• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
8 Haziran 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Çeviri

Burjuva kültürü?

25 Ocak 2022 Salı - 07:00
Kategori: Çeviri, Manşet
Burjuva kültürü?

Raymond Williams*

“İşçi sınıfı kültürü” fikri üzerine bir şeyler söylemek istiyorum çünkü bu bence günümüzün kilit meselelerinden biri ve bir hayli yanlış anlaşılma barındırıyor. Daha önce, yeni kitle iletişim araçları yoluyla üretilen malzemenin büyük kısmını “işçi sınıfı kültürü” olarak tanımlamanın ne doğru ne de yararlı olduğuna işaret etmiştim. Zira bu malzeme hiçbir şekilde sadece işçi sınıfı için üretilmediği gibi, önemli ölçüde onlar tarafından da üretilmemektedir. Bu olumsuz tanıma bir başkasını daha eklemek gerek: Bizim toplumumuzda “işçi sınıfı kültürü”, halihazırda var olan az sayıdaki “proleter” yazın ve sanat olarak da anlaşılmamalıdır. Bu tür çalışmaların ortaya çıkışı yararlı olmuştur; yalnızca daha bilinçli formlar için değil, sanayi sonrası baladlar gibi derlenmeye değer görülmüş malzemeler için de geçerlidir bu. Bu çalışmaların farkında olmamız gerekir, ama bunlara bir kültür olarak değil, değerli bir muhalif unsur olarak bakmalı. İngiltere’nin geleneksel popüler kültürü, Sanayi Devrimi’nin yarattığı altüst oluşlarla tamamen yok olmamışsa da en azından parçalanmış ve zayıflamıştır. Bu kültürden geriye kalanlar ve yeni koşullar altında yapılan yeni şeyler, nicelik bakımından az, kapsam açısındansa dardır. Bu çalışmalar saygıyı gerektirmekle birlikte, hiçbir anlamda alternatif bir kültür oluşturmaz.

İşte bu alternatif meselesi, teorik açıdan son derece zordur. Düşünsel ve yaratıcı çalışma anlamında kültürümüzün önemli bir kısmı, Marksistlerin dediği gibi burjuva olarak tanımlanacaksa, alternatif bir kültür aramak ve bunu proleter diye adlandırmak doğal olacaktır. Ne ki, “burjuva kültürü”nün yararlı bir terim olduğu kuşkuludur. Her kuşağın geleneksel kültürü olarak devraldığı düşünsel ve yaratıcı çalışmalar, her zaman ve zorunlu olarak, tek bir sınıfın ürünlerinden fazlasını içerir. Her şeyden önce, bu eserlerin önemlice bir kısmı, mevcut toplumun hemen öncesindeki dönemlerden çok daha eski zamanlardan kalmış olacaktır; sözgelimi 1600 öncesine ait edebiyat, felsefe vs. eserleri “burjuva” olarak görülemez. Ama bunun da ötesinde, belirli bir sınıfın egemen konumda olduğu bir toplumda bile, başka sınıfların mensuplarının ortak mevcuda katkıda bulunması, dahası bu tür katkıların egemen sınıfın değer ve fikirlerinden etkilenmemiş ya da bunlara karşıt olması gayet mümkündür. Öyle görünüyor ki bir kültürün alanı, genellikle, bir sınıfın alanından ziyade, bir dilin alanıyla orantılıdır. Egemen sınıfın ortak mirasın bütününün aktarım ve dağıtımını büyük ölçüde kontrol edebileceği doğrudur; böyle bir kontrol, mevcut olduğu yerde, o sınıfa ilişkin bir olgu olarak kaydedilmelidir. Ayrıca, geleneğin her zaman seçici olduğu, bu seçme sürecinin de daima egemen sınıfın çıkarlarıyla ilişkili, hatta o çıkarların güdümünde olma eğilimi göstereceği de doğrudur. Bu etkenler, sınıf iktidarı el değiştirdiğinde, yeni yükselen sınıf daha kendi katkılarını ortaya koymadan önce bile geleneksel kültürde niteliksel değişimler olmasını muhtemel kılmaktadır.

Bu tür noktaların altını çizmek gerekiyor, ama mevcut kültürümüzü burjuva kültürü olarak tanımlamanın kattığı özel vurgu birçok yönden yanıltıcıdır. Örneğin bu vurgu, şimdi kendilerini egemen sınıfa mensup olarak görenleri ciddi şekilde yanıltabilir. Bu insanlar, muarızları tarafından bile, (dar anlamda) mevcut kültürü kendi özel ürünleri ve mirasları olarak düşünmeye teşvik edilirse, hem kendilerini hem de başkalarını kandıracaklardır. Çünkü, kendi sınıf pozisyonları ortadan kalktığı takdirde kültürün de ortadan kalkacağını öne sürme; standartların korunmasının, kültürün, onu yarattığına göre onu anlayan yegâne sınıfla sınırlandırılmasına bağlı olduğunu iddia etme cesaretini kazanacaklardır. Öte yandan yeni yükselen bir sınıfın temsilcileri olduklarına inananlar, “burjuva kültürü” önermesini kabul ederlerse, ya insanlığın ortak mirasını görmezden gelme yanılgısına düşecek, ya da daha akıllılarsa, bu burjuva kültüründen ne kadarının, nasıl alınacağı konusunda kafa karışıklığı yaşayacaklardır. Her iki pozisyonda da kategoriler ham ve mekaniktir. Ortak bir dili paylaşan insanlar, deneyimdeki her değişiklikle zorunlu ve sürekli olarak yeniden değerlendirilen düşünce ve yazın geleneğinin mirasını da paylaşırlar. Bu ortak geleneğe karşıt olarak yapay bir “işçi sınıfı kültürü”nün imali tam anlamıyla aptalcadır. İşçi sınıfının egemen olduğu bir toplumda bu sınıf kuşkusuz yeni değerlendirmeler ve katkılar üretecektir. Ancak bu süreç, edinilen mirasın karmaşıklığı nedeniyle son derece karmaşık olacaktır ve bu karmaşıklığı basit bir şemaya indirgemek hiçbir şey kazandırmaz.

* Raymond Williams’ın Kültür ve Toplum kitabının “Sonuç” kısmından seçilmiş pasajlar, çev. Uygur Kocabaşoğlu (İletişim Yayınları sanat-hayat dizisi, 2017) s. 467-470. Aynı bölümden devam eden pasajlar için bkz. İşçi Sınıfı Kültürü

* e-skop.com’dan alınan bu yazı Uygur Kocabaşoğlu tarafından çevrilmiştir.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Koronavirüs: 156 kişi hayatını kaybetti, 67 bin 23 yeni vaka

Sonraki Haber

Ölü bilgilerin tahakkümünden kurtulmak!

Sonraki Haber
Ölü bilgilerin tahakkümünden kurtulmak!

Ölü bilgilerin tahakkümünden kurtulmak!

SON HABERLER

15. Engin Sincer Gençlik Festivali: Kültürel devrim ile sosyalizme

15. Engin Sincer Gençlik Festivali: Kültürel devrim ile sosyalizme

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

‘Demokratik toplum için komünlerde yer alın’

‘Demokratik toplum için komünlerde yer alın’

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısında 4 kişi yaşamını yitirdi

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısında 4 kişi yaşamını yitirdi

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Çin’de ana öncül topluma dair kanıtlar bulundu

Çin’de ana öncül topluma dair kanıtlar bulundu

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

1992’de katledilen Özgür Gündem muhabiri Hafız Akdemir anıldı

1992’de katledilen Özgür Gündem muhabiri Hafız Akdemir anıldı

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

EKO-DER yaban geyiklerine yönelik saldırıya tepki gösterdi

EKO-DER yaban geyiklerine yönelik saldırıya tepki gösterdi

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

10 yaşındaki çocuk 5 gündür kayıp

Kayıp çocuğun cenazesi Fırat Nehri’nde bulundu

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır