Partisinin Abdullah Öcalan ile görüşmeye karşı çıkmasını eleştiren CHP PM üyesi Ali Haydar Fırat, ‘İmralı ziyareti çözüm uğraklarından biridir çünkü bir sorun varsa ancak muhataplarıyla çözülür. Maalesef parti yönetimimiz tarihsel bir hataya düşmüştür’ dedi
Meclis’te, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 18’inci toplantısı gerçekleştirildi. Yapılan oylamada komisyon, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmesi yönünde karar aldı. CHP ise İmralı’ya gidecek heyete üye vermeyeceğini açıkladı. CHP’nin İmralı’ya gidecek heyete üye vermemesine ilişkin CHP PM üyesi Ali Haydar Fırat tepkisini sanal medyada yayınladığı yazılı açıklamayla dile getirdi.
Tarihi öneme sahip bir eşikte, tarihsel kararların alındığı bir dönemde partinin bütün yetkili karar alma organlarının hiç hükmünde sayılıp, Meclis grubu ve Parti Meclisi’nin değerlendirmeleri alınmadan İmralı’ya gidecek heyet için üye verilmemesinin parti tüzüğüyle bağdaşmayacağını belirten Fırat, “Eğer gereği yapılıp ya da ihtiyaç duyulup Parti Meclisimiz toplanmış olsaydı bir çok diğer arkadaşımız gibi ben de kendilerini dinleme ve düşüncelerimi ifade etme şansı bulacaktım. Ancak böyle bir imkan sağlanmadığı için görüşlerimi buradan kamuoyu ile ve partimle paylaşmak zorunda kaldığımı ifade etmek isterim” dedi.
Madde madde eleştiri
Fırat, partisine dönük eleştirilerini şu şekilde sıraladı:
- “38’inci Olağan Kurultayımızda partimizde değişim iradesi ile yola çıkarken, ülkemiz ve partimiz hakkında alınacak kararların ortak akıl, ortak vicdan ve ortak irade ile alınacağının sözünü vermiştik. Geçen süreç içinde verdiğimiz bu söz, bu temel ilke yok sayılmıştır.
- Bugün alınan karar, partimizin yürüttüğü demokratik mücadeleye, Kürt Sorununun çözümü konusunda özellikle son yıllarda defalarca dile getirdiğimiz toplumsal barışın sağlanması konusunda ödediğimiz bedellere aykırıdır. Bugün parti yönetimimizin aldığı karar, partimizi tarihsel ve toplumsal olarak hak etmediği bir noktaya sürüklemiş ve statükoya hapsetmiştir.
- Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ortaya çıkan irade bugüne kadar parti olarak savunduğumuz “Kürt Sorununun çözüm yeri TBMM’dir” anlayışına uygundur. İmralı ziyareti çözüm uğraklarından biridir çünkü bir sorun varsa ancak muhataplarıyla çözülür. Maalesef parti yönetimimiz tarihsel bir hataya düşmüştür.
- “Terörsüz Türkiye” ve “Demokratik Türkiye” mücadelesini eş zamanlı sürdürme çağrımız alınan bu kararla çok ciddi bir biçimde zarar görmüştür. Yıllardan beridir Türk ve Kürt vatandaşlarımıza verdiğimiz barış ve demokrasi sözü askıya alınmıştır. Partimizle Kürt yurttaşlarımız arasında uzun yıllar sonra kurulan sağlam dayanışma bağı görmezden gelinmiş, yeniden başa sarılmıştır.
- Yurtsever sol ve devrimci bir Cumhuriyet ancak tarihin öznesi olmakla mümkün olabilir ve büyük değişimleri gerçekleştirebilecek bir gerçeklik üzerine kurulabilir. Bize yakışan cesur bir biçimde bu sürecin en önünde gitmekti. Bugün bütün sağ ve milliyetçi partilerin gerisine düşmek kabul edilebilir bir siyasal tavır değildir. Aynı şekilde Erdal İnönü liderliğindeki SHP hem Kürt sorunu konusunda politik açılım gerçekleştirmiş hem de pratikte Kürt hareketiyle ittifak kurma cesareti göstermiştir. Bugün bu çizginin de gerisine düşmek bizim için kabul edilebilir değildir. Tarihin inkarıdır.
- Diğer partilerin alacağı kararlara göre pozisyon almak siyaset değil, siyasetsizliktir. Siyaset üretmek; kendi doğrularını, kendi gerekçelerini, kendi düşüncelerini cesurca açıklamak ve halka anlatmaktır.
- Eğer mesele kendi tabanını korumak ve oy kaygısı ise; iktidara karşı negatif pozisyonlanma stratejisi bizi iktidara taşımaz. Bu ülkede Kürt Sorununun çözümünde yer almayan bir partinin iktidar olma şansı yoktur.
- Ortadoğu’da her türlü gericiliğe ve barbarlığa karşı mücadele veren Kürt halkı hem Türklerin hem de solun doğal müttefikidir. Ortadoğu’da demokratik bir düzen Türklerin ve Kürtlerin ortak iradesi ile gerçekleşebilir. Tarihin bu büyük kırılma anında maalesef doğru bir tavır alınmamış, tarihin doğru tarafında durulmamıştır.”
HABER MERKEZİ








