İHD Mersin Şubesi bölgedeki cezaevlerine dair 6 aylık hak ihlalleri raporunu açıkladı. Tahliyelerin engellenmesi ve hak ihlalleri devam ediyor
İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Mersin’de yer alan cezaevleri ve bölgedeki diğer cezaevlerinden yapılan hak ihlalleri başvurularına üzerinde hazırladığı raporu paylaştı.
Dernek binasında gerçekleştirilen basın toplantısı ile açıklanan Haziran-Kasım 2025 dönemini kapsayan raporun, şubeye yapılan başvurular, komisyona bağlı avukatların cezaevi ziyaretleri ile Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Mersin Şubesi ve Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) üyesi avukatların Tarsus Kampüs Cezaevi’ne dair ziyaret notları esas alınarak hazırlandığı belirtildi.
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenlerinin de katılım sağladığı toplantıda, raporun özetini İHD Mersin Şubesi Hapishaneler Komisyonu Sözcüsü Muammer Derince okudu.
Muammer Derince, cezaevi idareleri tarafından verilen disiplin cezalarının gerekçe gösterilerek, Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu kararlarıyla tutsakların infazlarının altışar ay ertelendiği ve bu yolla şartlı salıverme haklarının ihlal edildiği belirtti. Bu kapsamda Tarsus Kapalı Cezaevi’nde bulunan L.K. ve B.K., Tarsus T-1 Kapalı Cezaevi’nde bulunan H.A., A.T., İ.A. ve A.Z., Tarsus T-2 Kapalı Cezaevi’nde bulunan K.E. ve S.F. ile Ereğli Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sevk edilen M.Ç.’nin infazlarının ertelendiğini aktaran Muammer Derince, tutsakların sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerinin ceza tehdidiyle engellendiğini, bu hakları kullanmak isteyenlere yönelik baskı ve şiddet uygulandığını ifade etti. İnfaz yakma tehdidinin cezaevi idareleri tarafından sürekli gündemde tutulduğu kaydeden Muammer Derince, özellikle yüksek güvenlikli cezaevlerinde kalan tutsakların birbirlerinden yalıtılmış şekilde tutulduklarını, giysi ve yataklarının havalandırmaya çıkarılmadığını, güneş görmeyen bu alanların tutsakların tarafından “güneş görmeyen cezaevleri” olarak tanımlandığını ve bu koşulların sağlık sorunlarını derinleştirdiğini ifade etti.
Sağlık hakkı ihlal ediliyor
Hastalanan tutsakların ya doktora götürülmediği ya da ağız içi arama ve kelepçeli muayene dayatmalarıyla karşılaştığını aktaran Muammer Derince, özellikle kadın tutsakların jandarma eşliğinde, insan onuruna aykırı biçimde muayeneye zorlandığına dikkat çekti. Bu uygulamalarla sağlığa erişim hakkının ihlal edildiğini ve tutsakların sağlıksız koşullarda tutulmaya devam edildiği belirten Derince, Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi, Tarsus T-1, Tarsus T-2 ve Tarsus T-3 Kapalı Cezaevlerinde çok sayıda tutsağın bu şekilde sağlık hakkı ihlallerine maruz kaldığını belirtti.
Temel ihtiyaçlara erişilemiyor
Tutsaklara verilen yemeklerin yetersiz ve çoğu zaman yenilemeyecek durumda olduğunu, besin ihtiyaçlarının karşılanmadığını, kantin fiyatlarının yüksekliği nedeniyle tutsakların temel ihtiyaçlara erişimde zorlandığını kaydeden Muammer Derince, tutsakların ailelerinin bulunduğu cezaevlerine sevk taleplerinin karşılanmadığı, koğuş değiştirme başvurularının gerekçesiz biçimde reddedildiği belirtilerek, aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini ifade etti.
Kürtçe engellemeleri
Ayrıca eğitsel ve kültürel faaliyetlerin durdurulduğunu, kitap, dergi ve gazete alımlarının sınırlandırıldığını, mektup ve telefonla iletişim haklarının ihlal edildiğini belirten Muammer Derince, Kürtçe yazılan mektupların verilmediğini ve bu uygulamaların ayrımcı ve ırkçı yaklaşımlarla sürdürüldüğünü vurguladı. Önceki cezaevi raporlarında yer alan ihlallerin tamamının artan biçimde sürdüğü ifade eden Muammer Derince, başta ağır hasta tutsaklar olmak üzere tüm tutsakların sağlığa erişim hakkının ihlal edildiğini, eğitim, spor ve mesleki faaliyetlerinin engellendiğini, basılı materyallere ve ana dilde iletişime erişimin kısıtlandığını kaydetti.
Cezaevlerindeki hak ihlallerinin giderek arttığını ifade eden Muammer Derince, şöyle konuştu:
“İnsan hakları savunucuları olarak bizler, tespit edilen hak ihlallerinin, infaz yakmaların, sağlığa erişim hakkı ihlallerinin, işkence ve kötü muamelelerin son bulması için; Adalet Bakanlığı, TBMM İnsan Hakları Komisyonu, Valilik İnsan Hakları Birimi, Hapishane İzleme Kurulu, Adli Birimler, Siyasi Partiler, İnsan Hakları Örgütleri vb. birimlerden, örgütlerden coğrafyamızdaki tüm hapishanelerde onurlu ve insani bir yaşamın tesisi için gereğinin yapılmasını talep ediyor ve tüm gelişmelerin takipçisi olacağımızı kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.”
Kaynak: MA









