Irak’ta elektirik, su ve insanca yaşayabilecek kadar gelir sıkıntısı çeken, hükümetlerin bölge ülkelerin güdümüne girmesine öfke duyan halkın isyanı sürüyor. Başbakan Adil Abdulmehdi yönetimi ise ordu-polis gücüyle eylemleri yok etmeye çalışıyor. Hükümet Başkent Bağdat’ın ardından güneydeki Babil ilinde de sokağa çıkma yasağı ilan etti. Yasağın 16.00-03.00 saatleri arasında olduğu kaydedildi. Babil’deki sivil aktivist Said el-Ceyyaşi, binlerce göstericinin il merkezi ElHille kentinde oturma eylemi başlatarak hükümet, siyasi partiler ve kentteki yetkililer aleyhine sloganlar attığını dile getirdi. Gösterilere yüzlerce öğretmen ve öğrencinin katıldığını aktaran Ceyyaşi, gösterici sayısının giderek arttığını ifade etti. Iraklılar, işsizlik, yolsuzluk ve kamu hizmeti yetersizliğini protesto amacıyla ülkenin çeşitli bölgelerinde gösteriler düzenliyor. 1 Ekim’de harekete geçen eylemciler, Erbain törenleri nedeniyle ve hükümetin sözlerini tutup tutmayacağını test için ara verdikleri gösterilere perşembe günü tekrar başladı.
Sadr da eylemde
Mukteda Sadr da sokağa indi. Sadr, Necef’teki protestolara katıldı. Şii liderlerinden Mukteda es-Sadr, hükümeti düşürmek için ülkenin etkili siyasetçilerinden Hadi Al-Amiri’yle işbirliği yapacağını söyledi. Amiri, “Irak halkının çıkarları ve ülkeyi kurtarmak için birlikte çalışacağız” dedi. Sadr, Irak Meclisi’nde Başbakan Adil Abdülmehdi hükümeti aleyhine güvensizlik önergesi verecek. Önerge oylamaları Abdulmehdi için son şans olabilir. Olaylardan ABD ve Suudi Arabistan’ı sorumlu tutan İran’da muhafazakarlara yakınlığıyla bilinen Keyhan gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Şeriatmedari, Irak’taki Haşdi Şabi güçlerine “ABD ve Suudi Arabistan büyükelçiliklerini işgal edin” çağrısında bulundu.
İsyandan hikayeler
The Independent’in haberine göre Amjad El Budairi’nin, Irak’ın meşhur “çayının” bardağını 2 TL’den ucuza sattığı bir çay arabası vardı. Satış arabasına el kondu. Budairi yerel bir restoranda günlüğü 6 dolara (yaklaşık 35 TL) garsonluk yapmaya başlamıştı. Budairi protestolarda öldürüldü. Sadr şehrinden Ali’nin düğününe günler kalmıştı. Tahrir Meydanı’ndaki gösterilere katılmıştı, biri başına ve diğeri bacağına isabet eden kurşunlar Ali’yi öldürmüştü. Ahmet El Ghezi, Bağdat’ın AlUr muhitinde büyümüştü. Babası Baasçılar tarafından infaz edilmişti. Serinletici içecek satmak için bir satış arabası almıştı. Parlak bir öğrenci olsa da okulundan geri kalmıştı. Ahmet güvenlik güçlerinin gerçek mermi kullandığını ve birçok kişinin yaşamını yitirdiğini öğrendikten sonra protestolara katıldı. 3 Ekim’de ölümcül biçimde vuruldu. Ahmet’in en yakın arkadaşı: “Onu evine geri taşıdık, annesi cansız bedenine sarıldı ve saatlerce ağladı” dedi. Muhanned Kamil Nasıriyeliydi. Bağdat’taki Mustansiriyah Üniversitesi’nde eczacı olmak için eğitim görüyordu. Kitap kurdu idi. Kamil Facebook’a “yozlaşmış hükümetin kararlarına” karşı “protestolara katılmaktan” onur duyduğunu yazmıştı. Kamil, 3 Ekim’de El Haboobi Meydanı’nda vuruldu. Ölümünden hemen önce şöyle yazmıştı: “Irak için ölmek, aşağılanarak yaşamaktan daha asildir.”
BAĞDAT