Tutsak Mehmet Akpolat’ın yazdığı kitaba el koyan cezaevi idaresi, bir buçuk yıldır kitapta Abdullah Öcalan’a atıf yapılıp yapılmadığını araştırıyor
Bolu F Tipi Cezaevi İdaresi, 1994’ten bu yana tutsak olan Mehmet Akpolat’ın kaleme aldığı kitabın incelemesini bir buçuk yıldır tamamlayamadı. İdam cezasının kaldırılmasının ardından cezası müebbet hapse çevrilen Mehmet Akpolat, avukatıyla yaptığı görüşmede karşı karşıya kaldığı hak ihlallerini anlattı.
Kalp, böbrek ve astım hastalığı olan Mehmet Akpolat, avukatına uzun yıllardır üzerine çalıştığı ve el yazısıyla kaleme aldığı kitabına idare tarafından el konulduğunu ve verilmediğini aktardı. Avukatının aktarımına göre, Mehmet Akpolat, “Yaklaşık bir buçuk yıl önce yazmış olduğum Kürtçe kitabı cezaevi idaresine teslim ettim. Kürtçe el yazılı kitabımın aileme kargoyla gönderilmesini talep ettim. Ancak yaklaşık bir buçuk yıldır kitaptan herhangi bir geri dönüş almadım. İdareye sorduğumda idare, incelemenin devam ettiğini, kitap içerisinde yazmış olduğu Abdullah Öcalan’a ilişkin atıfların olduğu, Abdullah Öcalan’ın kitaplarına ilişkin atıfların olmasından kaynaklı daha detaylı bir şekilde inceleyip ona göre bir dönüş yapacaklarını söylediler. Ancak bir buçuk yıldır herhangi bir dönüş yok” ifadelerini kullandı.
İkinci nüshaya da el konuldu
Olası bir el koymaya karşı hazırladığı kitabın ikinci nüshasına da arama sırasında el konulduğunu dile getiren Mehmet Akpolat, “Ben olası bir el koyma da imha da bir nüsha hazırlamıştım. Ancak bu hazırladığım ikinci nüshayı da idare arama yaparken, arama sırasında buldu. Böylelikle ikinci nüsha da onların eline geçti. O nüshanın da akıbetini sordum. Ancak onunla ilgili de cezaevi idaresi, ‘İnceleme devam ediyor, Kürtçe kitap olduğu için biz bunun tercümesini yapmakta zorlanıyoruz’ dedi” diye belirtti.
Hem engelleme hem de Kürtçe’ye baskı
Avukat görüşmesinde kitap için harcadığı emeğe işaret ettiği belirtilen Mehmet Akpolat, şunları dile getirdiği aktarıldı:
“Düşüncem şu: Normalde Türkçe bir kitap olmuş olsaydı ya el koyma kararı olurdu ya da herhangi bir dönüş yapılırdı. Ama Kürtçe olduğu için sürüncemede bırakıyorlar. Bana göre hem kitabın dışarıya ulaşması engelleniyor hem de özellikle Kürtçe olması nedeniyle idarenin böyle yaklaşıyor. Dolayısıyla burada iki hak ihlali var. Hem kitabın dışarıya ulaştırılmaması, hem Kürtçenin üzerindeki baskı. İki nüshadan da henüz bir haber yok ve başka bir örnek de yok. Bu kadar emek verdiğim, büyük bir çabayla yazdığım ve hazırladığım kitabın imha olmasından yok olmasından korkuyorum.”
Görüşe solunum cihazıyla getiriliyor
Telefonla ulaştığımız Mehmet Akpolat’ın annesi Hanife Akpolat, 2 haftada bir oğlu ile telefon görüşmesi yaptığını, oğlunun iletmesini istediği kitabın kendilerine şu ana kadar iletmediğini söyledi. Hanife Akpolat, “Bu keyfi bir uygulamadır. Onun kitabında hiçbir şey yoktur. Açık görüşlerde çoğu zaman astım olduğu için nefes makinesiyle getiriliyor. Aynı zamanda oğlumun kalp ve böbrek hastalıkları da var. Düşünün 31 yıldır tek başına hücrede kalıyordu. Tek başına yaşamını idame ettiremediği için şu an yanına birini koymuşlar. Açıkçası şu an ben de oraya gidemiyorum. Hem yaşlı ve hastayım hem de oraya gidecek maddi durumumuz yeterli değil. Zaten fakirler zindanların önünde olur, zenginler zindanların önünde olmaz. Oğlumun kitabını bize göndersinler, hasta oğluma bir moral olur. En azından moralinin düzelmesi için cezaevi idaresinin kitabı bize yollamasını talep ediyorum” diye konuştu.
‘Onun ömrü zindanda benim ömrüm yollarda geçti’
Hanife Akpolat, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Öncelikle oğlumun ömrü zindanlarda geçti, benim ömrüm zindan yollarda geçti. Zindan yolları yüzünden birçok hastalığa yakalandım. Ancak oğlumdan yana başım diktir. Ölene kadar oğlumun arkasında olacağım. Ben bu ülkeye barış gelmesini istiyorum. Hiçbir taraftan ölüm olmasın, herkesin yaşamını istiyorum. Ve zindanların kapılarının açılarak, oğlum dahil bütün tutsakların serbest bırakılmasını istiyorum.”
Haber: Ömer İbrahimoğlu \ MA