• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
23 Temmuz 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Manşet

Cezaevi – tecrit – açlık grevi-Veli Saçılık

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
20 Mayıs 2019
Kategori: Manşet, Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Ne içerdekiler kahraman – Ne de dışardakiler korkak… H.H. Korkmazgil

Cezaevi direnişleri ve açlık grevleri üzerine söz söylemek zordur. Ölümle zulüm, esaretle cesaret arasındaki ince çizgide kitabın orta yerinden konuşmak olmaz. Geçmiş cezaevi deneyimim ve açlık grevleri tanıklığım nedeniyle tecride karşı ölüm sınırında süren açlık grevi üzerine hariçten gazel okuma cesaretini kendimde buluyorum. Siyasal koşullar, dönemler değişse de cezaevlerindeki baskılar ve baskılara karşı tepkiler benzer biçimde sürüyor ve sürecek.

“Sürecek” dememin nedeni durumu kanıksamış olmam nedeniyle değil. Türkiye gibi yasa ve anayasanın bir süslü metin olmaktan öte geçemediği ülkede, cezaevlerinde temel haklar için verilen mücadele ve elde edilen haklar sahilde kuma yazı yazmak gibidir. Yasalarda ayan beyan yazan temel haklar için ölesiye mücadele vermek zorunda kalırsınız ve kısmen devlete geri adım attırırsınız ama geri çekilen zulüm dalgası gücünü toplayıp tekrar kıyıdaki kumlara yazılan kazanılmış hakları siler. Yasalarını uygulamaya söz veren devlet asla sözünü uzun süreli tutmaz. Bu nedenle siyasi tutukluların ömrü, cezaevinde direnmekle geçer.

Direnmek sonuçsuzdur demiyorum, aksine direnmek içerde diri kalmanın ve dışarda direnç yaratmanın bir aracadır. Unutulmaması gereken şey; cezaevinde son kavga ve nihai zafer diye bir şey olmadığıdır.

Mevcut açlık grevinin tek bir talebi var. İmralı’da A. Öcalan’a uygulanan mutlak tecridin kaldırılması. Leyla Güven açlık grevine başlarken bu talebi dile getirdi. Mesele A. Öcalan olunca tabi çok kişi devletin hışmına uğramamak için suskunluğu tercih etti. Yasalar ve insan hakları kuralları pozitif uygulamalar dışında ayrımcılık taşımaz. Benim, sizin ya da herhangi bir insanın tecrit altında tutulması yasadışı ve insan haklarına aykırıysa bu doğal olarak A. Öcalan’ı da kapsar. Hiçbir siyasi paydaşlığımız olmayan ve hatta siyasi hasımlarımız saydığımız Taliban ve El Kaide tutuklularına çok uzaklarda olan Guantanamo’da uygulanan tecride söyleyecek sözümüz varken, İmralı ve F tiplerinde uygulanan tecride karşı da elbet gözümüzü kapayamayız. Leyla Güven’in “İmralı’da tecride son verilsin” talebi kimilerine göre sahiplenilmesi zor bir talepmiş gibi gelse de tecridin Ali’ye-Veli’ye mi, Ayşe’ye-Fatma’ya mı uygulandığına bakılmadan toplamında suç olduğunu söylemek insanlık görevidir.

Soru: Açlık grevi intihar mıdır?

Cevap: “Dünyayı sevenler veli değildir, canından geçenler deli değildir”

Açlık grevleri her gündeme geldiğinde bu tartışmaya girmek zorunda kalıyoruz. Cezaevinde ve dışarda açlık grevi eylemi yapan eylemciler arasında “ölürüm de dönmem” diyeni çok gördüm ama ölmek isteyen tek bir eylemci görmedim. “Ölümü kutsamak” vb. suçlamalar haksızlığa karşı bedenini ortaya koyan ve elinde başka hiçbir şeyi olmayan insanlara büyük haksızlık. Açlık grevi ve ölüm oruçlarını illa bir kaba koyacaksak intihar değil “feda” kavramı daha doğru bir kavram olur. Koğuşu dağıtmak için içeri giren jandarmaya karşı etten duvar örüldüğüne tanık oldum. Elinde vücudu dışında direnecek bir şeyi olmayanların “etten duvar” olması abes bir davranış biçimi değildir, abes olan dışarda olup cezaevindeki işkenceye seyirci kalmaktır. Açlık grevi kimseye önerilecek, tavsiye edilecek bir eylem biçimi değildir. Açlık grevi yapana açlık grevine devam etmelisin, haklısın da denilmez ya da açlık grevini derhal bırakın çağrısı da yapılmaz. Yapılması gereken en doğru şey açlık grevine sebep olan işkence, tecrit vb. gibi temel insan hakları ihlallerinin ortadan kaldırılması için tavır belirlemektir.

Açlık grevini devam ettiren tutuklulara tek bir sorum var: Sizin için kazanım nedir? AKP açlık grevinin büyümemesi için Leyla Güven’i tahliye etti, İmralı’da aile ve avukat görüşü yaptırarak tecrit görüntüsünü güya ortadan kaldıracak taktiksel hamleler yaptı. Tecridi kaldırmak gibi samimi bir adım olmadığı ortada ama cezaevi tarihini incelediğimizde siyasi güç dengeleri sokakta dengelenmediği sürece devletlerin samimi olduğu görülmemiştir. Açlık grevi gündemli ortaya çıkan sokak hareketleri ve AKP’nin iki adım ileri, bir adım geri taktiksel hamlelerini ve F tiplerine karşı başlatılan ölüm oruçlarına karşı uyguladığı yol ve yöntemler ışığında açlık grevini sürdürenler yeni durumu tekrar değerlendiremez mi? Fiili ve iradi kazanım elde edildiği gün gibi ortadadır.

Açlık grevleri sürerken en çok yüreklerimizi ezen görüntü cezaevi önlerinde anlara yapılan saldırılar. Benim kolum koparıldığı gün Burdur cezaevi önünde annemi yerlerde sürüklemişler, bir basın toplantısında “ben o günden beri hiç etek giymedim” demişti. Annelere yapılanlar ve bizim kahredici sessizliğimiz sürüp gidiyor. 12 Eylül faşizminin cezaevi işkencelerine karşı TBMM kapısı önünde polis tarafından coplanarak öldürülen Didar Şensoy’dan bugüne anneler direniyor. Siyasette ölüm bir yok oluş değildir. Bazen bir çığlık veya karşı duruş bir elin parmak sayısı kadar bile yokken birden bire milyonları zalime karşı mücadeleye katabilir. Diyarbakır işkencelerini yapanlar gibi, bugünün muktedirlerinin de bir taraftan öldürdüklerinin ardından sevinirken diğer taraftan “Bu ne zor bilmece: Öldürdükçe çoğalıyor adamlar-Ben tükenmekteyim öldürdükçe…” dediklerini duyar gibiyim ama biz ölüm haberleri duymak istemiyoruz artık.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Musa Anter Gazetecilik Ödülleri başvuruları devam ediyor

Musa Anter Gazetecilik Ödülleri başvuruları devam ediyor

Yazar: Yeni Yaşam
23 Temmuz 2025

Gazetemiz Yeni Yaşam tarafından bu yıl 32'ncisi düzenlenecek olan Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri'ne başvurular 10 Eylül'e...

Abdullah Öcalan: Toplumsal Lozan ile Kürtler ve Türkler kazanacak

Abdullah Öcalan: Toplumsal Lozan ile Kürtler ve Türkler kazanacak

Yazar: Yeni Yaşam
23 Temmuz 2025

Abdullah Öcalan, Lozan Antlaşması ile Kürt-Türk tarihsel kardeşliğinin kaybedildiğini belirterek, Kürt sorununda demokratik çözüm için ‘Toplumsal Lozan’a işaret ederek, Cumhuriyetin...

Cumartesilerin ak saçlı annesi: Emine Ocak’ın ardından

Cumartesilerin ak saçlı annesi: Emine Ocak’ın ardından

Yazar: Yeni Yaşam
23 Temmuz 2025

Ak saçlarıyla adalet arayışının simgesi hâline gelen Emine Ocak’ın ardından geriye, 'Biz vazgeçersek, bu ülke yakınlarını arayanlar ve adalet isteyenler...

Sıddık Güler: İmralı kapıları açılırsa her şey değişir

Sıddık Güler: İmralı kapıları açılırsa her şey değişir

Yazar: Yeni Yaşam
23 Temmuz 2025

Ömrünün 27 yılını cezaevinde geçirdikten sonra tahliye edilen 85 yaşındaki Sıddık Güler, 'Tüm tutsakların hep birlikte çıkmasını istiyorduk. İmralı kapıları...

Ekolojik Başkaldırı Şimdi Değilse Ne Zaman

Ekoloji; toplumsal ahlakın özüdür

Yazar: Yeni Yaşam
23 Temmuz 2025

“Benim için hoş ve zevkli olmayan bir durum, onun için de böyle olmayacak ve benim için hoş ve zevkli olmayan bir durumu...

Ahmet’e veda

Yaşanmamış barışı görmek

Yazar: Yeni Yaşam
23 Temmuz 2025

Sayın Öcalan’ın videolu konuşması sonrası kendilerini “Demokratik Toplum Grubu” olarak adlandıran PKK’lilerin silah yakma töreni, akabinde Erdoğan’ın konuşması ve kent...

Sonraki Haber

17 Yaşındaki çocuğa gözaltında ölüm tehdidi

SON HABERLER

DEM Parti: Emine Ocak’ın mücadelesi yolumuzu aydınlatacak

DEM Parti: Emine Ocak’ın mücadelesi yolumuzu aydınlatacak

Yazar: Yeni Yaşam
23 Temmuz 2025

Zeytinlik alanda yangın

Zeytinlik alanda yangın

Yazar: Yeni Yaşam
23 Temmuz 2025

Afganistan’da maden çöktü: 6 işçi hayatını kaybetti

Afganistan’da maden çöktü: 6 işçi hayatını kaybetti

Yazar: Yeni Yaşam
23 Temmuz 2025

Hastaneden malzeme çalınmasının üstü kapatılmak isteniyor

Hastaneden malzeme çalınmasının üstü kapatılmak isteniyor

Yazar: Yeni Yaşam
23 Temmuz 2025

Qamişlo’dan Süveydalı kadınlarla dayanışma

Qamişlo’dan Süveydalı kadınlarla dayanışma

Yazar: Yeni Yaşam
23 Temmuz 2025

İran’da Temmuz ayında 71 kişi idam edildi

İran, Rusya ve Çin Tahran’da nükleer müzakereleri görüştü

Yazar: Yeni Yaşam
23 Temmuz 2025

Mêrdîn’de Zinnar Bağları ‘ekoturizm’ villalarıyla talan ediliyor

Mêrdîn’de Zinnar Bağları ‘ekoturizm’ villalarıyla talan ediliyor

Yazar: Yeni Yaşam
23 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır