Garip Dede Cemevi’nde her yıl geleneksel olarak düzenlenen GADEV Kitap Fuarı’nda düzenlenen panelde konuşan gazetemiz Yeni Yaşam Genel Yayın Yönetmeni Çelebi, tekçi, üniter bir sitemi, cihadist politikalarını dayatan HTŞ’ye karşı Kürtlerin, Alevilerin, Dürzilerin, Süryanilerin, Ermenilerin ortak duruş sergilemelerinin önemine dikkat çekti
GADEV kitap fuarında Vesta, Öteki, Can, Demos, Demokratik Modernite, La, GADEV, Ceylan, BGST gibi yayınevleri kitaplarını okuyucuyla buluşturdu. Kitap fuarında Yeni Yaşam gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ali Çelebi de Vesta Yayınları tarafından okuyucuyla buluşturulan ve Suriye’de Kürtlerin, Alevilerin, Dürzilerin, Süryanilerin, Ermenilerin yaşadıklarına odaklanan ‘Rojava: Ortadoğu Rönesansı’ kitabını cumartesi ve pazar günü okuyucular için imzaladı. Çelebi Pazar günü fuar kapsamında “Suriye Jeopolitiği: İç savaşın etkileri, HTŞ dönemi… Türkiye’ye, Alevilere, Kürtlere, Dürzilere etkisi” konulu panelde de konuştu. Çelebi, Suriye ve Rojava’da Baas dönemi ve HTŞ döneminde yaşananlara; Türkiye, İsrail, İngiltere gibi ülkelerin, küresel güçlerin Suriye üstünden çekişmelerine dikkat çekti.
Çelebi, Esad yönetiminin Alevileri savunmasız bıraktığının görüldüğünü, örgütsüz bırakması, özsavumaya izin vermemesi nedeniyle HTŞ, SMO içindeki cihadist yapıların kolayca cihad ilan edip tehcir ve katliam yaptığına dikkat çekti. Hem 2015’te İdlib’de İstebrak’ta hem Mart 2025’te sahil kentlerinde hem 28-30 Ağustos 2025’te Şam’ın Sumeriye mahallesinde Alevilerin evlerinin Maraş’taki, Muğla Ortaca’daki gibi işaretlendigin ve katliamla tehrcir gerçekleştiğini söyledi. Asılardır Alevilerin, Kürtlerin, Romalılarin, Rumların, Musevilerin, Hristiyanların yaşadığı, 7 papa çıkarmış, bugünkü Papalik prototipi 1. İznik Konsülü’ne 20 piskopos vermiş Suriye coğrafyasının HTŞ eliyle tek tipleştirilemeyecegini, tek kimlik ve tek mezhebin dayatılamayacağına dikkat çekti. Halkları dışlayan mezhepçi anayasanın kabul edilmediğini vurgulayan Çelebi, Esad yönetiminin dışlayıcı politikasını sürdürmekten vazgeçilmesi gerektiğini söyledi.
Çelebi, Astana-Soçi toplantılarının halkalara tuzak olduğunu ve İdlib’in cihadist mayalama laboratuvarına dönüştürüldüğünü, İdlib senaryosunun şimdi Şara eliyle Şam’da denendiğini vurguladı.
Ankara etkisi
Çelebi, AKP-MHP koalisyonunun Suriye’de suyu bulandıran güç olduğunu, Şam ve Şara yönetiminin de ayağına taş bağlayıp halklarla birlikte adım atmasına engel olduğunu ifade ederek, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Şam valisi gibi konuşmalar yaptığını, sık sık Şara’yı ziyaret edip 10 Mart Anlaşması’nı, ayrımcı geçici anayasa ile etkisiz kılmaya çalıştığını belirtti. Çelebi “Fidan, Filistin konusunda Filistinliler karar vermeli dedi. Nasıl ki Filistin ile ilgili kararları Filistinliler versin deniyorsa, bırakın Suriye’de de Suriyeliler karar versin. Alevilerle ilgili konularda Aleviler kararı karar versin. Kürtler kendi kararını versin. Dürziler kendi kararını versin” diye konuştu.
Paris Komünarları için Marx’ın “Gökyüzünü fethe çıkan gözü pekler” sözünü hatırlatan Çelebi
tekçiliği dayatanlara, kapitalist politikalara, neo-liberalizme karşı devrimci duruşların, sosyalist duruşun, Hüseyni duruşun biat etmeyeceğini, boyun eğmeyeceğini ifade etti.
Çelebi, Suriye politikasının göç, yoğun silahlanma, SİHA üretimi ve yoksullaşma getirdiğini, emekçilere düşük maaş olarak döndüğünü, halkların birlikte mücadelesiyle bunun aşılabileceğini ekledi. İSTANBUL









