da onu doktora değil revire götürüyorlardı. Gittiğinde ona sadece ağrı kesici veriyorlardı” dedi.
‘Bile bile ölüme gönderdiler’
Anne Aslan’ın anlatımına göre, Aydoğan, son on gün hastalığı ilerleyince hastaneye götürülmüş ve 9 gün boyunca yoğun bakımda kalmış.
Ameliyattan sonra kendilerine haber verildiğini aktaran anne Aslan devamla şu sözleri ifade etti: “En son onu çocukları görmeye gitti. İki eli de hastane yatağında kelepçeli duruyor, başında 6 asker kalıyormuş. Bu yaptıkları insanlık değil, kızıma neden bunu yaptılar. Kızımı bile bile ölüme gönderdiler. Öldükten sonra bile onu rahat bırakmadılar. Kendi taziyemizi bile evimizde kurmamıza izin vermediler. Bu nasıl bir düşmanlık?”
Dilekçe reddedildi
Aydoğan’ın oğlu Şükrü Aydoğan ise annesini en son gördüğünde iki eli ile kelepçeli olarak yatağa bağlı olduğunu ve konuşmakta güçlük çektiğini söyledi. “Elini bile zor öpebildim” diyen Şükrü Aydoğan, görüşmeden iki gün sonra annesinin durumunun daha da ağırlaştığını, dilekçe yazmak için vekalet verdikleri gün hastaneden aranıp annesinin ölüm haberinin verildiğini söyledi. Endişe ve korkularını dile getirdikleri savcılık ve cezaevi yönetiminin kendilerine “Biz onu tedavi edeceğiz ona bakacağız” cevabı verdiğini söyleyen Şükrü Aydoğan daha sonra yaşananları ise şu sözlerle anlattı: “Cenazemizi alıp çıktık. Ama cenazeyi defnederken de mezarlığa götürürken de bize her konuda zorluk çıkardılar. Taziye kurmak istediğimiz Kızıltepe’de de bize taziye evi vermediler. Taziye yapmak istediğimiz ev de polisler tarafından basıldı. O haliyle aylarca cezaevinde yattı. Ben görüşmelerden her döndüğümde dilekçe yazıyordum. Kendim CİMER üzerinden Adalet Bakanlığı’na ve Cumhurbaşkanlığı’na yazı yazdım. Bir tanesi reddedildi. Diğer ikisine de halen cevap gelmiş değil. Cumhurbaşkanlığı’nın dahi haberdar olduğu annemiz ölüme terk edildi.”
‘Ölü insandan korkuyorlar’
Aydoğan’ın akrabası Menifa Aslan da, yaşananlara şu sözlerle tepki gösterdi: “Bir taziye kurmamıza bile izin vermediler. 65 yaşındaki kadın içeride her şeyi yaşadı. En son da dayanamadı yaşamını yitirdi. Cezaevinde her şeyi yaptılar. Şimdi de ölü insandan korkuyorlar. Bir insan neden ölü bir insandan korkar?”
Emine Aslan Aydoğan, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Viranşehir ilçe yöneticiliği yaptığı 2018 yılında, üzerinde gizli tanık ifadesi olduğu gerekçesi ile yargılandığı davadan “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 8 yıl 7 ay hapis cezasına çarptırıldı. Aydoğan 16 aydır tutuklu bulunduğu Urfa T Tipi Kapalı Cezaevi’nde 3 Aralık günü yaşamını yitirdi.
Kaynak: JinNews