• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
23 Ekim 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

Bu paket Demokratik Toplum’a bir provokasyondur

23 Ekim 2025 Perşembe - 00:00
Kategori: Güncel, Manşet
Bu paket Demokratik Toplum’a bir provokasyondur

11. Yargı Paketi’nde yer alan düzenlemeleri gazeteci Yıldız Tar ve avukat İlayda Doğa Karaman ile konuştuk:

11. Yargı Paketi’ni yürütülen barış sürecine karşı bir provokasyon girişimi olarak değerlendirmek lazım. Çünkü devlet toplumsal yapının eşit bir parçası olmak isteyen bir grubu suçlu ilan ederek demokratik toplumun oluşabilmesini engellemeye çalışıyor

Duygu Kıt

2025 yılının ‘Aile Yılı’ olarak ilan edilmesinin ardından, LGBTİ+’lara ve LGBTİ+ hak örgütlerine yönelik birçok hak ihlali meydana gelmeye devam ediyor. Yakın zamanda Meclis’e sunulması beklenen Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklif Taslağı-11. Yargı Paketi’nde de LGBTİ+‘lara ve hak savunucularına yönelik ağır yaptırımlar yer alıyor. Taslakta yer alan düzenlemeye göre doğuştan gelen cinsiyete veya ‘genel ahlaka aykırı tutum ve davranışlara’ üç yıla kadar hapis cezası getiriliyor. LGBTİ+’lar ile ilgili her türlü açıklama, akademik faaliyet ve hak savunuculuğu faaliyetleri yasaklanmak isteniyor. Geçtiğimiz şubat ayında kamuoyuna yansıyan ceza hukuku ve medeni hukuk alanında yapılmak istenen değişikliklerle de LGBTİ+‘ların hakları yoğun biçimde hedef alınmış durumdaydı. LGBTİ+ dernekleri taslağa ilişkin yaptıkları ortak açıklamada süreci demokrasi ve insan hakları mücadelesinde bir dönüm noktası olarak nitelendirerek mücadele ve dayanışma çağrısı yaptı. Söz konusu paket içeriğine ilişkin KaosGL.org Genel Yayın Yönetmeni, gazeteci Yıldız Tar ve avukat İlayda Doğa Karaman gazetemize değerlendirmede bulundu.

Yıldız Tar

KaosGL.org Genel Yayın Yönetmeni ve gazeteci Yıldız Tar paketin içeriğine ilişkin şu bilgileri verdi:  “11. Yargı Paketi’nde önerilen değişiklikler aslında 10. Yargı Paketi’nde sokmaya çalıştıkları, şubat ayında Kaos GL’nin açığa çıkardığı taslağın daha da ağırlaştırılmış hali. Paket ‘hayasızca hareketler’ maddesine bir ek yaparak biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışta bulunan kişi ve aynı zamanda bunu özendiren, teşvik eden kişilere bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası diyor. Bu doğrudan LGBTİ+’lara hapis cezası anlamına geliyor ve bu haliyle Rusya’daki LGBTİ+ yasağından daha da ağır bir durum ile karşı karşıyayız.”

‘Zorbalık tasarısı söz konusu’

“Irak’taki gibi doğrudan LGBTİ+ olmayı suç haline getiren bir taslak bu” diyen Yıldız Tar, “Pakette biyolojik cinsiyete aykırı tutum dedikleri çok belirsiz bir madde mevcut ama bunun genel ahlak açısından LGBTİ+’ları işaret ettiği çok açık. Daha genel yorumlandığımızda bu madde kısa saçlı bir kadının biyolojik cinsiyetine aykırı davrandığı sonucunu da, uzun saçlı bir erkeğin biyolojik cinsiyetine aykırı davrandığı sonucunu da çıkarabilir. Hatta ve hatta bir kadının pantolon giymesini de biyolojik cinsiyete aykırı bir tutum olarak görebilir. Evet ana hedef LGBTİ+ ama bunun üzerinden sadece LGBTİ+’ları değil bütün bir toplumu dizayn etmeye çalışan baskıcı bir zorbalık tasarısıyla karşı karşıyayız” diye konuştu.

‘İnkardan imhaya geçiliyor’

Yıldız Tar, “Devlet tasarı ile ‘Ben istediğimin bedenine istediğim gibi zorla ameliyat yaptırırım ama sen reşit birisi olarak kendi bedeninle ilgili bir karar alamazsın’ diyor” diye ifade etti. Bunun yaşam hakkını gasp etme girişimi olduğuna işaret eden Tar sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu düzenlemelerin hayata geçmesi Türkiye’de doğrudan açık bir şekilde LGBTİ+’ların ve LGBTİ+ olmanın suç olarak tariflenmesi anlamına gelecek. İçerikte yayıncılık dünyasını, basının özgürlüğünü de ilgilendiren maddeler var. Teşvik etme adı altında medyaya, dijital platformlara, gazetelere de çeşitli cezalar uygulanması söz konusu olacak. Bu LGBTİ+’lara yönelik imha politikası demek. Devlet LGBTİ+’lar konusunda inkar politikasından çıkıp imha politikasına geçmiş durumda. Şu anda hapishanelere doldurmakla başlayıp bütün bir topluma korkuyu yaymayı hedefleyen, demokratik toplum düzenini kökünden dinamitleyen bir tasarı söz konusu.”

‘Paket bir provokasyon girişimi’

“Demokratik kamuoyunun LGBTİ+’ları yalnız bırakmamak ve meselenin sadece LGBTİ+’larla ilgili bir mesele olmadığının farkına varmak olarak çok büyük sorumluluğu var” diyen Yıldız Tar şunların altını çizdi:

“Yapılmak istenen temel haklar ve özgürlükleri elden almanın ötesinde bir grup insanı, doğuştan getirdikleri özelliklerinden dolayı insan dışı olarak tariflemektir. Devlet LGBTİ+’lara ya da biyolojik cinsiyete aykırı tutumun içerisinde LGBTİ+ olduğunu varsayarak kişileri hapse atarak nefret suçu işlemeye hazırlanıyor. Bunun önünde durmak lazım. Paket içeriğini aynı zamanda yürütülen barış sürecine büyük bir darbe vurmayı planlayan bir tür provokasyon girişimi olarak değerlendirmek lazım. Çünkü devlet böl ve yönet stratejisiyle toplumsal yapının eşit bir parçası olmak isteyen bir grubu suçlu ilan ederek demokratik toplumun oluşabilmesini engellemeye çalışıyor. Hiyerarşiyi, sömürü düzenini, gasp düzenini sürdürmeye çalışıyor. Haliyle bunu sürece karşı atılmış bir adım, süreci baltalamak, provoke etmek için atılmış bir adım olarak görmek ve ona uygun davranmak gerekiyor.”

‘Herkes etkilenecek’

“Bu mesele LGBTİ+’ları hedef aldığı kadar toplumsal barışı, toplumsal eşitliği hedef alıyor” diyen Yıldız Tar, bütün demokratik kamuoyunun harekete geçmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Nasıl ki Kürt halkına dönük saldırılarda, Kürt halkına dönük imha ve inkar politikasında, sömürgeci yaklaşımların dönüp dolaşıp bumerang etkisiyle Türkiye’nin batısında da şiddeti doğurduğu tespitleri yapılıyorsa benzer bir şekilde LGBTİ+’lar şu anda bu toplumda baskı ve şiddetin laboratuvarına dönüştürülmüş durumda. Ve LGBTİ+’lara yapılan saldırılar bumerang etkisiyle dönüp dolaşıp toplumun geri kalanına da dönüyor. Bu hapis cezalarıyla bizler gireriz, yatarız, çıkarız. Ama çıktığımız memleket aynı memleket olmayacak. Çıktığımız memleket bütün bir toplumun köleleştirildiği, demokratik düzen ihtimalinin, demokratik toplum ihtimalinin yerle bir edildiği yer olacak” ifadelerini kullandı.

‘Ceza düzenine geçiş’

İlayda Doğa Karaman

Avukat İlayda Doğa Karaman, basına yansıyan 11. Yargı Paketi taslağında yer alan bazı hükümlerin, doğrudan LGBTİ+’ların varoluşunu ve toplumsal cinsiyet eşitliğini hedef aldığını belirtti. İlayda Doğa Karaman taslağa tepki göstererek şunları söyledi:

“Yapılmak istenen değişiklik, toplumsal cinsiyet eşitliği alanında savunuculuk yapan herkesi hedef alırken, kamusal alandan özel yaşama uzanan bir müdahale biçimi yaratmaktadır. ‘Doğuştan gelen biyolojik cinsiyet’ tanımına uymadığı varsayılan herkesin cezalandırılabileceği bir yasal zemin oluşturulmaktadır. Taslak ayrıca, cinsiyet hanesi aynı olan kişiler arasındaki nişan veya evlenme törenlerini suç kapsamına almakta; cinsiyet uyum sürecini mahkeme iznine bağlayarak hormon tedavisi ve diğer tıbbi uygulamaları cezai yaptırım tehdidi altına sokmaktadır. Bu maddelerle birlikte hem LGBTİ+’lar, hem toplumsal cinsiyet temelli beyanda bulunan herkes, hem de sağlık profesyonelleri potansiyel ‘suç faili’ konumuna getirilmektedir.”

‘Varoluş hakkı hedefte’

“Taslak, LGBTİ+ olmayı, bu kimliklere destek olmayı ya da toplumsal cinsiyet eşitliğini savunmayı ‘teşvik’ olarak tanımlayarak sivil toplum örgütlerini, hekimleri, sanatçıları ve hak savunucularını kriminalize etmeyi hedeflemekte” diyen İlayda Doğa Karaman, “Bu düzenleme, toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesini ortadan kaldırarak LGBTİ+’ların toplumsal görünürlüğünü ve varoluş hakkını yok etmeyi amaçlamaktadır. ‘Genel ahlak’ ve ‘aile değerleri’ gibi soyut kavramlar üzerinden bireylerin özel hayatına müdahale edilmekte, devletin yurttaşın bedenini ve kimliğini denetlemesinin önü açılmaktadır. Bu haliyle düzenleme, Rusya ve Macaristan’daki ‘LGBTİ+ propaganda yasaları’na benzer şekilde nefret politikalarını hukukileştirmeye yöneliktir” diye konuştu.

‘Tasarı derhal çekilmeli’

11. Yargı Paketi’nin toplumun bir kesimini ‘suçlu’ ilan ederek eşit yurttaşlık ilkesini ortadan kaldırdığını vurgulayan İlayda Doğa Karaman, “Tasarının geri çekilmesini ve devletin insan hakları yükümlülüklerine uygun biçimde hareket etmesini talep ediyoruz” çağrısında bulundu. Karaman, son olarak şunları dile getirdi:

“Taslak, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere ve Anayasa’nın temel hak güvencelerine açıkça aykırıdır. Belirsiz ve öngörülemez suç tanımları, kanunilik ilkesini (Anayasa m.38, AİHS m.7) ihlal etmektedir. Cinsiyet kimliği veya ifadesi nedeniyle cezalandırma, eşitlik ve ayrımcılık yasağını (Anayasa m.10, AİHS m.14) ihlal eder. Cinsiyet uyum sürecinin mahkeme iznine bağlanması ve tıbbi müdahalelerin yasaklanması, kişilerin özel hayatına ve beden dokunulmazlığına (Anayasa m.20, AİHS m.8) müdahale anlamına gelir. Ayrıca sağlık hakkı, kişi özgürlüğü, ifade ve örgütlenme özgürlükleri bakımından da ciddi kısıtlamalar yaratır.”

‘Tasarıyı kabul etmeyeceğiz’

DEM Parti Kadın Meclisi bir açıklama yaparak tasarıyı sert bir dille eleştirdi. Yapılan açıklamada, 11. Yargı Paketi taslağının hukuk sistemini eşitlik ve özgürlük ilkelerinden uzaklaştıran, toplumun farklı kesimlerini hedef gösteren düzenlemeler içerdiğini belirterek şöyle dedi:

“Kadınların ve LGBTİ+’ların yaşamlarını doğrudan etkileyen değişiklikler, nefret söylemini yasal zemine taşımakta ve şiddetin önünü açmaktadır. Hukuk, hiçbir inancı, kimliği, yönelimi ya da yaşam biçimini cezalandıramaz; cezalandırdığı anda adalet olmaktan çıkar. Biz kadınlar, bu ülkede eşit yurttaşlığın, barışın ve birlikte yaşamın savunucularıyız. 11. Yargı Paketi taslağı, toplumun çoğulluğuna değil, tek tipleştirmeye hizmet etmektedir. Nefret suçlarını körükleyen, LGBTİ+’ları hedef alan hiçbir yasal düzenlemeyi kabul etmedik, etmeyeceğiz.”

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Koçyiğit: İmralı Heyeti Erdoğan ile görüşecek

Sonraki Haber

Türkiye ateşle oynuyor

Sonraki Haber
Türkiye ateşle oynuyor

Türkiye ateşle oynuyor

SON HABERLER

Mereş’te bir erkek ayrıldığı kadını ve annesini öldürdü

Mereş’te bir erkek ayrıldığı kadını ve annesini öldürdü

Yazar: Yeni Yaşam
23 Ekim 2025

Bingazi’de bir araçta 7 çocuk cenazesi bulundu

Bingazi’de bir araçta 7 çocuk cenazesi bulundu

Yazar: Yeni Yaşam
23 Ekim 2025

Asimilasyon, inkar ve efendiye benzemek

Demokratik Toplum inşa sürecinde Alevilik

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
23 Ekim 2025

Bolivya kıssasından bir hisse

Bolivya kıssasından bir hisse

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
23 Ekim 2025

Rojin’in anısı isyana çağırıyor

Rojin’in anısı isyana çağırıyor

Yazar: Bedri Adanır
23 Ekim 2025

Adalet olmadan barış olmaz

Yazar: Bedri Adanır
23 Ekim 2025

Türkiye ateşle oynuyor

Türkiye ateşle oynuyor

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
23 Ekim 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır