• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
10 Kasım 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Bu suça ortak olmayacağız: Déclaration sur le droit à l’insoumission…-Zafer Yörük

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
28 Temmuz 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

“Bir kitap okudum bütün hayatım değişti”. Orhan Pamuk’un “Yeni Hayat” romanı bu cümleyle başlar. Barış akademisyenlerinin çoğu için de bu cümle geçerli: “Bir metin imzaladım bütün hayatım değişti”. Nasıl değiştiğini toplum olarak hep birlikte yaşadık ve izledik. Bazı imzacılar hapis yattı, yatmakta; çoğu KHK ile işten çıkarıldı; bazıları yurt dışına çıkarak bir “yeni hayat” mücadelesine başlamak zorunda kaldı; bazılarının pasaportuna el kondu… Bu akademisyen kıyımına paralel olarak üniversiteler de bilimsel özerkliklerini tamamıyla yitirerek siyasal iktidarın doğrudan kontrolü altına sokuldu.

Bu barış çağrısı vakasının benzerleri Türkiye ve dünya tarihinde mevcuttur. Bunlardan biri, 1960 yılında Fransa’da yaşanmış olan “121’ler Deklarasyonu” vakasıdır. “Cezayir Savaşı’nda İtaatsizlik Hakkı üzerine Deklarasyon,” 121 aydının imzası ile yayınlandığında Fransa, Cezayir bağımsızlık hareketine karşı giriştiği “kirli savaş”ın altıncı yılını yaşamakta; Fransız ordusu, Cezayir’de sistematik işkence, yargısız infaz ve toplu katliamları ile ün kazanmaktaydı.

Fransız devleti açısından ortada bir savaş değil bir iç asayiş yani “terörle mücadele” vakası mevcuttu. Devlet Cezayirli tebaasını öldürüyorsa, onların “güvenliğini” yani iyiliğini düşündüğü için bunu yapıyordu. Ayrıca teröristlerin Fransız ordusuna karşı kullandığı şiddet, bu karşılığı fazlasıyla hak etmekteydi. Bugünden bakıldığında çoğunluğu “ulusalcı” tabir edilebilecek Fransız solunun (Sosyalist Parti ve Komünist Parti) genel tavrı da bu devlet bakışının yedeğindeydi. Devlet şiddetine onlar da karşıydı fakat Cezayir Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin (FLN) şiddet kullanmasına da eşit ölçüde karşı olunmalıydı. Yine, “ulusların kendi kaderini tayin hakkı”nı kabul etmekle birlikte, bu prensibin mutlaka “ayrılma hakkı” anlamına gelmediğini Lenin belirtmiş olduğuna göre, Cezayir halkının da Fransa’dan ayrılma hakkının mutlak bir hak olmadığı dikkate alınmalıydı. (öhö öhö: biri ÖDP mi dedi?) Fransız solu bu tartışmalar içindeyken, çoğu sivil tam 153,000 Cezayirli, Fransız devlet güçleri tarafından katledilmiş bulunuyordu.

Bu koşullar altında 121 Fransız aydını tarafından imzalanan Deklarasyon’da Fransız ordusu, işkenceyi kurumsallaştırmakla suçlanıyor, Cezayir halkının davası bütün özgür insanlığın davası ilan ediliyor, Cezayir halkına karşı silah kullanmayı reddeden Fransız gençliği ve Cezayir’in haklı davasına Fransız halkı adına destek ve yardım sunan yurttaşlar savunuluyordu.

5 Eylül 1960 sabahı, Deklarasyon’un yayınlanacağı dergilerden biri polis tarafından kapatıldı. Diğeri, Sartre’ın “Les Temps Modernes” dergisinde ise deklarasyonun yayınlanacağı sayfalar sansürlendi. Bunun üzerine imzacılar ve destekçileri, Deklarasyon’un basılı metnini Paris sokaklarında dağıtmaya çalıştılar. Ama çoğu tutuklanarak bildirilere el konuldu. İmzacılardan üniversitelerde çalışmakta olan akademisyenler işlerinden atıldı. Deklarasyon’un içeriğinden haberdar olunması engellenmiş olsa da imzacıların ve destekçilerinin “vatan hainliği” Fransız kamuoyunda büyük infial yaratmıştı.

6 Eylül günü, Deklarasyon’da “Cezayir halkına destek ve yardım sunan yurttaşlar” olarak bahsi geçen “Jeanson Şebekesi”nin davası görüldü ve mahkumiyet kararları verildi. Bu kişilerin çoğu Fransız Komünist Partisi’nden “ulusal sorun” tartışması çerçevesinde kopmuş komünistler ve Troçkist 4. Enternasyonal militanlarıydı. “Bavul taşıyıcıları” olarak da anılan bu kişiler, Fransa ile Cezayir arasında FLN kuryesi olarak seyahat etmekte, bavulları içinde doküman, talimat ve daha çok da para taşımaktaydılar. Beyaz Fransız yurttaşları olduklarından polisin dikkatini çekmemekle birlikte sonunda “terörle mücadele” operasyonu ile yakalanmışlardı. Onların “vatana ihaneti”, Deklarasyon metninde “devlet otoritesine utanç içinde boyun eğmek” yerine “gerçeğe cesaretle saygı göstermek” betimlemesiyle özel olarak takdir edilmekteydi.

Deklarasyon imzacısı “vatan hainlerinin” ilk anda üzerlerine çektiği devlet ve toplum gazabı, tedrici olarak sönümlenecek, vakanın üzerinden geçen iki yıl içinde Fransa ordusunu geri çekerek Cezayir’in bağımsızlığını tanıyacaktı. Ardında 200,000 cenaze ve derinden yaralanmış bir ülke bırakarak…

Fransız hükümeti ne zaman Ermeni soykırımı ya da Kürt meselesi üzerine konuşacak olsa Türkiye’nin cevabı hazırdır: “Siz de Cezayir’de soykırım yaptınız!” Yani şimdi o yaptı diye senin de yapman meşrulaşmış mı oluyor? Bu nasıl bir argümandır? İşte 10 Ocak 2016 günü “Bu Suça Ortak Olmayacağız” metnine imza attıkları andan itibaren “vatan haini” ilan edilerek işleri, itibarları ve özgürlükleri resmi saldırı ve tehdit altına alınan 1128 Türkiyeli akademisyenin sorduğu soru tam da budur. Tarihten ders almayı ne zaman öğreneceksiniz? Dileyelim ki Anayasa Mahkemesi’nin Barış Akademisyenleri hakkında zar zor çıkardığı son karar, 1960’lı yılların Fransız devleti seviyesine yaklaşılmaya başlandığının bir göstergesi olsun …

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Bu yılki ‘Dünya Barış Günü’ diğer yıllardakinden neden daha önemli?

Vazgeçilmez olan Erdoğan mı yoksa emperyalist çıkarlar mı?

Yazar: Heval Elçi
10 Kasım 2025

6 Kasım’da ABD’nin önde gelen gazetelerinin birinde Gönül Tol tarafından kaleme alınan bir makale (1) Türkiye’de çok tartışılıyor. Makalede Tol,...

DADSAZ: Varlığın hukuk dili

DADSAZ: Varlığın hukuk dili

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
9 Kasım 2025

İçinden geçtiğimiz veya geçmeye çalıştığımız çözüm ve barış dönemi, bütüncül açıdan bakıldığında birçok şeyi dayatan, nasıl ve ne yapmalı sorularına...

2026 tarım bütçesi: Çiftçiyi değil faizi besleyen bütçe

2026 tarım bütçesi: Çiftçiyi değil faizi besleyen bütçe

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
9 Kasım 2025

Tarım sigortası, “Ba’de harabi’l-basra”dır. Yani Basra harap olduktan sonra soruna el atma işidir. Esas olarak bunun öncesinde olası afetleri önlemek...

İmralı’da bir selfie rüyası

CHP’ye 2. Uyarı: Sakın çözüm sürecinde geri adım atmayın

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
9 Kasım 2025

Geçtiğimiz günlerde CHP’yi uyaran bir yazı yazdım. Şimdi ikinci uyarım tamamen farklı bir cepheden, elbette gizli bir enformasyona dayalı değil,...

Heykeli dikilecek adam! Öyle mi?

Heykeli dikilecek adam! Öyle mi?

Yazar: Heval Elçi
9 Kasım 2025

Bazı suçlar, aradan yüz değil, bin yıl geçse de kabul edilebilir hale getirilemez. Siyah köle kadınları kesip biçerek 'Jinekolojinin Babası'...

Acılı bir sürecin sona erdirilmesi  

‘Kurt ile kuzu hikayesi’

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
9 Kasım 2025

Barış ve demokratik toplum sürecinin gidişatına dair olumlu değerlendirmeler yazmak, demokrasi isteyen herkesin temel arzusudur. Ne yazık ki iyi niyetli...

Sonraki Haber

Kazanılabilecek en üstün özellik: Güven

SON HABERLER

Demirtaş ve Mızraklı’dan Aykol’a mesaj: Yüreğimiz seninle

Demirtaş ve Mızraklı’dan Aykol’a mesaj: Yüreğimiz seninle

Yazar: Heval Elçi
10 Kasım 2025

Latin Amerika ve AB ülkelerinden ‘hukuka aykırı güç kullanımına’ karşı ortak tepki

Latin Amerika ve AB ülkelerinden ‘hukuka aykırı güç kullanımına’ karşı ortak tepki

Yazar: Bedri Adanır
10 Kasım 2025

Trump’tan BBC açıklaması: Konuşmamı değiştirdikleri için kovuldular

Trump’tan BBC açıklaması: Konuşmamı değiştirdikleri için kovuldular

Yazar: Bedri Adanır
10 Kasım 2025

Belçika’da öğretmenler iş bıraktı

Belçika’da öğretmenler iş bıraktı

Yazar: Bedri Adanır
10 Kasım 2025

Amedspor’dan eleştirilere dair açıklama

Amedspor’dan eleştirilere dair açıklama

Yazar: Heval Elçi
10 Kasım 2025

CHP İstanbul İl Yönetimi görevden alındı

CHP kurultayı davasının gerekçeli kararı açıklandı

Yazar: Heval Elçi
10 Kasım 2025

beIN Sports’a silahlı baskın

beIN Sports’a silahlı baskın

Yazar: Heval Elçi
10 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır