• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
6 Eylül 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Editörün Seçtikleri

Cumartesi Anneleri: Adalet, cezasızlık zinciri kırıldığında mümkün olabilir

6 Eylül 2025 Cumartesi - 13:31
Kategori: Editörün Seçtikleri, Güncel
Cumartesi Anneleri: Adalet, cezasızlık zinciri kırıldığında mümkün olabilir

33 yıl önce katledilen Ayten Öztürk için adalet talep eden Cumartesi Anneleri, ‘Yargılanmadan ve hesap vermeden gerçek bir hukuk düzeni kurulamaz. Adalet ancak cezasızlık zinciri kırıldığında mümkün olabilir‘ dedi

Gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları, eylemlerinin 1067’ncisini gerçekleştirdi. Cumartesi Anneleri, karanfiller ve gözaltında kaybettirilen yakınlarının fotoğraflarıyla Galatasaray Meydanı’nda buluştu. 33 yıl önce katledilmiş halde bulunan Ayten Öztürk için bir araya gelen Cumartesi Anneleri, bir kez daha adalet talep etti.  Eylemde basın metnini avukat Jiyan Kaya okudu.

Türkiye ve Kürdistan’da zorla kaybetmelere dair etkin bir soruşturmanın yapılmadığını söyleyen Jiyan Kaya, gözaltında zorla kaybettirilenlerin faillerinin yargılanmadığını belirtti. Jiyan Kaya, “Devlet, uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerini yerine getirmedi” dedi.

İhlallerin giderilebilmesi için etkin bir yolun sunulmadığını dile getiren Jiyan Kaya, “Suça maruz kalanı değil, failleri ve sorumluları koruyan bir yaklaşım benimsedi; kayıp yakınlarını ise susturmaya ve yıldırmaya çalıştı. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda hesap verilebilirlik sağlanmayınca hukuk ve demokrasi yalnızca sözde kaldı” diye belirtti.

Ayten Öztürk beyaz arabayla kaçırıldı

Jiyan Kaya devamında şu ifadeleri kullandı:

“Tunceli İl Özel İdaresi’nde şef olarak çalışan Hıdır Öztürk, Mayıs 1992 tarihinde Tunceli İl Jandarma Alay Komutanı Mustafa Sabri Yazgankıran tarafından telefonla arandı ve kızlarıyla birlikte alaya çağrıldı. Hıdır Öztürk üç kızıyla birlikte alaya gitti. Albay Yazgankıran tehditler içeren görüşmeden sonra bir askere, ‘Bunları aşağıya Mahmut Bey’e götür’ dedi. Aslında ‘Mahmut Bey’, MİT ve JİTEM adına çalışan, ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım’dı. Yıldırım, üç kardeşi sorguladı, adres ve telefon bilgilerini aldı. Kısa süre sonra devlet memuru olan iki kardeş başka şehirlere sürgün edildi.

Hıdır Öztürk’ün Dêrsim’de kalan kızı Ayten Öztürk, Mazgirt ilçesine bağlı Akpınar’da Tunceli İl Özel İdaresi’ne ait bir fabrikada çalışıyordu. 27 Temmuz 1992 akşamı mesai çıkışında, içinde dört kişi bulunan beyaz bir arabayla kaçırıldı.”

Ayten Öztürk katledilmiş halde bulundu

Ayten Öztürk’ün 8 Ağustos 1992’de Xarpêt (Elazığ) Karşıyaka Kartaltepe’de katledilmiş halde bulunduğunu anımsatan Jiyan Kaya, Ayten Öztürk’ün katledilmeden önce işkenceye maruz bırakıldığını söyledi.

Ayten Öztürk’ün otopsi raporunda işkence bulgularına yer verilmediğine dikkat çeken Jiyan Kaya

“Detaylı otopsi yapılmadı. Açılan soruşturma hızla kapatıldı. Daha sonra JİTEM komutanı Cem Ersever ve JİTEM elemanı Abdülkadir Aygan, Ayten Öztürk’ün Yeşil ve ekibi tarafından OHAL Valiliği’nce tahsis edilen beyaz Land Rover araçla kaçırıldığını, Diyarbakır JİTEM’e götürüldüğünü ve günlerce işkence gördükten sonra infaz edildiğini açıkladı. Bu itiraflar basında da yer aldı. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, Aralık 2011’de baba Hıdır Öztürk’ü dinledi. Komisyon Başkanı Ayhan Sefer Üstün, Elazığ ve Tunceli Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulundu. Bunun üzerine dosya yeniden açıldı” şeklinde konuştu.

‘Vazgeçmeyeceğiz!’

Ayten Öztürk’ün ailesinin 2013 yılında Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurduğunu paylaşan Jiyan Kaya şöyle devam etti:

“Mahkeme, 21 Nisan 2016 tarihinde yaşam hakkı kapsamında etkin soruşturma yükümlülüğünün ihlal edildiğine hükmetti ve dosyayı Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Hazırlanan iddianame kabul edilerek dava açıldı ve Musa Anter davasıyla birleştirildi.

Ancak tanıklar, deliller ve itiraflar olmasına rağmen; Ayten Öztürk’ü kaçıran, işkence eden, katleden ve suçu örtbas edenler yargılanmadı. Dava, 21 Eylül 2022’de zamanaşımından düşürülerek cezasızlıkla sonuçlandı. Ayten Öztürk’ün kaybedilişinin 33’üncü yılında bir kez daha hatırlatıyoruz: İnsanlığa karşı suçlarda zamanaşımı olamaz. Failler kim olursa olsun, devletin hangi kademesinde bulunursa bulunsun, yargılanmadan ve hesap vermeden gerçek bir hukuk düzeni kurulamaz. Adalet ancak cezasızlık zinciri kırıldığında mümkün olabilir. Kaç yıl geçerse geçsin; Ayten Öztürk için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, vazgeçmeyeceğiz.”

Eylemde, Ayten Öztürk’ün babası Hıdır Öztürk’ün gönderdiği mektup okundu.

Mektupta şu ifadelere yer verildi: 

“Bu mektubu, kızımın hikâyesini anlatmak için, onun sesi olmak için yazıyorum. Ayten, benim narin kızımdı. Altı çocuğumdan ikincisi, en zarifimdi. Dersim’de doğdu, orada büyüdü. ilkokulu, ortaokulu, liseyi orada okudu. Henüz 27 yaşındaydı. Bir un fabrikasında çalışıyordu. Emeğiyle geçiniyordu, tek hayali kendi hayatını kurmaktı. Ayten’in hiçbir suçu yoktu. Bizim aileden de kimsenin suçu yoktu. Ama devlet, büyük kızım Aysel’in politik kimliğinden dolayı bütün aileyi düşman bildi. Bu durum bu coğrafyanın kaderiydi. 1992 yılının mayıs ayında, Tunceli Alay Komutanı beni, kızlarımı alaya çağırdı. Orada bizi JİTEM’ci Mahmut Yıldırım’la, yani Yeşil denen o katille tanıştırdılar. Telefonlarımızı, adreslerimizi onun eline verdiler. Üç ay sonra, 27 Temmuz günü… Ayten işten çıkıp eve dönerken beyaz bir Toros’la kaçırıldı. On bir gün sonra haber geldi. Elazığ’da, Kartaltepe’de oynayan çocuklar bir el bulmuş. Toprak kazıldığında Ayten’in bedeni çıktı. Kızımın kafa derisi soyulmuştu, gözleri çıkarılmıştı, kulakları ve burnu kesilmişti. Biz, o hâlde onu tanıyamadık. Annesi ayağındaki bendenden, diş hekimi eniştesi dişindeki dolgudan onun Ayten olduğunu anladı. Ben ise morgda kalbimi tutarak yere yığıldım. Annesi, bekar olan kızına kefen yerine bir gelinlik aldı. Ayten, o gelinlikle toprağa verildi.

‘Unutmayalım ki biz de kaybolmayalım’

O gün Dersim ayağa kalktı. Halk sokaklara döküldü. Ama sonra herkes sustu… Polis sustu, mahkemeler sustu, partiler sustu. Adalet utanıyordu, hükümet ise bıyık altından gülüyordu. Yıllar geçti. Ben TBMM’de katil ve sorumluların isimlerini basına söyledim. Hepsi belli. Bu isimlerin arasında Tunceli Alay Komutanı Mustafa Sabri Yazgankıran, Tunceli Valisi Aslan Yıldırım, yanlış ve maksatlı rapor düzenleyen Elâzığ Cumhuriyet Savcısı ve iki doktor vardı. Tetikçiler ise Mahmut Yıldırım, Abdulkadir Aygan ve Mesut Mehmetoğlu’ydu. Ama mahkeme, alay komutanını, valiyi, savcıyı huzura getiremedi. Mahmut Yıldırım hakkında göstermelik bir tutuklama kararı çıkardı, ama bulmadı. Abdulkadir Aygan için karar verdi, ama onu İsveç’ten talep etmedi. Manisa’da şoförlük yapan Mesut Mehmetoğlu için ise hiçbir şey yapmadı. Benim kızım Ayten suçsuzdu, günahsızdı. Ama sırf ablasından intikam almak için, vahşice öldürüldü. Katiller korunuyor, yakalanmıyor, çünkü katiller devletin içindeydi. Ben bir baba olarak soruyorum. Kızımın canını alanlar nerede? Adalet neden hâlâ yok? Bugün mektubumla buradayım, kızımın sesi olmak için. Bugün buradayım, kayıplarımızı unutturmamak için. Ayten’in adını unutmayın. Çünkü biz unutursak, Ayten bir kez daha kaybolacak. Unutmayın ki biz de kaybolmayalım.”

Eylem, Galatasaray Meydanı’na karanfillerin bırakılmasıyla son buldu.

Kaynak: JINNEWS

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Wan’da Fesih Polat’ın taziyesine kitlesel ziyaret

Sonraki Haber

Kayıp yakınları Sincar ve Biçimli’nin ve Çardaklı’nın akıbetini sordu

Sonraki Haber
Kayıp yakınları Sincar ve Biçimli’nin ve Çardaklı’nın akıbetini sordu

Kayıp yakınları Sincar ve Biçimli'nin ve Çardaklı'nın akıbetini sordu

SON HABERLER

Partilerden kayyım kararına ortak tepki

Partilerden kayyım kararına ortak tepki

Yazar: Özge Kar
6 Eylül 2025

Hasta tutsakların durumu kritik: Acil tahliye edilsin

Hasta tutsakların durumu kritik: Acil tahliye edilsin

Yazar: Özge Kar
6 Eylül 2025

Halepçe Valisi Nuxşe Nasih’e Onur Ödülü

Halepçe Valisi Nuxşe Nasih’e Onur Ödülü

Yazar: Aziz Oruç
6 Eylül 2025

HPG’li Tamer Koç’un taziyesine ziyaretler sürüyor

HPG’li Tamer Koç’un taziyesine ziyaretler sürüyor

Yazar: Aziz Oruç
6 Eylül 2025

Antalya İl Emniyet Müdürü görevden uzaklaştırıldı

Antalya İl Emniyet Müdürü görevden uzaklaştırıldı

Yazar: Özge Kar
6 Eylül 2025

‘Devlet hala inkar ve imha politikalarını sürdürüyor’

‘Devlet hala inkar ve imha politikalarını sürdürüyor’

Yazar: Özge Kar
6 Eylül 2025

Nergis Muhammedi’den BM’ye Kürt öğretmenler için çağrı

Nergis Muhammedi’den BM’ye Kürt öğretmenler için çağrı

Yazar: Aziz Oruç
6 Eylül 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır