Dep Doğa ve Kültür Festivali’nde konuşan DEM Partili Cengiz Çiçek, ‘Sayın Öcalan’ın serbest çalışır koşullarının sağlanması bizlerin öncelikli ödevi olmalı’ dedi
Xarpêt’in Dep (Karakoçan) ilçesindeki 2. Doğa ve Kültür Festivali sürüyor. Belediye, Kiğı-Karakoçan-Adaklı-Yayladere-Yedisu İlçeleri Sosyal Yardımlaşma, Kalkındırma ve Kültür Derneği (KAYY-DER), Karakoçan Dernekler Federasyonu (KAR-DEF) ile Avrupa Karakoçanlılar Derneği (AV-KARDEP) öncülüğünde düzenlenen festival ikinci gününde. Festival kapsamında “Demokratik Toplum Çağrısı, İnanç ve Ekoloji” paneli düzenlendi.
Komünal sistem
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Zeynel Kete, “İlk toplumsal form olan form, aynı zamanda bir ocak formudur. Devlet dışı bir ahlaki politik formdur. Günümüzün en büyük komünal toplum formudur. Orada diri, toplum ve doğa arasında ikrarlı bir bağ vardır ve bu toplumsal ekolojiyi oluşturuyordu. Biri birinin üstünde değildi. Ama ne oldu? Daha sonraki dönemle beraber özellikle avcılık kültürüyle beraber bir avcılar kulübü oluştu. Doğanın üzerindeki tahakküm kurma fikri, o kulübü tarafından sonra insana uyarlandı. Değerli canlar ve Alevi mensupları yakın zamana kadar avcıları cemlerine almıyordu. Derinlikli bir toplumsal ekolojik bir inanç ekolojisiyle karşı karşıyayız. Eğer bu inancın tarihsel hakikatini ve kavramlarını bu kadar derinlikli incelersek gerçekten de bu inancın en güçlü kavramları vardır” diye konuştu. Ocak sisteminin en güçlü komünal sistem olduğunu söyleyen Kete, “Pir, mürşit, reyber topluluğu en büyük komündür” diye kaydetti.
Öncelikli ödev: Serbest çalışır koşullar
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek ise, barışı inşa sürecinin bir mücadele gerektirdiğini kaydetti. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısına dikkati çeken Çiçek, “Kendimizi demokratik toplum olarak inşa edemediğimiz ya da örgütleyemediğimiz sürece devletli uygarlığın ya da iktidarcı aklın barışın içini dolduracağı bir sonuçla karşı karşıya kalırız” dedi. Çiçek, bu durumda da “barıştan hayırlı bir şey çıkmayacağını” vurguladı.
Abdullah Öcalan’ın çağrısının “toplumun kendi öz değerleriyle yaşamsal kıldığı bir süreci” tanımladığını kaydeden Çiçek, verilen barış çabasına rağmen Öcalan üzerindeki baskının devam ettiği ve bu baskıyla dezavantajlı bir süreç yürütüldüğünü söyledi. Çiçek, “Sürecin daha sağlıklı, normal ve şeffaf yürütülebilmesi için Sayın Öcalan’ın serbest çalışır koşullarının sağlanması gibi demokratik toplum mücadelesi bizlerin öncelikli ödevi olmalı. Benim İmralı Adası’nda gördüğüm buydu. Orada bir tarafta muazzam olanaklara sahip bir devlet, bir tarafta çok sınırlı imkanlarla iğneyle kuyu kazarcasına özgürlük imkanını, demokrasi ışığını açığa çıkarıp topluma var etmeye çalışan bir Öcalan gerçekliği var. İşte bu iki şeyi de gören bir yerden tecride karşı mücadele bugünün de mücadelesidir” diye konuştu.
Kaynak: MA
