Bütün canlılar su içer. Susuz yaşamı hiçbirimiz aklımızdan bile geçirmeyiz. Türkiye halkı olarak bizler, sudan sonra en çok çay tüketiriz. Sohbetlerimizin baş konuğu çaydır. Sohbetsiz çay, çaysız sohbetten keyif almayız. Çay, aynı zamanda keyif veren rahatlatan da birşey.
Gel gelelim çayı üretenler mutsuz, keyifsiz. Bugünlerde dertli mi, dertli. Kaygıları, tavan yapmış durumda.
Çay Üreticileri Sendikası (ÇAY-SEN), yaptığı basın açıklamasıyla durumu çok iyi özetlemiş. Şöyle diyor;
“Çay referans (taban) fiyatı 3 lira 44 kuruş, artı 13 kuruş, destekleme ile birlikte 3 lira 57 kuruş olmalı”
Fakat hükümet cephesinin bu fiyata yanıtı olumsuz.
Çay-Kur (hükümet), 2 lira 90 kuruş taban, artı 13 kuruş destekleme ile birlikte toplam 3 lira 3 kuruş olarak açıkladı çayın fiyatını.
Hükümetin ‘taban fiyat’ diye açıkladığı fiyat da sadece Çay-Kur’u bağlıyor. Özel sektör bu fiyatı uygulamak zorunda değil.
Çay-Kur’un stoğu kabarıyor
“Çay-Kur’un, stoğunda yıllık en fazla 20 bin ton çay olması gerekirken, şu an stoğunda 80 bin ton çay bulunmaktadır” diyor ÇAY-SEN. Yani sezona olması gerekenin dört katı stokla başlıyor ÇAY-KUR. Bu da, ÇAYKUR’un satın aldığı çayı pazarlayamadığı/ satamadığı anlamına geliyor.
Diğer tarafta özel sektörün (çay şirketlerinin) elinde satacak çay neredeyse kalmıyor. Hepsini satabiliyor. Başka bir deyişle, ÇAYKUR pazarda olması gerektiği kadar boy gösteremediğinden şirketler çayını satabiliyor, ÇAY-KUR satamıyor.
ÇAY-SEN açıklamasında,
“Çay-Kur satamadığı çaya rağmen üreticiye borcu yok” diyor.
Peki, bu nasıl oluyor?
Çay-Kur çayını satamazken üreticiye ödemeleri nasıl yapabilmektedir?
Bunun yanıtını da veriyor, ÇAY-SEN.
Diyor ki, “Bunun bir tek yanıtı vardır; Çay-Kur’a bankalardan faizli kredi çektirilmektedir.”
Bu borçlar ÇAYKUR’un sonunu getirebilir mi, kaygısı üreticiler arasında yaygın.
Çay-Kur’un zarar etmesi sadece bu nedenle de değil. “Kurdurulan yan şirketler de Çay-Kur’u sömürüyor. Pazarlama şirketlerinin kurduğu 9 şirketin üzerinde tepe şirket olarak kurdurulan ‘Çaytaş’ gibi şirketlerle Çaykur adeta soyuluyor/soyduruluyor” diyor ÇAY-SEN.
Özel Sektör ÇAY-KUR’u geçti
2018 yılında ilk defa Özel sektör yaş çay alımında Çay-Kur’u geçti. Yani yaş çay alımında artık lider Çay-Kur değil, özel sektör. Oysa Çay-Kur son yıllarda yaptığı yenileme ve modernleşme yatırımlarıyla, yaş çay işleme kapasitesini günlük 6 bin 500 kilodan 9 bin 100 kiloya çıkarttığını kamuoyu ile paylaştı. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu değil mi?
Özel sektör çayı düşük fiyata alıyor
Özel sektörün yaş çay alım politikasında uyguladığı fiyat politikası ise şöyle;
Doğuş Grubu; fiyatı (25-05-2109):
– 2020 Ağustos ödemeli 2,90 TL.
– 2020 Şubat ödemeli brüt 2,50 TL.
– 2020 Mayıs ödemeli brüt 2,70 TL
.
– Haftalık 2 TL brüt ödemeli…
LİPTON (14-05-2019) fiyatı:
– Haftalık ödemeli 2 TL brüt,
– Sürgün sonu ödeme 2,10 TL brüt,
– Ekim 2019 ödeme 2,20 TL brüt…
OF ÇAY , (14-05-2019) fiyatı:
– Haftalık ödeme 2,10 TL brüt
– Yıl sonu ödeme 2,5 TL brüt…
Şirketlerin bu fiyat politikaları, çayın ve çay üreticisinin ne kadar sahipsiz bırakıldığını açık seçik ortaya koyuyor. Ayrıca yol boylarında mantar gibi türemiş, kimin için aldıkları da belli olmayan cepleri para dolu korsan alıcılar türedi. Onlar da yaş çay yaprağının kilosunu 1,8 TL ye peşin alıyor. Çayın trajik komik hali bu vesselam.
Çayda Üretim Girdileri Artıyor
Gübrenin ton fiyatı: 2018 yılında 1150 TL, 2019’da 2200 TL. olmuştur. Artış, neredeyse yüzde yüz.
İşçi yövmiyeleri:
2018 yılı günlük 150-160 TL.
2019 yılı 200-220 TL arasında değişmektedir.Yaş çayın tonu 2018’de 550 TL toplatılırken, 2019 yılında 800 TL’den toplatılabilmektedir. Çay üreticisi çiftçiler bu masrafları peşin ödemekte, çayın parasını ise bir sene sonra almaktadır. Çaydaki durum iyi değil. Bunları dövünmek, ağlamak ve sızlanmak için değil başka bir yol olan çözüm önermek için de yazdım biraz.
Peki, çözüm ne o zaman?
Çözüm:
– Fiyatlar: Maliyet+yüzde 25 kazanç+İnsanca yaşam payı eklenerek belirlenmeli ve uygulanmalı.
– Çayın tamamını ÇAY-KUR üreticiden satın almalı. Çay şirketleri ürünü ÇAY-KUR’dan satın almalı.