• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
28 Aralık 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Çanlar kimin için çalıyor?-Yakup Güneş*

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
14 Mart 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

İspanya iç savaşının anlatıldığı Hemingway’in romanında, hepimizden bir kesit bulmak mümkün. Kitap geçmemiş bir geçmişin tahayyülü aşan acısıyla; soğuğa, savaşa, sevgiye dağlara direnişe sürükleyip duruyor bizi.

Bazen içimizdeki savaşa, çoğu kez Leylalı zamanımızda yaşanan savaşa. Her halükârda bir iç savaşın ortasında buluyoruz kendimizi. İçimizde ve dışımızda…

Sahi, biz de bir iç savaşta değil miyiz? İçi yabancılaşmış olanlarla, boğazını yoksullaştırmış insanların savaşında. Duyarlılığın ve kayıtsızlığın. Adalet ve adaletsizliğin savaşında. Deyimlerin, atasözlerinin sustuğu bir andayız artık.

Öyle ki, “tok açın halinden anlamaz” bile diyemiyoruz. Belki de dememeliyiz. Zira söz konusu olan artık; açın, tokun bu oburlaşmış kayıtsızlığına anlam vermekte zorlanması. Bir hukuk ve insanlık sorununa kayıtsız kalan bir oburluğu açken anlamak ne mümkün! Yabancısı değiliz. Yıllardır açlık ve direnişi uzuvları gibi benimsemiş bir halkın çocuklarıyız aslında. Direniş ve açlık! İki sözcük hanemizde de amellerimizde de pek çok. Farklı mekanlarda ve farklı zamanlarda. Ama bu seferki farklı.

Zira koşulların yarattığı açlıkla. Açlıkla yaratılmak istenen koşullar arasında ciddi bir fark var. Bunu en iyi her ikisini de yaşayanlar bilir. Yaşıyoruz. Peki duyuluyor muyuz? Ah bu sessizlik! Belki de Ralph Ellison’ın “Görülmeyen adam” romanına düştü dünyamız. Ve roman bağırıyor sağır dünyamıza. “Görülmezim, anlıyor musunuz, sırf insanlar beni görmek istemedikleri için, görülmezim”.

Çarpıtıcı camdan yapılmış aynalar, çevirmiş sanki etrafımı. Bana yaklaştıklarında yalnızca çevremdekileri yani kendilerini ya da hayallerinde uydurdukları şeyi görürler. Her şeyi görürler her şeyi, en küçük şeyi görürler de beni görmezler! Sahi biz de görülmeyen miyiz? Beyaz adam bizi görmedi diye bir zaman sonra artık orada olmadığımıza mı inandır.

Olamaz! Bizim inançlarımızı değil, inançlarımızın bizi sarstığı bir zamanda. Kendimizi bu kadar net görebilirken, görülmeyen biz olamayız. O halde körler dünyasındayız. Jose Saramago’nun Körlük romanından fırlamış bir dünyada… Tüm direnenlerin birlikte yaşadığı farklı bir zamandayız. Zaman farklılaşıyor. Her duruşun, her direnişin farklı bir zamanı var diye. Artık durumun peşinden koşturan, sıkıldıkça elinden kaçan ama direnince bizi anne şefkatiyle saran bir zamana sahibiz.

Zamanın ruhu dedikleri bu mu oluyor? Bu kadar hırpalayıp tüketmemize rağmen direngenliğimizde kanatlarını usulca üzerimize örtmesi bu ruhtan mı geliyor? Kim bilir, belki de kimi zaman direnen insan değil de zamandır. İnsana kalan sadece bu zamana katılmak, ruhu yakalamaktır. Öyleyse ne mutlu zamanın ruhunu yakalayanlara! Ne mutlu Leylalı zamanlarda Leylalaşanlara… Zaman akıyor. Ve tarih, tarih çanlarını çalıyor. Çok geç olmadan duymamızı bekliyor. Tarihten çan sesleri yükseliyor. Çanlar çalıyor, kimin için çalındı söylenmese de. Ama biz biliyoruz. Hepimiz iyi biliyoruz. O halde bilmeyen kim? Yoksa bir tek Hemingway mi bilmiyor? Ona da söylemeliyiz her birlikte. Birlikte bağırmalıyız. Bağıralım o halde! Çanlar bizim için çalıyor. Duyuyor musun Hemingway? Çanlar bizim için çalıyor!

* Şakran 2 nolu T Tipi Cezaevi

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Açlık ücreti ve barış umutları

Yazar: Heval Elçi
28 Aralık 2025

2025'in son günlerinde, milyonlarca emekçinin gözü Asgari Ücret Tespit Komisyonu'ndaydı. Aralık ayı boyunca süren görüşmeler, işçi temsilcilerinin katılmadığı bir süreçle...

Halkların varlığı ve hakları oylama konusu değildir

Yazar: Aziz Oruç
28 Aralık 2025

Barış ve demokratik toplum sürecine ilişkin önemli bir aşamaya gelindi. Konuyla ilgili olarak oluşturulan meclis komisyonu, belirlediği görüşmeleri yapmış, komisyon...

Roboski: Hukukun kırık hattı

Yazar: Heval Elçi
28 Aralık 2025

Katliamın 14. yıldönümü barışa en çok yaklaştığımız sürece denk düşüyor. Süreç devam ederken, barışın hukuki zeminde karşılık bulabilmesi için cezasızlık...

2025 biterken, açlık ücreti ve tribünlerde işlenen nefret suçu

Yazar: Bedri Adanır
27 Aralık 2025

2026 yılında geçerli olacak asgari ücret açıklandı. Beklendiği gibi TÜİK’in -hükümetin isteklerine göre gerçek fiyat artışlarının neredeyse yarısını gizlediği- verileyle...

Küresel fabrika: Türkiye kapitalizminin yeni yönelimleri

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Türkiye kapitalizmi için 2001 krizi önemli bir moment oldu. Kriz kısa çevrimli bir kriz olarak dikkat çekti ve aynı yıl...

Komünal demokrasiyi yeniden yapılandırmak

Yazar: Bedri Adanır
26 Aralık 2025

Demokratik siyaseti ve siyasetin demokratikleştirilmesini tartışırken, yapısı itibariyle anti-demokratik, anti-toplumcu olan partilerin ve elit hatta bir tür aristokrasi olarak örgütlenen...

Sonraki Haber

Çocuk dostu belediyecilik lütuf değil, yükümlülük!-Ezgi Koman

SON HABERLER

Meteoroloji kuvvetli kar yağışı uyarısı yaptı

Yazar: Bedri Adanır
28 Aralık 2025

Hewlêr’de sağanak yağış sele yol açtı

Yazar: Bedri Adanır
28 Aralık 2025

Ensar Vakfı ‘Kırk Derste Ahlak’ı’ öğretecek!

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
28 Aralık 2025

Bir özel savaş uygulaması olarak çeteler nasıl ortaya çıktı?

Yazar: Bedri Adanır
28 Aralık 2025

Pirsûs’ta DEDAŞ belediyenin onardığı sokakları bozuyor

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
28 Aralık 2025

51 kilometrelik tarihi kanalın sadece 3 kilometresi sulamada kullanılabiliyor

Yazar: Bedri Adanır
28 Aralık 2025

’11. Yargı Paketi beklentileri karşılamadı’

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
28 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır