Hızla gelişen küresel ısınmaya karşı zirveler yapılırken, dünyayı en çok kirleten zengin kapitalist ülkeler ne kömürden ne de petrolden vazgeçiyor. Son 169 yıl içinde 2019 yılının en sıcak geçen 3 yıldan biri olması kötü gidişi gösteriyor
Birleşmiş Milletler (BM) 25.si düzenlenen İklim Zirvesi, 2 Aralık günü 196 ülkenin katılımıyla Madrid’de başladı. İki hafta boyunca devam edecek zirvenin hedefleri arasında küresel sıcaklık artışının 2 derecenin olabildiğince altında tutulması hedefleniyor. Madrid’deki COP 25 iklim konferansından beklentiler yüksek olsa da atmosferi en çok kirleten ülkelerin değil, küresel ısınmanın en ağır maliyetini yaşayacak olan küçük ülkelerin çabaları öne çıkıyor. Dünyada yaşanan sorunlar listesinde ilk sırada yer alan küresel ısınmanın önlenebilmesi için zaman her geçen gün daralıyor.
Raporlar uyarıyor
15 gün boyunca ülkelerin iklim hedeflerinin yukarıya çekilmesi ve bağlayıcı kararların alınması için müzakerelerin yapılacağı COP 25’te en önemli sorun olarak, ‘atmosferi en çok kirleten’ ülkelerin ikna edilmesi bulunuyor. BM’ye bağlı Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından hazırlanan son raporda, 2015’teki COP 21 konferansında üzerinde uzlaşılan 1.5 derecelik azami ısınma hedefinin gerçekleştirilememesi halinde yeryüzünde yüz milyonlarca kişiyi yerlerinden edecek ciddi iklimsel değişiklikler kaçınılmaz olacak. IPCC’ye göre, küresel bazdaki sera etkili gaz emisyonlarının artmaya devam ettiğini ve tüm ülkelerin emisyonlarını azaltacak önlemleri acilen almak için harekete geçmeleri çağrısı yapılıyor.
Karbona yatırım artıyor
IPCC’ye bağlı iklim uzmanlarını en fazla endişelendiren konuların başında ise, ABD başta olmak üzere birçok ülkenin halen karbondioksit (CO2) başta olmak üzere sera etkili gazların salınımını arttıracak projelerden vazgeçmemesi. Mali, Togo veya Marshall Adaları gibi toplamda küresel emisyonların sadece yüzde 8’inden sorumlu olan 68 ülkenin vaatlerini yükseltme adımları ise bir şey ifade etmiyor. ABD’nin yanı sıra 1.5 derece hedefinin zirve metinlerine girmesine karşı çıkan Suudi Arabistan, İran ve Kuveyt gibi ülkeler, aynı zamanda CO2 artışına neden olacak petrol projelerine yatırımlarını arttırıyor. Petrolün yanı sıra Çin ve Almanya gibi ülkelerin enerji üretiminde ağırlık verdiği kömürden de vazgeçmiş değil. Türkiye ise kararlara imza atmasına karşın meclis onayına gitmeyerek kömür ve petrole destek vermeyi sürdürüyor.
169 yılın en sıcak yılı
Birleşmiş Milletler’e bağlı Dünya Meteoroloji Örgütü (DMÖ) 2019 yılının kuraklıklar, aşırı sıcaklar ve kasırgalarla birlikte 1850’den bu yana en sıcak 3. yıl olduğunu açıkladı. DMÖ, Madrid’deki iklim zirvesi COP 25 vesilesiyle yaptığı açıklamada, 2019 yılı sera gazları nedeniyle istisnai sıcaklıkların yaşandığı, buzulların gerilediği ve deniz seviyesinin rekor düzeye çıktığı dönem olarak tanımlanan son 10 yılı kapattığını belirtti. Açıklamaya göre El Nino doğa olayının istisnai bir yoğunluk göstermeye başladığı 2016 yılı en sıcak yıl olarak kalmaya devam etti. Bu ısınma nedeniyle aşırı iklim olayları, İran’da su baskınları, Avustralya, Orta Amerika, Afrika ve Ortadoğu’da kuraklık, Avrupa’da aşırı sıcaklar, Sibirya, Endonezya ve Güney Amerika’da orman yangınları yaşanıyor.
Göçler ve açlık
İç Göç Durumları Gözlemevi’ne göre yılın ilk yarısında 7 milyonu iklim felaketlerinden dolayı olmak üzere 10 milyon kişi kendi ülkeleri içerisine göçe maruz kaldı. Sel felaketleri birinci neden olurken, bunu fırtınalar ve kuraklıklar takip ediyor. En fazla etkilenen bölgeler ise Asya ve Pasifikler oldu. DMÖ, “Aşırı meteorolojik olaylarla bağlantılı yeni göçlerin sayısı 2019 yılının sonunda üçe katlanarak 22 milyona ulaşabilir” dedi. Genel Sekreteri Petteri Taalas, “Daha önceleri yüz yılda bir kez vuran aşırı sıcak dalgası ve sel felaketleri, giderek daha düzenli olarak gerçekleşiyor. Bahamalar’dan Japonya’ya, oradan Mozambik’e, ülkeler tropikal kasırgaların yıkım etkilerine maruz kalıyor. Orman yangınları Arktika ve Avustralya’yı kasıp kavurdu” diye hatırlattı. Ayrıca 2018 yılından bu yana açlık çekenlerin sayısı ise 820 milyonu aşmış durumda.
EKOLOJİ SERVİSİ