• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
10 Mayıs 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

‘Canika Dêrsim’i anlattı: Barış gelsin diye çok çabaladı

10 Mayıs 2025 Cumartesi - 11:53
Kategori: Güncel, Manşet
‘Canika Dêrsim’i anlattı: Barış gelsin diye çok çabaladı

3 yıl önce hayatını kaybeden Dersim’in ‘Canika Dêrsimi’i Aysel Doğan’ı anlatan Ali Doğan, Abdullah Öcalan’ın çağrısına işaret ederek ‘Aysel barışın gerçekleşmesi için en büyük çaba sarf edenlerden biriydi’ dedi 

“Ben ayakta öleceğim bunun sözünü verdim” diyerek, yaşamının son anına kadar mücadeleden geri durmayan Aysel Doğan’ın yaşamını yitirmesi üzerinden 3 yıl geçti. Dêrsim’in direngen ruhunu taşıyan Aysel Doğan, 1953 yılında dünyaya gözlerini açtı. Ankara’da Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği bölümünü okuyan ve mezun olduktan sonra lisede öğretmenlik yapan Aysel Doğan,  bu dönemde siyasi çalışmalara katıldı. Türkiye’nin karanlık dönemlerinden biri olan 12 Eylül Askeri Darbesi’nde 2 yıl boyunca tutsak edilen Aysel Doğan, birçok işkenceye de maruz kaldı.

Düşmanı utandıran direniş 

Aysel Doğan o dönem maruz kaldığı işkenceleri sonraki yıllarda, şöyle dile getirdi: ” Günlerce, aylarca aralıksız işkencede kaldım. Bir gün, düşmanım olan işkenceci karşıma geçip şöyle dedi, ‘biz düşmanız ve her gün sana dayanılmaz işkenceler yapıyoruz. Direnişin karşısında kendimden utanıyorum.’”

Öcalan’ın çağrısıyla geldi  

Aysel Doğan verdiği barış mücadelesi boyunca defalarca cezaevine girdi. 1990’lı yıllarda bir kez daha tutuklanan Aysel Doğan, 11 ay cezaevinde kaldı. Mücadelesinde geri adım atmayan Aysel Doğan, 1991 Genel Seçimlerinde Dêrsim’de bağımsız aday oldu ancak en yüksek oyu almasına rağmen mazbatası verilmedi. Artan devlet şiddeti karşısında Avrupa’ya iltica eden Aysel Doğan, Kürt özgürlük mücadelesi içerisinde çalışmalarını sürdürdü. Aynı zamanda Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) üyesi olan Aysel Doğan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine 2’nci Barış Grubu üyesi olarak 2 Ekim 1999 tarihinde Türkiye’ye geldi.

‘Mücadelesini her alanda sürdürdü’  

Türkiye’ye geldiği gibi tutuklanarak, 10 yıl hapis cezası verilen Aysel Doğan, 2009 yılında cezasının bitmesi ile tahliye edildi. Cezaevinden çıktıktan sonra memleketi Dêrsim’e dönen Aysel Doğan, Dêrsim Alevilik İnanç ve Kültür Akademisi Derneği’ni kurdu. Ayrıca barış mücadelesinden geri adım atmayan Aysel Doğan, Kürt sorunun demokratik çözümü ve barış mücadelesini de her alanda sürdürdü.

Açlık grevine katıldı  

Kürt sorununda “güvenlikçi” politikaların devam ettiği ve askeri operasyonların yoğunlaştığı dönemde Aysel Doğan, 19 Mart 2011’de PKK’nin kurucularından olan Mazlum Doğan’ın memleketi Dep’de (Karakoçan) katıldığı Newroz’da, demokratik cumhuriyet özgür Kürdistan istemleri yerine ulaşana kadar halkın mücadelesini sürdüreceğini söyledi. Aysel Doğan, bu dönemde “KCK operasyonları” adı altında yapılan operasyonlar kapsamında 28 Eylül 2011’de bir kez daha tutuklandı. 18 yıl hapis cezası verilen Doğan, 11 Eylül 2012 tarihinde PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı cezaevlerinde başlatılan açlık grevi eylemine katıldı. Aysel Doğan’a verilen 18 yıl hapis cezası, Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri’nin kapatılmasının ardından 7 Mayıs 2015’te Yargıtay’da görülen davada bozuldu. Yeniden yargılama kararı verilmesinin ardından Aysel Doğan hakkında, ağır sağlık sorunları nedeniyle tahliye kararı verildi.

Barış mücadelesi

Tedavi olduğu süreçte dahi mücadelesinden geri adım atmayan Aysel Doğan, 17 Temmuz 2015 Seyit Rıza’nın kızı Leyla Ağlar’ın son yolculuğa uğurlanmasına katıldı. Aysel Doğan, mücadelede kararlılığını şöyle ifade etti: “Acımız büyük, umudumuzda bir o kadar büyük, Leyla Ana’mızın nasihatı nasihatımızdır. Leyla Ana’nın bugünlere kadar taşıdığı mücadelemizi büyüteceğiz. Dağların kayıp anahtarı senin torunlarındadır. Sen rahat uyu…”

Dêrsim’de 29 Ağustos 2015’te katıldığı 1 Eylül Dünya Barış Günü mitinginde de Aysel Doğan, “Biz barış istiyoruz, toprağımız üzerinde tarihimiz kimliğimiz kültürümüz ile beraber, yeniden ateşler yakılıyor hiç kimse bunu kabul etmiyor ve kabul görmüyor” diyerek, barış mücadelesinde ısrarını sürdürdü. Ancak Kürt sorununda çözümsüzlük dayatmaları Aysel Doğan’ı yeniden sürgün yollarına mecbur bıraktı.

Yeniden görülen davada hapis cezası verilen Aysel Doğan, bir kez daha yurtdışına çıkmak zorunda kaldı.

Yitirdiği yoldaşlarına bağlılığı  

Tedavi gördüğü Avrupa’da da Kürt sorunun demokratik çözümü ve onurlu barış mücadelesini sürdüren Aysel Doğan, birçok etkinliğe katıldı. Dokunduğu her insanı etkileyen Aysel Doğan, aynı zamanda mücadele boyunca yaşamını yitirenlere bağlılığından da ödün vermedi. 2013-2015’teki görüşmelerin sona ermesi ardından başlayan savaşta Dêrsim’de yaşamını yitiren Atakan Mahir’in anısına kaleme aldığı yazıda Aysel Doğan, “Yarım asırdır mücadele eden özgürlük hareketinin kahramanları, 38 isyanına en büyük umut oluyordu. Geçmişin acıları geleceğin umutlarında yok olup kayboluyordu öylece. Acılarımız yerini en büyük umutlara bırakıyordu” sözleriyle andı.

Yine PKK Merkez Yürütme Komitesi Üyesi Kasım Engin’in 27 Mayıs 2020’de yaşamını yitirmesi ardından 11 Haziran’da Darmstadt Demokratik Kürt Toplum Merkezi’nde düzenlenen anmada konuşan Aysel Doğan, bağlılığını şöyle ifade etti: “Kasım arkadaşı tepeden tırnağa Apocu hareketin gerçekleşmiş halidir. Kasım arkadaş Dêrsim’in intikamıydı, şehitlerin intikamıydı, bütün katliamların intikamıydı. Kadının yüzyıllara sığmayan intikamıydı. Arkadaşıma söz veriyorum. Sen, halkının özgürlüğünü kadın özgürlüğünde gördün. Ben de senin intikamın olacağım.”

‘Sakine direnmiş biz de direneceğiz’  

En güçlü bağı ise çocukluk arkadaşı Sakine Cansız’aydı. Dêrsim dağlarında buluşmak üzere ayrıldığı PKK Kurucularından Sakine Cansız’ın yaşamını yitirmesi ardından Aysel Doğan, ona bağlılığını şöyle dile getiriyordu: “Sakine düşmanın eline geçen ve direnerek düşmanla baş eden, yetmiyor zafer ilan eden bir kadındı. Bu çok önemliydi ve her bir kadın ‘Sakine direnmiş ve bizde direneceğiz. Artık direnmek kayalıklardan kendini atmak veya kaçıp gitmek değil’ demiştir. Paris’te anca bir devrimci böyle katledilebilirdi. Böyle tehlike haline getirebilirdi kendisini, korkutabilirdi emperyalistleri. Sakine’den ancak bu kadar korkabilirlerdi. Her birimiz Sakine’nin bir parçası olabiliriz. Bir araya geldiğimizde örgütlenerek ancak Sakineleşebiliriz. Çünkü Sakine bir örgüttü, PKK’nin temsiliydi. Ona ulaşmak için her Dersim kadınında bir çaba vardır. Sakine Dersim’di, şimdi Dersim’de Sakine olmak durumundadır.”

‘Direnişle dolu bir hayat geçirdim’  

Aysel Doğan, tedavi gördüğü Almanya’da 11 Mayıs 2022’de 69 yaşında yaşamını yitirdi. Yaşamını yitirmeden önce de barış için kurduğu hayalleri ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a bağlılığını her seferinde dile getiren Aysel Doğan’ın son sözlerini sanatçı Bermal Çem, 1 Mayıs 2022’de Newayajin’de kaleme aldığı yazıda şöyle anlattı: “ ‘Şehit düşüyorum ama ölümden korkmuyorum. Ben olduğumda ölüm, ölüm olduğunda ben olmayacağım. Ölüm yok yani. Direnişle dolu bir hayat yaşadım. Mücadelemle ölümü öldürdüm. Bu yüzden korkmuyorum ve huzurluyum’ dedin. Saate baktım: 16.45’i gösteriyordu. Tarihlerden 2 Mayıs idi.”

Dêrsim’e defnedilmek istedi 

Aysel Doğan’ın son vasiyeti de ruhunu taşıdığı Dêrsim’e defnedilmekti. Aysel Doğan bu dileğini de yine şöyle aktarıyordu:  “Yağmurda da koşarım. Toprağı koklar kayalıklardan düşen taşlara dokunur öperim. Dağlar kutsal mabedimiz, onlar sonsuza dek bizi koruyan, saklayan mekânlarımız. Beni Dêrsim topraklarına gömün. Direnişin topraklarında ana kaynağına akmak istiyorum.”

Cenazesi kaçırıldı

Almanya’da yapılan kitlesel cenaze töreninin ardından 14 Mayıs günü Amed’e getirilen Aysel’in cenazesi, kadınlar, siyasi parti temsilcileri, ailesi ve çok sayıda kişi tarafından “Şehîd namirin” sloganıyla karşılandı. Dêrsim’e götürülen Aysel Doğan’ın cenazesi Dêrsimliler tarafından Seyidli Köprüsü’nde karşılandı. Yıllarca devletin zulmüne maruz kalan Aysel Doğan, son yolculuğuna uğurlanırken de bir kez daha bu zulüm ve baskı politikalarına maruz kaldı. Aysel Doğan’ın cenazesi yol boyunca kontrol noktalarında durduruldu, Gazik Mahallesi’ndeki evine getirilerek, helallik alınması engelledi. Ardından cenaze ile birlikte Pülümür Vadisi’ndeki Asri Mezarlığı’na gelen kitlenin mezarlığa girişi engellendi. Kitleye saldıran polis burada cenazeyi kaçırdı. Cenaze, engellemeler sonucu yalnızca aile üyelerinin katıldığı törenle defnedildi.

 ‘Dêrsim’in vicdanında yer etti’  

Dêrsim Alevilik İnanç ve Kültür Akademisi Derneği’nin kuruluşunda birlikte yer aldığı arkadaşı Ali Doğan, Aysel Doğan’ın yaşamı boyunca yaşadığı coğrafyanın sesi olduğunu söyledi. Aysel Doğan’ı kelimelerle anlatmanın zor olduğunu anlatan Doğan, “Bütün yaşamında bu toprakların dili olmaya çalıştı. Bu toprakların ruhu olmaya çalıştı. Öyle bir yaşam şekli vardı. Yani düşünün ki cenazesi gelmeden önce ona Dêrsim’in yaşlı kadınları ağıt yakıyorlardı. Canıka Dêrsim’e (Dêrsim’in değerli kadını) diyorlardı. Yani demek ki Dêrsim’in yetiştirdiği, Dêrsim’in vicdanında öyle yer edinmişti” dedi.

Anneannesinin yeri

Aysel Doğan’ın ailesinin Dêrsim 38 Katliamı’nda katledildiğini de sözlerine ekleyen Doğan, “İkincisi Dêrsim katliamının mağdurlarından olan anneannesinin Aysel’in hayatında çok büyük bir yeri var. Anneannesi katliamdan sağ kurtuluyor ve sürgüne gönderiliyor. Sürgünden döndükten sonra gelip, öldüğü güne kadar Dêrsim evliyalarıyla konuşan bir ruh haliyle yaşıyor. Sürgünde onlarca yıl kalıyor. ‘Evliya ve ziyaretlerle konuştuğum dili kirletip başka dil konuşamam’ diyor ve kendi topraklarına geri dönüyor. Bir dilin özgürce konuşulması için inancı, itikatı, kültürünün gerçekleşmesi uğruna kavga ediyor. Kavgası öyle sıradan bir kavga değil. Biz Aysel’i anlayamadık. Evliyalarına, ziyaretlerine ve uğradığı katliamdaki haksızlığı kabul etmeyen anneannesinin dizinin dibinde büyüyor Aysel” diye belirtti.

‘Onu anlamak için Dêrsim tarihine bakmalıyız’

Aysel Doğan’ı ve mücadelesini anlayabilmek için Dêrsim’in tarihine bakmak gerektiğini ifade eden Doğan şunları söyledi:“Aysel, yaşamını bu topraklarda adaletin, barışın, yok olan bir toplumun gelenekleriyle, inancıyla, itikatıyla, kültürüyle yaşaması için ömrünü adadı. Aysel’in bütün isteği topraklarda insanların kendi inanç, itikat, kültürleriyle barış içerisinde yaşamalarıydı. Aysel Munzur’un ruhuydu. Munzur’a el uzatanların en önünde Aysel vardı. Aysel ona karşı çıkıyordu. Dersim Canıkı’ydı. Mesele böyle kelimelerle Aysel anlatılamaz. Ama ne öyle veya böyle gerçekte de büyük bir değer. Bu toplumun büyük bir kaybı ve de idealleri uğruna bu kadar net duruşu, bu kadar sade, bu kadar farklı bir insandı. Aysel kendi ana dilinde kopmamak o geleneği devam etmesi için anadiliyle konuşan biriydi. Kendi toplum geleneklerine, göreneklerine bağlıydı. Biz bugün bir toplumun yok olma durumundan bahsettik. Dedelerimizin kültür ve geleneklerini yaşatırsak; Aysel’in duyguları bu toplumda yaşanmış olur.”

‘Çağrıyı hayata geçirmek için çabalardı’ 

Aysel Doğan’ın ömrü boyunca barış için çabaladığını belirten Doğan, Abdullah Öcalan’ın yapmış olduğu çağrının ardından gelişen sürece dair de, “Hayatta olsaydı en çok Aysel heyecanlanırdı. Aysel barışın gerçekleşmesi için en büyük çaba sarf edenlerden biri olurdu” dedi. Aysel Doğan’ın tüm yaşamını barışa adadığının altını çizen Doğan, “Bugün yaşasaydı ben şuna inanıyorum ki uğruna ömrünü verdiği ideallerinin gerçekleşmesi için çabalardı. Düşmanı da olsaydı onunla bir hukukun olduğunu söyler onun hakkına da saygı duyardı. Yani onun için kardeşlik, sevmek öyle bir şeydi O’nun için… Aysel’de bir sevgi, Aysel’de doğruluk gördük. Aysel’de analık gördük, kardeşlik gördük. Aysel, bugün Türkiye’de konuştuğumuz kardeşliği en iyi bilen ve hayatı boyunca anlatmaya ve hayata geçirmeye çalışanlardan biriydi” diye konuştu.

Haber: Şilan Şirvan Çil – Berivan Altan / MA 

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

PKK’nin kongre açıklaması gazete manşetlerinde

Sonraki Haber

Wêranşar’da askerler bir genci darp etti

Sonraki Haber
Wêranşar’da askerler bir genci darp etti

Wêranşar'da askerler bir genci darp etti

SON HABERLER

Öcalan’ın çocuklar için yazdığı şiir ilk kez okundu

Öcalan’ın çocuklar için yazdığı şiir ilk kez okundu

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

Cumartesi Anneleri Halil ve Kasım Alpsoy için adalet istedi

Cumartesi Anneleri Halil ve Kasım Alpsoy için adalet istedi

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

Werîşe Muradî: Darağacı, ufka bakan birinin boynunu eğemez

Werîşe Muradî: Darağacı, ufka bakan birinin boynunu eğemez

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

TBB ile Mülkiyeler Birliği’nden DEM Partiye taziye ziyareti

TBB ile Mülkiyeler Birliği’nden DEM Partiye taziye ziyareti

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

‘Hozan Mizgîn sanatıyla halka öncülük etti’

‘Hozan Mizgîn sanatıyla halka öncülük etti’

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

Girona manifestosu konferansı: Kürtçeyi yaşatmak herkesin sorumluluğu

Girona manifestosu konferansı: Kürtçeyi yaşatmak herkesin sorumluluğu

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

Gar Katliamı’nda hayatını kaybedenler anıldı

Gar Katliamı’nda hayatını kaybedenler anıldı

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır