• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
13 Mayıs 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Manşet

Çandar: Öcalan’ın açıklaması yeni bir dönemin miladı olacak

8 Şubat 2025 Cumartesi - 12:11
Kategori: Manşet, Politika
Çandar: Öcalan’ın açıklaması yeni bir dönemin miladı olacak

Kürt sorununun çözümüne dair tartışmaları değerlendiren DEM Partili Cengiz Çandar, Abdullah Öcalan’dan beklenen açıklamanın yeni bir dönemin miladı olabileceğini belirtti

Suriye’deki belirsizlik sürerken Türkiye’de de Kürt sorununun çözümü noktasında tartışmalar başladı. Bu kapsamda Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder İmralı Adası’na giderek PKK Lideri Abdullah Öcalan ile 2 görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşmelerin yankıları devam ederken Abdullah Öcalan’ın tarihi bir açıklama yapacağı belirtildi.

Ortadoğu’da uzun yıllar gazetecilik yapan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Amed Milletvekili Cengiz Çandar, değerlendirmelerde bulundu.

Amerika’nın Ortadoğu’daki programına dair konuşan Cengiz Çandar, “Donald Trump’la birlikte Amerika’nın, Ortadoğu politikasının İsrail-Filistin, daha doğru bir deyimle İsrail-Arap dünyası zemini üzerinden öncelik kazanacak ve şekil alacak gibi görülmesi gerekiyor. Trump 20 Ocak’ta görevine başladı. Ve koltuğuna oturduktan 2 hafta sonra, pek rastlanmadık bir şekilde bir yabancı devlet liderini Beyaz Saray’da ağırladı. Bu da İsrail Başbakanı Netanyahu oldu. Bu neyi gösteriyor? ABD’nin dış politikasında öncelikli olarak yerleştirdiği İsrail var. İkinci sırada Suudi Arabistan geliyor. Bunu da Trump’ın Netanyahu kabulünde ki sözlerinden anlayabiliyoruz. Trump, İsrail’e gelmeyi çok istediğini, Gazze’ye gelmek istediğini söyledi. “Suudi Arabistan’a gitmek istiyorum” dedi. Trump’ın Ortadoğu politikası, bir İsrail’in çıkarlarını esas alacak, ikincisi de İsrail-Suudi Arabistan yakınlaşmasını sağlama alacak. Trump, Amerika’sının temel hedefinin, Amerika’yı Çin’e karşı güçlendirip, Çin’i Amerika karşısında zayıflatma hesabına dayandığını akılda tutmamız gerekiyor” dedi.

‘7 Ekim mıntıka temizliği’

Cengiz Çandar

“7 Ekim 2023’teki Hamas saldırısından sonra İsrail’in saldırılarını değerlendiren Cengiz Çandar,  “İsrail, direniş ekseni adı altında İran ve paydaşlarının oluşturduğu dengeyi altüst edecek askeri sonuçlar elde etti. Gazze’yi mahvetti. Soykırıma varacak büyük bir insan katliamı gerçekleştirdi. Hamas’ı çok büyük ölçüde ezdi. En önemlisi İran’ı siyaseten ve askeri olarak alt etti. Bütün bunların sonucu olarak Suriye’de İsrail’in bitişiğindeki 61 yıllık rejim çöktü. Bunların hepsini bir araya topladığımız zaman İsrail ile Suudi Arabistan arasında bir yakınlaşma ve yeni Ortadoğu ekseninin oluşma ihtimalinin 7 Ekim’le bırakın bertaraf edilmesi, tersine bütün mıntıka temizliği yapılmış ve bunu mümkün kılacak her türlü zemininin hazırlandığının sonucuna pekâlâ varabiliriz” diye konuştu.

Suriye ve yeni yönetim

Suriye’de yeni kurulmaya çalışan yönetime değinen Cengiz Çandar, “Ahmet El Şara’nın Ankara’ya geldiği gün, bu konuya özellikle dikkat çekmek istedim. Orada (Suriye) garip bir durum var. Orada yeni bir yönetim kurulmaya çalışılıyor. Kurulmaya çalışılan yönetiminde hızla bütün Suriye’ye hükmedecek bir yönetim haline gelmesi ve Ahmet El Şara’nın cumhurbaşkanı sıfatı taşıması -görebildiğimiz kadarıyla- Türkiye iktidarının isteği, önceliği olarak göze çarpıyor. Fakat bu, meseleleri kendi başına çözmüyor. Ahmet El Şara’ya Türkiye siyasi, askeri, fikri destek verebilir. Şara için para lazım, yatırım lazım. Onun için ilk iş olarak Suudi Arabistan’a, Körfez’e gitti. Katar ile arası iyi. Ahmet El Şara bir eliyle Türkiye’yi tutmaya çalışıyor, öbür eliyle başta Suudi Arabistan ve Körfez’i cezbetmeye çalışıyor. Ülkenin ekonomik olarak yeniden düzenlenmesi için bunlarda yetmiyor, bir şey daha gerekiyor: Üzerindeki ağır yaptırımların kalkması gerekiyor. Yaptırımların kalkması demek, uluslararası sistem, ABD, BM ve Avrupa demek. El Şara şuan da fiili Şam yöneticisidir. Meşru, yasal Suriye yöneticisi değil. Gerek Tayyip Erdoğan gerekse de Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bu görüşmenin ertesinde Kuzey ve Doğu Suriye’ye, Kürtlere ilişkin bildiğimiz konuşmalarını sürdürdüler. Ama ben, bir şeye dikkat ettim. Ahmet El Şara öyle konuşmadı. Bir kere “Kürt” sözünü telaffuz etmedi. “Vuracağız, kıracağız, ezeceğiz” gibi tehdit cümlelerinin hiçbiri yok. Dolayısıyla şu anda, Kuzey ve Doğu Suriye ya da Suriye Demokratik Güçleri ile Şam arasına bir diyalogla çözüm arayışının öne çıkmakta olduğunu görüyoruz” diye ifade etti.

Bir ucu Erbil, diğer ucu Amed

“Suriye’nin Şam’daki şu an ki yönetimi Türkiye onlar için çok önemli ve değerli” olduğunu söyleyen Cengiz Çandar, “Türkiye’yi de gözetiyorlar, ama onlar için Suudi Arabistan da Amerika da önemli. Devam edebilmeleri için Fransa ve Avrupa da önemli. Bunların hepsini gözeterek, bence daha akıllıca bir tavır içinde gözüküyorlar. Bir diyalog arayışı içindeler bu bir, ikincisi Kürtler sadece PYD, YPG değil, bir birleriyle çok uzak durmuş olan, hasım gibi konumlanmış olan YPG ile ENKS arasında da bir işbirliği, ortak tavır, ortak tutum, Şam’a birlikte ortak heyet göndermek gibi girişimlerin çabalarından söz ediliyor. Şam’da bunu görüyor. Mesele şu örgüt, bu fraksiyon değil. Mesele Kürtler denen bir şey var. Bir ucu Erbil’e uzanıyor öbür ucu Amed’e uzanıyor” dedi.

‘Öcalan özgür ortam da konuşmalı’

Abdullah Öcalan’ın “Benim için gerekli şartlar sağlanırsa -yani tecrit kalkar, özgür bir şekilde davranabilme imkanlarım olursa- o zaman ben bu sorunu siyasi ve hukuki zemine çekebilirim. Bunu yapabilecek teorik ve pratik güce sahibim” sözlerini hatırlatan Cengiz Çandar, “Abdullah Öcalan’ın çok tarihi bir çıkış yapması bekleniyor. 4 yıl önceki durumda değiliz, ama yine onun tanımladığı anlamda bir tecrit kalkması gerekliliği var. Yani onun özgür, işlevsellik kazanacağı bir durumun, ortamın sağlanması gerekiyor. O sağlandığı zaman sağda solda sorulan soruları, bizzat onun ağzından daha ayrıntılı bir şekilde duyarak, anlayacağız. Aksi takdirde filin tarifi gibi herkes işine gelen bir yerinden çekiyor işi. Onun için öncelikli olan Abdullah Öcalan’ın özgür bir ortam da konuşabilir ve düşüncelerini yansıtabilir konumda bulunabilmesi lazım” diye konuştu.

Abdullah Öcalan’ın çağrısı

İmralı’daki görüşmelere değinen Cengiz Çandar, “1 Ekim’de başlayan, adına ‘Çözüm Süreci’ denmeyen, ama çok önemli, tarihi bir döneme yürüdüğümüz algısını yaratan gelişmeler. Daha sonra, en önemlisi 22 Ekim’de Devlet Bahçeli’nin o meşhur konuşmasıyla ivme kazanmış olan süreç. Hemen arkasından Ömer Öcalan adaya gitti. Arkasından İmralı Heyeti gitti, geldi. Bütün siyasi partilerle görüşüldü ve bu konu Türkiye gündeminin en tepesine oturdu. Bu konu, zaten tam da buradan başladı. Nedir beklenen, düşünülen: Türkiye’de silahlı mücadelenin artık bittiğinin bizzat Öcalan tarafından çağrıya konu olması ve sağlanması. Peki, bu nasıl olacak? Bu işin nasıl olacağını bilmediğimiz bir açıklama yapılacak. Muhtemelen yapılacak, -Tuncer Bakırhan’da söyledi. Çok yakında bekleniyor-  ama yapılana kadar, yapıldığını görene kadar biz, ‘Yapılacaktır’ diyemeyiz” dedi.

Barışı sağlayalım  

“Önümüzde devasa işler bulunan kocaman bir süreç var” diyen Çandar, “Daha önce ‘Kürt sorunu çözülürse barış olurdu’ diye düşünülüyordu. Bazı ‘Çözüm Süreçleri’ yürümedi. Beklenen sonuçları vermedi. Yani çözümden barışa gidemedik. Çünkü çözüme zaten gidemedik. Şimdi bir bakıma ‘Barışı sağlayalım, oradan çözüme gideriz’ gibi yöntem değişikliği oluyor gibi bir görüntü var. Barıştan da kasıt, silahlı mücadele artık bitti varsayılsın. Bu nasıl varsayılacak? Zaten şu anda bulunduğumuz aşama bu, onun için biraz sabır göstermemiz lazım. Öcalan’dan beklenen o; ki yakın bir gelecekte çok tarihi kapsamlı açıklama yapacak. Ondan sonra her halde böyle olacak diye spekülasyon yapıyoruz. Şu tabii önemli; Türkiye’de artık silahlı mücadeleye gerek yok anlamına gelecek bir açıklama yapar mı? Bu soruya muhatap olduğumuz zaman bunun çok kolay bir cevabı var: 2013 Newroz konuşmasını okuyun. Abdullah Öcalan zaten böyle düşünüyor. Yani bugün düşündüğü bir şey değil. Abdullah Öcalan çok uzun süreden beri barış yanlısı olduğunu ve silahlı mücadelenin Türkiye’de artık Kürt davasını hedefine götürmek, toplumsal barışı sağlamak için mutlak zorunlu bir araç olmadığını zaten savunuyor, çoktandır savunuyor, yeni değil” diye belirtti.

Kayyım atamalarına tepki

İktidardan şu ana kadar çok yüreklendirici bir tavır gelmediğini belirten Cengiz Çandar,  “Hatta tam tersi, kayyım atamaları, gözaltılar, tutuklamalar falan, böyle can sıkıcı, olmaması gereken, gerçekleşmesi tasarlanan iklimi beslemeyecek bir sürü olumsuzluk yaşandı. Bunun karşısında ne yapılmalıdır? Hem Amed halkı hem Kürt halkı olarak hem Türkiye’nin bütün demokratik unsuru ve partiler olarak, bizim hepimizin yapacağı barış kavramını, özgürlük kavramını öne alarak, büyük bir kitlesel seferberliği ve aynı zamanda da kitlesel beklentileri yukarı çekmek ve iktidarın etrafında bir iklim oluşturmak. Ki, söz konusu beklenen o tarihi açıklama yapıldıktan sonra bizim işimiz başlayacak” diye belirtti.

‘Umutlu olmaya mecburuz’

Cengiz Çandar, “Siz siyaset adamıysanız, siyaset yapıyorsanız buna mecbursunuz. Umutlu değilseniz o zaman niye siyasette bulunuyorsunuz? Gidin evinize, emekli maaşı falan, bir şeyler ayarlayın kendinize, ölümü bekleyin, siyaset yapmayın. Siyasetin kendisi umut demektir. Umudu beslemek zorundasınız. Umut etmek, umudu beslemek ve umuda doğru yol almak zorundasınız. Siyaset en kaba haliyle bu demektir. Umut kavramıyla iç içe başka bir sözcük daha varsa o da hayattır. Umutsuz hayat olmaz. Hayat kendiliğinden umut demektir. Dolayısıyla, ‘Umutlu musun?’ derseniz bana, ‘Umutlu olmak zorundayım’ diyorum. Başka çaremiz yok” dedi.

Haber: Müjdat Can / MA

 

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Nehre atladığı iddia edilen kadının cenazesi bulundu

Sonraki Haber

Aziz Köylüoğlu’nun katledilmesine tepki: Kalemi yerde kalmayacak

Sonraki Haber
Aziz Köylüoğlu’nun katledilmesine tepki: Kalemi yerde kalmayacak

Aziz Köylüoğlu'nun katledilmesine tepki: Kalemi yerde kalmayacak

SON HABERLER

Öğrenciler İlahiyatçı Yıldız’ı protesto etti: Çok sayıda gözaltı

Öğrenciler İlahiyatçı Yıldız’ı protesto etti: Çok sayıda gözaltı

Yazar: Yeni Yaşam
13 Mayıs 2025

Dar ve dönemsel çıkarlara takılmamak…

Sen hiç gerilla gördün mü?

Yazar: Yeni Yaşam
13 Mayıs 2025

Gönderilmemiş mektup

PKK’nin feshi, Cumhuriyetin hayrı…

Yazar: Yeni Yaşam
13 Mayıs 2025

‘It’s the economy, stupid!’

Gıda fiyatları niye yüksek?

Yazar: Yeni Yaşam
13 Mayıs 2025

Ahmet’e veda

Şiddetsiz toplumu anlamak

Yazar: Yeni Yaşam
13 Mayıs 2025

Duran Kalkan: Özgürlük yürüyüşünde yeni bir dönem başladı

Duran Kalkan: Özgürlük yürüyüşünde yeni bir dönem başladı

Yazar: Yeni Yaşam
13 Mayıs 2025

6 dokunulmazlık dosyası Meclis’e gönderildi

3 milletvekilinin fezlekeleri Meclis’e gönderildi

Yazar: Yeni Yaşam
13 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır