• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
8 Eylül 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Manşet

‘Bu sürecin en önemli göstergesi anadildir’

8 Eylül 2025 Pazartesi - 00:00
Kategori: Manşet, Yaşam
‘Bu sürecin en önemli göstergesi anadildir’

Meclis’te engellenen Kürtçe’nin, eğitim dili olması talebi yüzde 98’e ulaştı. Sosyo Politik Saha Araştırmaları Koordinatörü Yüksel Genç, barış sürecinde taleplerin net olduğuna dikkat çekerek, ‘Bu sürecin en önemli kırmızı çizgisi anadildir’ derken, MED-DER üyesi İbrahim Halil Taş ise Kürtçenin eğitim dili olması gerektiğini vurguladı

Şirin Bayık

Türkiye’de 2025-2026 eğitim öğretim yılı başlarken, Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi’nin 23 kentte yaptığı ankete göre okulların bütün kademelerinde Kürtçe’nin eğitim dili olması yönündeki talep yüzde 98 oranına ulaştı. Devletin bu talebe karşın henüz adım atmamasını, Kürtçenin seçmeli ders kategorisine sıkıştırılmasını ve Türk-Kürt eşitliği ekseninde anadil hakkına ilişkin Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç ve Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (MED-DER) yöneticisi İbrahim Halil Taş gazetemize değerlendirmelerde bulundu.

Anadilde eğitim talebi yüzde 98

Yüksel Genç

Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç, son yaptıkları anket çalışmalarında anadilinde eğitim talebinin daha da arttığını belirtti. Daha önce de yüksek olan bu talebin, barış ve demokratik toplum süreciyle birlikte daha da güçlendiğini söyleyen Yüksel Genç, “Anadilinde eğitim talebi yüzde 98’lerde ve bununla birlikte Kürtlerin ekseriyeti, anadillerinin yasal, anayasal güvenceye alınmasını istiyorlar. Kürtçenin resmi dil olarak tanınmasına dair güçlü talepleri var ve sürece de bu anlamıyla anlam biçmiş görünüyorlar” dedi.

‘Sürecin en önemli motivasyonu anadil’

Yüksel Genç, anadil tartışmalarının sürecin rengini ve yönünü gösteren en önemli meselelerden biri olduğunu vurguladı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaptığı değerlendirmelere işaret eden Genç, şunları söyledi:

“Sayın Öcalan, silahlı mücadeleyi sonlandırdığını, PKK’nin lağvedilmesi gerektiğini söylerken ‘Kürt inkarı sona ermiştir. Kürt meselesi demokratik, barışçıl, siyasal yollarla çözülecek aşamadadır. Bunun altyapısını oluşturacağız, siyasal, hukuksal zemin oluştuğunda sorunun şiddet bağlamından siyasal zemine çekilmesi için rolümü oynayacağım’ demişti. Yani bu sürecin en önemli motivasyonu, Kürt inkarının sona erdiği varsayımıdır. Eğer inkar sona ermişse, devletin Kürt dili başta olmak üzere Kürt kültürüne dair bütün işaretlerin, , imgelerinin, sembollerini tanıyan, güvenceye alan ve gelişiminin sorumluluğunu üstlenen bir yerden hem dil kurması hem yasal statü oluşturması, hem bürokratik düzenlemeleri yapması hem toplum buna hazırlaması gerekir.”

Meclis’te anadil üzerinde bariyer

Yüksel Genç, Kürtlerin anadil taleplerinin sürdüğü bir dönemde Meclis’te Barış Annesi Nezahat Teke’nin Kürtçe konuşmasının engellenmesi üzerinden eleştirilerini dile getirdi:

“Hâlâ anadillerini konuştukları için linç edilenlerin haberini okuyoruz. Hâlâ meclis komisyonu, kardeşlik, dayanışma, birlik, demokrasi ve eşitlik gibi isimlendirmeleri ile toplanan bu komisyonun kardeşliği, eşitliği, demokrasisi, ‘Kürtçe konuşana kadarmış’ dedirten gelişmeler yaşandı. Üstelik mevzuat gerekçe yapılıyor ama bu gerçekçi değil. Türkiye’de her şey yasal düzeyde statüye sahip olduğundan değil; özgün zaman ve durumlara göre pek çok şey uygulanabiliyor. Madem öyle, şimdiye kadar neden mevzuat düzeltilmedi

Anadil yasakları kırmızı çizgi

Genç, anadil üzerindeki engellerin devam etmesinin siyasetin ve sivil toplumun görevini yerine getirmediğini gösterdiğini belirterek şunları söyledi: “İnkarın ortadan kaldırıldığını gösterecek en basit uygulama, anadile dönük yasakların kaldırılmasıdır. Anadilin eğitim dili olması, yasal statüye kavuşması ve günlük yaşamda kullanımının teşvik edilmesi gerekir. Bu bir kırmızı çizgidir; inkarın bittiğinin en önemli göstergesidir. Aynı zamanda Kürt kimliğinin tanınmasına dair en önemli aşamalardan biridir. Bu sürecin en önemli kırmızı çizgisi anadildir, anadilin yasal statüye kavuşmasıdır.”

Seçmeli ders uygulaması ve Kürtçe

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2012’den bu yana hayata geçirdiği “Yaşayan Diller ve Lehçeler” kategorisiyle Kürtçe’nin farklı lehçeleri eğitim sistemine girdi. Ancak uygulama, beklentileri karşılamadığı gibi birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. Yüksel Genç, yaptıkları anket çalışmalarında Türkçe dışında anadile sahip olanların yalnızca çok az bir kısmının bu dersi tercih ettiğini söyledi.

Velilerin gerekçeleri

Yüksel Genç, araştırmalarda öne çıkan nedenleri şöyle sıraladı:

  • Her araştırmamızda en başta gelen gerekçe şu ki veliler, “Bu tip kurslarla anadilin kendisinin öğrenilmesi, konuşulması ve korunması çok zor” diyorlar.
  • Velilerin bir kısmı da “Biz anadilde seçmeli ders için başvuruda bulunduğumuzda bile ‘tercih ettiğiniz yaşayan dillerle ilgili seçmeli derse talep azlığı ya da kadro azlığı nedeniyle gerçekleşememiştir’ denilerek çocuğun farklı ve arzu etmediği başka seçmeli derslere yönlendirilmesi.” Aileler bu konuda inanılmaz şikayet sahibiydiler. Çocuklarının arzuları dışında bir yere yönlendirilmesi ya da reddedilmesinin ortaya çıkarılabileceği duygusal kırılma yaşamamaları için böylesi bir başvuruda bulunmadıklarını, bulunmak istemediklerini söylüyorlar.
  • Bir kısmı “Biz seçmeli ders olarak anadil talebinde bulunduk ama bize geri dönüş yapmıyorlar ve kabul edilmiyor.” Başvuranların içerisinde kabul edilenlerin oranı 4’te 1’e yakın. Bunların bir kısmı da ders yılı başladıktan bir süre sonra ya kadro eksikliğinden ya da farklı nedenlerle sağlıklı bir şekilde anadilde eğitimi göremiyor. Yani aslında seçmeli olarak Kürtçe eğitim var. Ama icraat ve pratik uygulama açısından ciddi anlamda sorunlu. Kaldı ki önemli oranda materyal sorunu da yaşanıyor.
  • Çok az bir veri ise başvurmamasının nedenini çocuğuna dönük okulda olası bir ayrımcılığı gerekçe gösteriyor. “Çocuğum anadilde seçmeli ders alsın istiyorum ama çocuğum eğer seçmeli dersini anadilinde seçerse arkadaşları ve öğretmenleri tarafından dışlanabilir” deniliyor ve dolayısıyla ayrımcılık duygusu nedeniyle seçmeli ders olarak anadilde eğitimi reddeden belirgin bir veli kesimi ile karşılaştık.
  • Son olarak tercih edilmemesinin bir nedeni de; velilerin çocuklarının anadilde eğitim görseler de hiçbir işlerine yaramayacaklarını düşünmeleri. Sonuçta üniversitesi yok, lisesi yok. Mezun olsalar bile iş alanı yok aslında anadilin işlevli olabileceği bütün mekanizma haklarındaki yoksunluk söz konusu ve bu da tercih başvurusunu olumsuz etkiliyor.

Var gibi ama yok!

Yüksel Genç, bu tabloyu “bir şekilde varmış ama aslında yokmuş gibi” sözleriyle tanımladı. Seçmeli ders uygulamasının başarısızlığının öngörülebilir olduğunu dile getiren Yüksel Genç, “Kürtçe gibi milyonlarca insanın konuştuğu, yerli ve tarihsel bir dile seçmeli ders statüsü yeterli olamazdı. Bu kadar büyük bir nüfusun talebini karşılamak için resmi statü ve anayasal güvence gerekir” dedi.

‘İnkâr ve yok sayma’ politikası

İbrahim Halil Taş

MED-DER yöneticisi İbrahim Halil Taş, yeni eğitim dönemini değerlendirerek “Türk çocukları için heyecanlı ama Kürt çocukları için yine asimilasyon politikalarının gölgesinde başladı” dedi.

Halil Taş, çocukların okula başladığında evde konuştukları dilden farklı bir dille karşılaştığını, bunun onların üzerinde olumsuz etkiler yarattığını ifade etti. Bu durumun, çocukları iki dil arasında bıraktığını ve ilk etapta her iki dili de tam olarak öğrenememelerine yol açtığını söyledi.

Devletin bu yaklaşımının Kürt dili ve kültürünü görmezden gelmek anlamına geldiğini belirten Halil Taş, bunun sonucunda Kürt çocuklarının kendi kimlik ve kültürlerinden uzaklaştığını dile getirdi.

Anayasa en büyük engel

Halil Taş, yeni eğitim döneminin Kürtler için dillerinin ve kültürlerinin nasıl asimile edildiğini hatırlatan bir süreç olduğunu söyledi. “Zaten Kürtlerin yok sayılması üzerine bir Cumhuriyet inşa edildi, yıllarca Kürt kimliği, dili ve kültürüne karşı baskılar sürdü” dedi. Yıllardır MED-DER gibi derneklerin bu baskılara karşı mücadele verdiğini belirten Halil Taş, “Artık Kürt dili başta olmak üzere, Kürt kültürü dört duvar arasından çıkmalı. Dilimiz sokaklarda ve okullarda olmalı” ifadelerini kullandı.

Ancak bunun mevcut yasalarla mümkün olmadığını dile getiren Halil Taş, en büyük engelin anayasanın 42. maddesi olduğunu söyledi. Bu maddeye göre Türkçe dışında başka bir dilin eğitim dili olamayacağını hatırlatan Halil Taş, “Kürtçe somut olarak belirtilmemiş olsa da bu maddenin Kürtçe’ye karşı olduğunu düşünüyoruz” dedi.

Asıl talep Kürtçe’nin eğitim dili olması

Anadilde eğitimin çocuklar üzerindeki etkisine değinen Halil Taş, “Bir çocuk anadilinde eğitim gördüğü zaman kendine güveni artar. Aksi halde olumsuz etkilenir, kendini ifade etmekte zorlanır ve bu durum çeşitli psikolojik rahatsızlıklara yol açar. Bu nedenle anadilinde eğitim çocuklarımız için çok önemlidir” dedi.

Halil Taş, yıllar önce Kürtçenin seçmeli ders olarak eğitim sistemine girdiğini hatırlatarak, “Bunu demokratik bir adım gibi sundular. Ancak haftada birkaç saatlik ders, pedagojik açıdan da öğrenciler için yeterli değildir” ifadelerini kullandı.

Bu uygulamanın kalıcı bir yasal dayanağı bulunmadığını vurgulayan Halil Taş, “Bugünkü iktidar döneminde uygulanabilir ama iktidar değişirse sona erebilir. Dolayısıyla asıl ihtiyaç yasal güvencelerdir” dedi.

Velilere seçmeli dersi reddetmelerini önermediklerini belirten Halil Taş, “Ancak bu küçük adımla yetinilmemeli. Çocuklar haftada 2-3 saatle Kürtçe öğrenemez. Bizim talebimiz Kürtçenin eğitim dili olmasıdır” diye konuştu.

İlk adım anadili tanımak

Devamında anadilinde eğitim ve Kürtçenin resmi dil olması için hangi adımların atılması gerektiğine ilişkin ilk adımın tanınmak olduğunu dile getiren Halil Taş, “Devlet bugüne kadar Kürtleri kabul etmiyordu ancak bugün kabul ediyor. Bunu pozitif bir adım olarak değerlendiriyoruz. İkincisi sivil ve demokratik kurumlarla görüşmeler yapıldı, komisyon kuruldu, ancak komisyonda Barış Annesi’nin kendisini Kürtçe ifade etmesi engellendi. Bu da gösteriyor ki henüz bir şeyler netleşmemiş. Eğer bu görüşmelerden sonra halen bir adım atılmazsa bu da sürece olan güveni kırar. Tabi biz bu sürecin görüşmelerin sonunda netleşeceğini düşünüyoruz. Kürtlerin talepleri çok açık ve bunu her şekilde dile getiriyorlar. Ancak devletin tavrı henüz netleşmemiş. Ancak bizlerin anadilde eğitim ve resmi statü gibi taleplerimizin yok sayıldığı bir anlaşmayı kabul edemeyiz. Öte yandan buna ilişkin yasal düzenlemeler yapılmalı ve en önemlisi zihniyetin de değişmesi gerekiyor. Kürtleri öncelikle eşit görmeli” şeklinde konuştu.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Bakan Yerlikaya’dan CHP’ye tehdit: Devlet gereğini yapacak

Sonraki Haber

Zilli Kurt’un izinde, barış peşinde: Min Dît (Ben Gördüm)

Sonraki Haber
Zilli Kurt’un izinde, barış peşinde: Min Dît (Ben Gördüm)

Zilli Kurt’un izinde, barış peşinde: Min Dît (Ben Gördüm)

SON HABERLER

Kürt halkının tarihsel konumu

Kürt halkının tarihsel konumu

Yazar: Bedri Adanır
8 Eylül 2025

Militarist kafayla ne ekolojik ne de toplumsal barış olur

Militarist kafayla ne ekolojik ne de toplumsal barış olur

Yazar: Heval Elçi
8 Eylül 2025

Eylül

Eylül

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
8 Eylül 2025

Zilli Kurt’un izinde, barış peşinde: Min Dît (Ben Gördüm)

Zilli Kurt’un izinde, barış peşinde: Min Dît (Ben Gördüm)

Yazar: Heval Elçi
8 Eylül 2025

‘Bu sürecin en önemli göstergesi anadildir’

‘Bu sürecin en önemli göstergesi anadildir’

Yazar: Heval Elçi
8 Eylül 2025

Bakan Yerlikaya’dan CHP’ye tehdit: Devlet gereğini yapacak

Bakan Yerlikaya’dan CHP’ye tehdit: Devlet gereğini yapacak

Yazar: Yeni Yaşam
7 Eylül 2025

Tam zamanında yapılan uyarı

Tam zamanında yapılan uyarı

Yazar: Bedri Adanır
7 Eylül 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır