32 yıl önce katledilen DEP Milletvekili Mehmet Sincar’ın eşi Cihan Sincar, eşinin demokrasi, eşitlik, özgürlük ve barış için çalışan birisi olduğunu belirterek, ‘Mehmet Sincar şahsında bu mücadelede hayatını kaybeden herkes için ayakta olacağız, mücadele edeceğiz, onurumuza da onların anısına sahip çıkacağız’ dedi
Demokrasi Partisi (DEP) Mêrdîn Milletvekili Mehmet Sincar ile DEP Êlih (Batman) İl Örgütü yöneticisi Metin Özdemir, DEP Parti Meclisi (PM) üyeleri Habip Kılıç ve Hikmet Kılıç’ın katledildiği yerde incelemelerde bulunmak üzere gittikleri Êlih’te, 4 Eylül 1993 tarihinde uğradığı silahlı saldırıda hayatlarını kaybetti.
Mehmet Sincar ve Metin Özdemir’in öldürülmesinden sonra kentte sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Dönemin bakanları Necmettin Cevheri ile Mehmet Gölhan, faillerin 24 saat geçmeden yakalandığını öne sürdü. Ardından dönemin Başbakanı Tansu Çiller de faillerin yakalandığını duyurdu. Ancak dönemin Emniyet Genel Müdürü olan Mehmet Ağar, “İşi batırdılar. Çıkacak işi batırdılar. Biraz susalım” açıklamasıyla faillerin yakalanmadığını açıkladı.
Susurluk kazasıyla birlikte yeni gelişmeler
Mehmet Sincar ve Metin Özdemir’in katledilmesi olayını Türk İntikam Tugayları (TİT) üstlendi. 3 Kasım 1996’da Balıkesir’in Susurluk ilçesinde meydana gelen ve ülke tarihine “Susurluk Kazası” olarak geçen olayla birlikte olaya dair yeni gelişmeler yaşandı.
“Susurluk Kazası” ile ilgili dönemin Başbakanlık Müsteşarı Kutlu Savaş tarafından hazırlanan raporda, Mehmet Sincar ve Metin Özdemir’in “Yeşil” kod ismi ile bilinen Mahmut Yıldırım ile itirafçılar Alaattin Kanat, İsmail Yeşilmen ve Mesut Mehmetoğlu tarafından katledildiği belirtildi.
Ancak ne JİTEM kurucularından Mahmut Yıldırım bulundu ne de adı geçen isimler yargılanmadı. Hizbullah tutuklusu Cihan Yıldız ile bugüne kadar ortaya çıkarılmayan Ejder Arpa hakkında dava açıldı. Cihan Yıldız, müebbet hapis cezasına çarptırıldı, Arpa’nın dosyası ise ayrıldı. 2019 yılında dosyanın tutuklu tek sanığı Yıldız’ın avukatının yeniden yargılama talebinin Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından kabul edilmesiyle dosya yeniden görülmeye başlandı.
Çöklü’nün cezası kaldırıldı
Diyarbakır 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2 Ekim 2019’da yeniden başlayan yargılamada Cihan Yıldız hakkında tahliye kararı verildi. Davanın bir sonraki duruşması Aralık ayında görülecek. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 29 Mart’ta Resmi Gazete’de yayımlanan kararıyla, Mehmet Sincar’ın da aralarında olduğu 24 kişinin faili olarak başka bir dosya kapsamında cezalandırılan Hizbullah hükümlüsü Hamit Çöklü’nün cezası kaldırıldı. Mehmet Sincar ve Metin Özdemir’in katledilmesinin üzerinden 32 yıl geçerken, olayın gerçek failler ortaya çıkarılmadı.
Mehmet Sincar ve Metin Özdemir, katledilmelerinin 32’nci yılında da Êlih’te vuruldukları yerde ve Mêrdîn’in Qoser (Kızıltepe) ilçesinde çeşitli etkinliklerle anılacak.
‘Demokrasi için, eşitlik için, özgürlük için, barış için çalışan biriydi’

Mehmet Sincar’ın eşi Cihan Sincar, yaşanan olayın kendileri için büyük bir acı ve büyük bir bedel olduğunu söyledi. Cihan Sincar, “Demokrasi için, eşitlik için, özgürlük için, barış ve huzur için sabah akşam çalışan biriydi. Halk da bunun için seçmişti onu. Mehmet de biliyordu aslında ne için seçildiğini, ne için mücadele ettiğini. Halkına bir sözü vardı. Bu nedenle sürekli halkın içindeydi. Görevini yaptı. Bize de büyük bir sorumluluk bıraktı. Parlamenterdi ancak parlamento bugüne kadar failin ortaya çıkarılması için bir girişim göstermedi. Bu anlamda halkımız ve özgür basın mücadele verdi. Onlar bizim sesimiz, halkın sesi oldular. Biz sürece de kendimize de bu şekilde bakıyoruz. Elimizden geldiği kadar mücadele ediyoruz. Birileri istese de istemese de biz onun yolundan ayrılamayız” diye konuştu.
‘Sadece söylemde kalmamalı’
Cihan Sincar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrı sonrası Mehmet Sincar ve arkadaşlarının hayalini kurduğu barışa, demokrasiye ve eşitliğe daha yakın olduklarını ve umutlarının arttığını söyledi.
Cihan Sincar, Ortadoğu’da barışın tesis edilmesinden başka bir beklentilerinin olmadığını söyledi. Sadece söz kurarak barışın gelmeyeceğini ve bunun için mücadele edilmesi gerektiğini kaydeden Cihan Sincar, Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na işaret ederek şu ifadeleri kullandı:
“Sürecin buraya kadar gelmesinde emeği olanlara sonsuz teşekkür ediyorum. Ancak tüm bunların sadece söylemde kalmaması gerekiyor. Komisyonda dinlenecekler arasında bizlerin de ismi vardı. Ancak çağrılıp çağırmayacağımızı şu an bilmiyoruz. Ama olması gereken bizim gibi ailelerin öncelikli olarak dinlenmesi. Mehmet Sincar bir de Meclis’in üyesiydi. Meclisin üyesinin katilleri 32 yıldır ortada yok. Numan Kurtulmuş’un bunu sorması gerekiyordu.”
‘Komisyon çalışmaları güven verecek şekilde yürütülmeli’
Komisyonun bazı uygulamalarıyla Kürtlerin sürece yaklaşımında güvensizlik yaşamasına sebep olduğunu ifade eden Cihan Sincar, Barış Anneleri’nin Kürtçe konuşmasının engellenmesini hatırlattı. Sürekli anayasal değişikliği ile ilgili bazı maddelerin “kırmızı çizgi” olarak tanımlanmasını da eleştiren Cihan Sincar, şöyle devam etti:
“Bizim de kırmızı çizgilerimiz var. Biz kırmızı çizgilerimize rağmen barışın, demokrasinin gelebilmesi için uğraşıyoruz. Onurlu bir barışın gelebilmesi için tüm kırmızı çizgilerimizi bir kenarı bırakabiliyoruz. Onlar da bunu yapabilmeli. Bizler yitirdiklerimizin mezarı başına gittiğimizde ‘uğruna canınızı verdiğiniz demokrasi ve onurlu barış sağlandı’ diyebilmeliyiz. Bu nedenle komisyon çalışmalarını güven verecek şekilde yürütmeli. Biz kendimizden, partimizden, Önderliğimizden (Öcalan) eminiz. Söylediklerimizin arkasındayız. Mehmet Sincar şahsında bu mücadelede hayatını kaybeden herkes için ayakta olacağız, mücadele edeceğiz, onurumuza da onların anısına da sahip çıkacağız.”
Haber: Ahmet Kanbal \ MA