Siyaset piyasasına düşen ilk verilere bakılırsa, CHP, Kürt sorunu konusunda yeniden sahne almaya hazırlanıyor.
“Kürt sorununu CHP çözer” iddiası, yeniden cilalanıp alıcıya çıkarılıyor. Kemal Kılıçdaroğlu, 2015’de hazırladıkları raporun güncelleme çalışması yapıldığını, yakında kamuoyuna sunulacağını açıkladı. “22 soruya 22 cevapla” çözüm perspektifleri ortaya konulacak.
“Kürt sorununu çözme” iddiası demek, eğer eskinin tekrarı olmayacaksa, halklar lehine demokratikleşme, adalet ve eşitlik kıstasları altında, cumhuriyetin yeniden tanımlamasını; anayasanın ve ceza yasalarının yenilenmesini; siyasi partiler yasasının değiştirilmesini; idari yapıda yerinden yönetim, özerklik düzenlemeleri yapılmasını vb. pek çok başlıkta somut ve radikal önerileri gündeme taşımak demektir. Politik ve toplumsal bakımdan, barış çözümü için yol haritasına sahip olmak demektir.
Hangi kapsamda, ne çıkacak, bekleyip göreceğiz.
Ancak, içeriğinin şimdiki bilinmezliğinden bağımsız olarak, CHP’nin böyle bir beyanda bulunmuş olması, Kürt sorununda demokratik çözüm arayışında olanlar için her durumda yararlı olacaktır. Halk deyişinde olduğu gibi, “ak koyun kara koyun açığa çıkacak”tır.
Türkiye Cumhuriyeti sisteminin temel kolonlarının kurucu aklı olmakla övünen CHP geleneğinde, neyin değişip değişmediğini belirlemek için turnusol kağıdı olarak Kürt sorunundan daha isabetli bir ölçüm malzemesi olamaz. Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP kurumsal zihniyeti de bu testten şimdiye kadar hiç geçemedi. Cafcaflı başlıklarla hazırlanmış, ama sorunun sağından solundan geçip gitmekten başka bir şey söylemeyen raporlar eskitilip durdu hep. Başka bir ifadeyle, Kürt sorununda çözümsüzlüğe oynamanın, aynı anlama gelmek üzere savaş siyasetinde ısrarın, sadece iktidar partilerinin ve güçlerini değil, muhalefettekileri de eskitip çözdüğünü kavramadı.
Ama yaşadı ve yaşıyor.
Şimdi AKP-MHP bloğunun başına gelen, aslında CHP’nin de başına gelmiş ve gelmekte olan şeydi. Öncesine ait olanlardan, sadece, HDP eş başkanlarını ve milletvekillerini hapse gönderen dokunulmazlıkların kaldırılmasına onay verdikleri “Yenikapı ruhunu” ve tutumunu hatırlatıp geçelim. Ne umdular, ne buldular!
Peki ya şimdi? Yaşadıklarından ders çıkarmış olabilirler mi?
31 Mart-23 Haziran seçim sonuçlarını CHP’nin okuma şekli, pek öyle olmadığına işaret ediyor. Kürtler ve HDP seçmeni, AKP’ye kaybettirmek için stratejik oy kullanmasa, aslında kendisinin de bu seçimin kaybedeni olduğunu kavramış değil. Kendi marifetiyle kazandığını sanıyor, öyle göstermeye çalışıyor. Seçim sonuçlarının, Kürt sorununda demokratik çözüm ve barış isteyenlerin iradesinin eseri olduğunu gizlemeye uğraşıyor. Kürtleri, HDP’yi cesurca kutlamıyor, teşekkür etmiyor.
Hazırladıkları raporların mantığındaki kurnazlık gibi davranarak, ama aslında akılsızlığını göstererek günü kurtarmaya çalışan şeyler geveliyor. Kürt sorunu başta gelmek üzere, Türkiye’nin geleceğini etkileyecek temel barış, demokrasi ve özgürlük sorunlarının çözüm yolunu değil, kendi olası iktidarının dikensiz yolunu bulma derdine düşmüş görünüyor. Ama, öyle de bir yol yok. Hayale kapılıyor.
Hem de ne hayaller!
Örneğin; Suriye sorununu çözmek gibi! Hem de yakında, sonbaharda, konferansla!
Bu ‘tereyağından kıl çekme operasyonu’nu müjdeleyen Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a da fırçayı basmayı ihmal etmiyor. Hem, güvenlik kaygım var diye adamın toprağına gireceksin-tamam gir de, hem de gidip bir Esad’la görüşmeyeceksin, gel beraber çözelim demeyeceksin, böyle olamaz. Kişisel gurur yapıyorsun, devlet çıkarları böyle korunmaz. Türkiye ateş çemberinin içinde, çıkarılması lazım. Siz çözemediniz, biz çözeriz. ABD, Rusya, İran hariç Esad başta olmak üzere, Suriye’deki bütün aktörleri bir masa etrafında toplar, çözeriz. Ha, bir de PYD/SDG’yi almayız masaya, onlar Suriye’li ama aktör değil, terörist. Diğerleri de temiz zaten.
Özetle ve esasla CHP’de hesap bu minvalde.
Temiz çözüm gerçekten!
Türkiye’nin savaş politikalarına ve harcamalarına onay var… İşgaline onay var… İşgal edilen yerlere mültecilerin yerleştirilmesine onay var… Cihatçı çetelerin at oynatmasına onay var… Kürtlerin Suriye’deki kendi topraklarında kendilerini yönetmelerine gram onay yok.
CHP’nin bu kafayla, “22 soruya 22 cevap” hazırlamasına ne gerek vardı ki? Tek soruya tek cevapta bitirilebilir iş: Kürt sorunu Kürtsüz nasıl çözülür?
Bekleyip görelim bakalım, nasıl olacak!