Gergerlioğlu, Meclis Komisyonu’nun raporunda yer almayan ihlalleri anlattı
HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu, Meclis Hükümlü ve Tutuklu Haklarını İnceleme Alt Komisyonu’nun Diyarbakır ve Elazığ cezaevlerine ilişkin hazırladığı raporda yer vermediği hak ihlallerini anlattı. Alt Komisyon, ziyaret gerçekleştirdikleri Diyarbakır ve Elazığ cezaevlerine ilişkin raporu 6-20 Şubat tarihleri arasında yaptıkları toplantıda görüştü.
Toplantıda görüşülen raporda, her iki cezaevinde de kapasite üstü fazlalık, hasta tutukluların tedavilerinin aksaması, görüş kısıtlılığı, sıcak su yetersizliği, kantindeki ürün fiyatlarının yüksek olması, disiplin cezaları, iletişim yasakları, tek kişilik hücre cezaları, çıplak arama, kelepçeli muayene, Evrensel ve Yeni Yaşam gazetelerinin verilmemesi gibi hak ihlallerine ilişkin tespitler yer aldı. Rapor oy çokluğu ile kabul edildi. Ancak birçok hak ihlalinin komisyon tarafından hazırlanan raporda yer verilmemesi üzerine HDP ve CHP’nin komisyon üyeleri rapora şerh koydu. Her iki cezaevi ziyaretinde yer alan HDP Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyon üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu, birçok hak ihlalinin raporda yer almadığına değinerek, raporda yer almayan ancak tutukluların dile getirdiği ihlalleri anlattı.
‘Kapılara kamera’
Gergerlioğlu, Diyarbakır Cezaevi’ndeki en önemli sorunlardan birinin kadın koğuşlarında yaşandığını kaydetti. Kadınların tuvalet ve banyolarının kapı önünde kameralar olduğunu, tuvalet ve banyo çıkışlarında kadınların bu kameralarla izlendiğini aktaran Gergerlioğlu, bu durumu cezaevi idaresine ve komisyonda da dile getirdiklerini kaydetti. Gergerlioğlu, “Bunları dile getirdiğimizde ‘biz oraları gözetlemekle yükümlüyüz’ diyerek, bu konuda bir değişiklik olmayacağının sinyalini verdi. Ama kadın mahpuslar bu durumdan çok şikayetçi. Sonuçta mahremiyet meselesi var. İzleniyoruz diyorlar. Aynı zamanda kadınlara idare tarafından sürekli ‘üsturuplu’ giyinmeleri konusunda uyarılar yapılıyor” diye konuştu.
‘Tavizkâr aramalar’
Gergerlioğlu, yaşanan diğer hak ihlallerini ise şöyle sıraladı: “Halay çekip şarkı söylemek ceza konusu olmuş. Mahpuslar tuvalette 10 dakika kaldığında personelin gelip ‘nerede kaldınız’ diye sorguladığı oluyormuş. Sandalyeler kırılırsa bunları mahpusların alması gerekiyor. Elif Şafak’ın Mahrem isimli kitabı öncesinde verilmesine rağmen toplatılmış. Genel müdürlük, Elif Şafak kitabının yasak olmadığını söyledi ama mahpuslar kitabın verilmediğini beyan ettiler. Anneleriyle kalan çocukların yetersiz beslenme sorunu var. Çocuklara boya kalemleri verilmiyor. Koğuşlara girişçıkışlarda tacize varan boyutlarda aramalar var. Kışlık kıyafetlerin engellenmesi, tayt, baskılı tişört, kapri gibi kıyafetlerin yasaklanması, sevkle gelen mahpuslara çıplak arama dayatması, içinde saç çıkan yemekler olduğu, yemeklerin yenilemeyecek derecede kötü olduğunu tutsaklar bize aktardı. Çocuk koğuşlarında, çocuklara yasak olmasına rağmen kelepçe takıldığı ve bu kelepçelerin bileklerini incittiği belirtildi. Bir kadın mahpus, emzirdiği bir buçuk yaşındaki çocuğunu cezaevi koşullarından dolayı eve göndermek zorunda kalmış. Çocuk, annesizlikten strese girmiş ve kalıcı kekemelik başlamış. Önerimiz 0-6 yaş grubu olan çocuğu olan annelerin infazının ertelenmesi gerektiği.”
‘Elazığ cumhuriyeti’
Gergerlioğlu, Elazığ Cezaevi’nin ise en sorunlu cezaevlerinden biri olduğunu ve en ağır uygulamaların yaşandığını belirtti. Tutukluların söz konusu cezaevini “Burası Elazığ Cumhuriyeti” şeklinde tanımladıklarını dile getiren Gergerlioğlu, cezaevi müdürlerinin telefona çıkmadığını belirtti. Gergerlioğlu, “Başka cezaevlerine gittiğimizde bile tutsaklar Elazığ Cezaevi’ndeki ihlalleri anlatma gereği duyuyor. Diyarbakır Barosu’nun Elazığ Cezaevi’nde darp ve işkenceye dair hazırladığı bir rapor var. Bu rapora rağmen cezaevi ile ilgili hiçbir işlem yapılmamış” dedi. Gergerlioğlu, Elazığ Cezaevi’nde yaşanan hak ihlallerini 32 maddede sıraladı.
ANKARA