Cezaevlerindeki baskılar ve hak ihlallerine her gün yenileri ekleniyor. Elazığ Cezaevi’nde baskılara itiraz eden tutuklular hücrelere atılırken, Bayburt Cezaevi’nde ise açlık grevi sonrası tutukluların tedavisi yapılmıyor
Cezaevlerinde PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebi ile başlatılan süresiz dönüşümsüz açlık grevlerinin sonlandırılmasının ardından baskılar giderek artıyor. Her gün bir başka cezavi baskı ve hak ihlalleri ile gündeme geliyor.
Türkiye’de 4., bölgede ise en büyük cezaevi olduğu bilinen Elazığ Ceza İnfaz Kurumu açıldığı 2017’den bu yana hak ihlalleriyle gündemden düşmüyor. Elazığ 1 ve 2 Nolu Yüksek Güvenlikli cezaevlerinde son bir hafta içerisinde siyasi tutuklulara işkence yapılarak, tek kişilik hücreye atıldıkları belirtildi.
Söz konusu iddialar 8 Temmuz Pazartesi görüşe giden tutuklu yakınları tarafından da aktarıldı. Rojda Amaç, görüşüne gittiği eşi Sinan Amaç’ın kendilerine baskıların son bir hafta içerisinde arttığını aktardığını belirtti. Amaç, gardiyanların saat fark etmeksizin gece de geç saatlerde koğuşları bastığını, ortalığı dağıttığını, ağza alınmayacak hakaretlerde bulunulduğunu, tutukluları darp ederek, üzerindeki elbiseleri dahi yırtmaya çalıştıklarını söyledi. Amaç, buna karşı çıkan tutukluların ise işkence edilerek, tek kişilik hücrelere atıldığını ifade etti.
Bakanlık ve STÖ’lere çağrı
Amaç, cezaevindeki hak ihlallerine ilişkin tutukluların yazdıkları dilekçelerin cezaevi müdürleri tarafından kabul edilmeyerek kayda alınmadığını, kimsenin orada yaşananlardan haberi olmadığını sözlerine ekledi. Siyasi tutukluların Elazığ’da sürekli işkence ve baskı altında olduğunu söyleyen Amaç, Adalet Bakanlığı başta olmak üzere sivil toplum örgütlerinin buradaki cezaevi ile ilgilenmesi gerektiğini, tutuklular üzerindeki baskıların derhal kaldırılması için harekete geçmelerini istedi.
Bilgi vermedi
Söz konusu iddiaları sormak için Elazığ Cezaevi ile telefonla yaptığımız görüşmede, kurum müdürlerinin bilgi vermek istemedikleri aktarıldı.
Tedavi edilmiyorlar
Bayburt M Tipi Kapalı Cezaevi’nde, açlık grevine giren tutukluların tedavi edilmediği öğrenildi. 5 yaşındaki kızı Arin ile Bayburt Cezaevi’nden tahliye olan Vesile Yüksel, tutuklurın yaşadığı sorunları Jinnews’e aktardı. Cezaevinde yaşanan baskıların her geçen gün daha ciddi boyutlara ulaştığını vurgulayan Yüksel, sürecin takip edilmesi için avukat ve bir komisyonun cezaevini ziyaret etmesini istedi. Cezaevinde ilk günden son ana kadar her gün daha da artan bir baskının söz konusu olduğunu belirten Yüksel, maruz kaldıklarını ‘Havalandırma dışında bir yer görmüyorduk. Koridorlardan geçerken bile başka tutuklulara bakmamıza ya da selam vermemize izin verilmiyordu. Arin bile onlara selam veremiyordu. Selam vermek istediğinde de 3 gardiyan önünü kesiyordu. Ayakta sayım dayatılıyordu. Koğuşlara sürekli baskın yapılıyordu. Arama adı altında elbiselerimizi, çatal, kaşık ya da tepsi ne buluyorlarsa götürüyorlardı. Arkadaşlar havalandırmada şarkı söylüyorlardı ama onlar slogan atıyorlar diye koğuşlarda orada olan olmayan herkesin adını yazıp tutanak tutuyorlardı. Mektuplara, bize gelen her şeye el konuluyordu’ diye anlattı.
‘İdareyle iletişim kurulamıyor’
Cezaevi idaresi ve tutuklular arasında en ufak bir iletişimin kurulamadığını ifade eden Yüksel, cezaevi müdürünün ‘Ben zaten temsilci kabul etmiyorum. Olsa bile konuşmaya geldiğinde ben oturacağım o da ayakta konuşacak’ dediği için iletişimin olmadığını aktardı. Açlık grevinde olan tutukluların ise eylemin bittiği günden bu yana tedavi edilmediğini aktaran Yüksel, 145 gün grevde kalan tutuklulara serum dahi takılmadığını dile getirdi. Grev sürecinde kendilerine 3 ay şeker verilmediğini kaydeden Yüksel, ‘Grevde olan tutukluları ilk günden bizden ayırdılar. Meyve suyu gelmiyordu, şeker üç ay gelmedi, yoğurt iki ay gelmedi. Grev bittikten sonra tutukluları hastaneye götürdüler ama sadece kan almışlardı. Serum dahi verilmedi. Aynı gün iki arkadaşımız gece fenalaşınca yeniden hastaneye götürdüler ama kelepçeyi çıkarmadıkları için muayene etmeden cezaevine yeniden getirdiler. 145 gün grevde olan 6 tutuklu vardı onlara grevin bitiminde ilk gün yemek olarak kuru fasulye verdiler. Doktorların grev sonrası verdiği reçeteye gardiyanlar el koyuyor ve ‘biz ne istersek siz onu yersiniz’ diyorlardı. Aradan kaç ay geçti ama hala tutuklular tedavi edilmedi’ dedi.
Meles Tekin artık yürüyemiyor
Mardin’de kesinleşmiş 4 yıl 2 ay hapis cezası olduğu gerekçesiyle 2018 Nisan’ında tutuklanarak cezaevine gönderilen Meles Tekin (74), daha sonra Elâzığ Cezaevi’ne sürgün edildi. Burada yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle sürekli revire çıkarılan Tekin, ATK raporu için 4 kez dilekçe verdi. Hastane raporları gönderilen Tekin için Adalet Bakanlığı her seferinde ‘Cezaevinde kalabilir’ yanıtı verdi. 1 yıl 3 aydır cezaevinde tutulan Tekin’in durumunun her geçen gün kötüye gittiği ve artık yürüyemediği öğrenildi. Koğuşta bulunan tutukluların desteği ile günlük ihtiyaçlarını karşılayabilen Tekin, kalp, göğüs, tansiyon ve şeker hastalıkları bulunuyor. Geçtiğimiz hafta cezaevine annesinin görüşüne giden Amina Tekin, durumunun her geçen gün kötüye gittiğini belirtti. Ayda bir hastaneye kaldırılan annesinin en son götürüldüğünde jandarmalar tarafından kelepçelenmek istendiğini ifade eden Amina Tekin, ‘Elleri sapsarı olmuş sürekli titriyordu. Son görüşe de asansörle getirdiler. İki gardiyan yardım edip getirdi. Artık yürüyemiyor. Eskisi gibi konuşamıyor ve kulakları iyi duymuyor. Ameliyat olması ve diyalize bağlanması gerekiyor ama annem cezaevinde ameliyat olmak istemiyor. Hastanede de sadece muayene ediliyor. Defalarca denetimli serbestlik başvurusunda bulunduk ama kabul etmediler’ diye konuştu.
ELAZIĞ/MARDİN