İBB’ye saldırının bir amacının muhalefeti ayrıştırmak olduğunu ifade eden CHP İstanbul İl Sekreteri Ali Ekber Cömert, geri adım atmayacaklarını belirterek, muhalefete birlikte mücadele etme çağrısında bulundu
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu diplomasının iptal edilmesinin ardından İBB’ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 87 kişi ile birlikte gözaltına alındı. Birçok kentte gözaltı operasyonlarına karşı başlatılan eylemler dördüncü gününde sürüyor.
CHP İstanbul İl Sekreteri Ali Ekber Cömert, süreci Mezopotamya Ajansı’ndan Esra Solin Dal’a değerlendirdi.
Ali Ekber Cömert, saldırılarla hem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı olmasının engellenmesi hem de muhalefeti ayrıştırmanın amaçlandığını belirten Ali Ekber Cömert, Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını “açık bir siyasi darbe” olarak nitelendirdi.
‘Kimse güvende hissetmiyor’
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı olmasından korktuğunu belirten Ali Ekber Cömert, “Bunu önlemek için de gerçekle alakası olmayan gerekçelerle saldırılar gerçekleştiriyor. Tabii, tek neden bu değil. Son yaşananlarla birlikte Türkiye’deki siyaset ortamında yeni bir aşamaya geçildi. Hiç kimse kendini güvende hissetmiyor. Yarın herhangi bir vatandaşımızın evine, aracına değerlerine el konmayacağının kimse garantisini veremez” ifadelerini kullandı.
‘Hukuksuzluk yeni değil’
Belediyelere yönelik hukuksuzlukların yeni olmadığının altını çizen Ali Ekber Cömert, “Hakkari’ye atanan kayyumlarla başlayan ve Esenyurt, Mardin gibi birçok yere kayyumların atanmasıyla bu günlere kadar gelindi. Biz bu süreçte yapılanların farkındayız. Ne yapacağımızı biliyoruz. Biz doğru işler yapıyoruz” dedi.
CHP’nin 31 Mart seçimlerinde kurduğu ittifakların ona seçim başarısı getirmesinden öteye topluma “iktidara yürüyoruz” mesajı verdiğini ifade eden Cömert, “Hedef seçmen iradesi tamamen askıya alınmasıdır” diye konuştu.
‘Kent uzlaşısı terörize edilemez’
Parti olarak bütün Türkiye’de demokrasi, hak ve hukukun uygulanmasını amaçladıklarını vurgulayan Ali Ekber Cömert, “Kent Uzlaşısı” kavramının “terörize” edilmesinin hukukla izah edilemeyeceğini vurgulayarak, “Saldırılar karşısında geri adım atmayacağız. Biz gerçekten inanarak bir siyaset geliştiriyoruz. Bugün İstanbul’da 16 milyon vatandaşımızın her bir bireyin sorunu bizim sorunumuzdur. Bugün Roman bir vatandaşımızın sorunu da bizim sorumuz. Ermeni bir vatandaşımızın sorunu da bizim sorumuz. Kürtlerin de öyle. Ve muhataplarıyla ortak çözümler içinde çalışırız. Biz olaya böyle bakıyoruz” diye ifade etti.
‘Sorunların çözümü Meclis’te’
CHP’ye yönelik saldırıların Kürt sorunun çözümüne dair İmralı’da devam görüşmelerden bağımsız olmadığına dikkati çeken Ali Ekber Cömert, sözlerini şöyle sürdürdü: “Parti olarak sürecin başından beri duruşumuz net. Genel başkanımız çok net bir şekilde, sorunun çözümünün Meclis olduğunu belirtti. Biz de böyle düşünüyoruz. Sorunları muhataplarıyla konuşarak çözülmesi lazım. Bu Türkiye’nin bütün sorunları için geçerli. Bugün ekonomiyle, eğitimle, sağlıkla ilgili bütün sorunların çözümün Meclis’tir. Bu sorunlar tartışılırken bunun şeffaf açık bir şekilde toplumumuzun bütün kesimleriyle paylaşarak ortak mutabakatla Meclis’te çözmemiz gerekir. Bu şeffaflık olmadığında, iktidar her gün farklı suni bir gündem yaratarak, toplumu ana sorunlarının dışına çıkararak, algıyı başka yere çekebiliyor.”
‘İktidar samimi değil’
CHP’nin Türkiye’de gerçek demokratik bir çözüme karşı olmadığını, fakat sürecin muğlak ve anlaşılmaya muhtaç olduğunu söyleyen Ali Ekber Cömert, şunları kaydetti: “Eğer Türkiye’de gerçek bir demokratik çözüm olacaksa, ülkede refahı, barışı ve uluslararası arenadaki gücü artacaksa, hep birlikte biz Türkiye partisi olarak buna net yapıcı yönde varız. Burada bir tartışma, bir çekimserlik yok. Ama baktığınızda iktidarın samimi olmayan bir tavrı var. Yani bir yandan bu sorunu ‘Ben çözerim’ diyen bir iktidar var. Ama bir yandan sürekli baskıyla, zulümle, kayyum siyasetiyle, seçme iradesini yok sayan, demokratik olmayan yöntemler devreye koyuyor. Bu tür hukuksuzluk ve anti demokratik uygulamaları kabul etmiyoruz.”
‘Topyekûn karşı duruş’
İktidarın saldırılarına karşı topyekûn bir karşı duruşun sergilenmesi gerektiğine dile getiren Cömert, “Bunların önüne geçmek için çok güçlü karşı koymamız lazım. Çünkü bu bir demokrasi ve hukuk sorunudur. Bu nedenle Türkiye’deki bütün siyasi partiler ve herkesin bu demokrasi ve hukuk dışı uygulamalara karşı çıkması lazım” ifadelerini kullandı.
İSTANBUL