Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 987’inci haftasında İzmir’de gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın akıbetini sordu. Eylemde konuşan Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız, ‘Mezarsız bırakarak unutturdunuz mu sandınız?’ dedi
Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle her cumartesi Galatasaray Meydanı’nda buluşan Cumartesi Anneleri\İnsanları, 987’nci hafta açıklamasında 23 Şubat 1995’te İzmir’de 19 yaşındayken gözaltına alınan Murat Yıldız’ın akıbeti soruldu.
Bu haftaki basın metnini gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Cumartesi İnsanı Besna Tosun okudu.
20 kişi hakkında dava
Cumartesi Annelerinin/İnsanlarının eylemlerinin 950’nci haftasında Galatasaray Meydanında gerçekleştirmek istediği buluşmaya yönelik polis saldırısında gözaltına alınan 20 kişi hakkında açılan davanın 27 Şubat’ta İstanbul 39’uncu Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüleceğini aktaran Tosun, “Bariyerlerin önünden devleti yönetenlere sesleniyoruz, hiçbir anayasal, yasal zemini olmayan Galatasaray yasağına, kısıtlamalara ve yargı baskısına son verin” ifadelerini kullandı.
‘Feribottan atladı’ dediler
Gözaltında kaybedilişinin 29’uncu yılında Murat Yıldız’ın akıbetini sormak ve devlete “yaşam hakkı” karşısındaki sorumluluklarını hatırlatmak için Galatasaray’da olduklarını vurgulayan Tosun, Murat Yıldız’ın hikayesini okudu.
Yıldız’ın hikayesi şu şekilde:
“19 yaşındaki Murat Yıldız İzmir’de annesi ile birlikte yaşıyordu. Bir kafede otururken çıkan tartışmada silahla havaya ateş ederek olay yerinden uzaklaştığı için polis tarafından aranmaya başladı. Annesi Hanife Yıldız’ı karakola götüren polisler, ‘Murat hemen gelip teslim olursa ifade vererek serbest kalacak’ dedi. Bunun üzerine 23 Şubat 1995 tarihinde Murat Yıldız, avukatı, kuzeni ve annesi ile birlikte İzmir Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne giderek Komiser Ramazan Kaya ile polis memuru Tahir Şerbetçi’ye teslim oldu. Aradan üç gün geçtiği halde Murat eve dönmeyince anne Hanife Yıldız, Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne gitti. Ancak sorularına net yanıtlar alamadı
Çelişkili açıklamalar karşısında Hanife Yıldız ısrarını sürdürünce yetkililer, Murat’ın emniyette verdiği ifadesinde silahı İstanbul Kartal’da sakladığını söylediği için onu polisler Tahir Şerbetçi ve Şah İsmail Öztürk nezaretinde İstanbul’a gönderdiklerini, yolda Murat’ın feribottan denize atlayarak kaçtığını ve tüm aramalara rağmen bulunamadığını iddia ettiler. Anne Hanife Yıldız’ın, ‘Oğlum kendi isteğiyle teslim oldu. Hapis cezasını bile gerektirmeyen bir suç isnadı karşısında neden kaçsın?’ itirazı boşlukta kaldı. Murat’tan bir daha haber alınamadı. Hanife Yıldız, Bornova ve Gebze Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurdu. Gebze 2. Asliye Ceza Mahkemesi, beş yıl süren yargılama sonucunda Murat Yıldız’ın feribottan atladığını gören tanık olmamasına rağmen sanık polislerin beyanını esas aldı ve onlara yalnızca ‘görevi ihmal’den günümüz parasıyla 1 lira 18 kuruş para cezası verdi”
‘AYM yeniden yargılanma yolunu açmalı’
İHD avukatı Gülseren Yoleri’nin 2015 yılında Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak Murat Yıldız için yeniden soruşturma açılmasını talep ettiğini aktaran Tosun, açılan soruşturmanın iki yıl sonra takipsizlik kararı ile sonuçlandığını paylaştı.
Mahkemenin verdiği kararın yaşam hakkını koruyan ulusal ve uluslararası hukukun ihlali suretiyle verildiğini belirten Tosun, Anayasa Mahkemesi dosyada devam eden ihlali ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yolunu açması gerektiğini ifade etti.
‘Hakkımı size bırakmayacağım’
“29 yıldır ben neden buradayım” diye soran Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız, “Burada olmamızın sebebi adaletin olmayışı, kayıplarımızın bulunmaması ve akıbetinin açıklanmaması. Düşünün ki bir anneyi oğluna mezar istemeye mecbur ettiler. Ben 1996’da Ankara’ya gittim, emniyet ile görüştüm. Oradan da Başbakan Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Meral Akşener ve onlar da bir anne, beni anlar diye gittim. Ama beni görüştürmediler. Kayıplar için ‘Bu hükümet döneminde olmadı’ dediler. Peki bu hükümet dönemindeki katiller, katliamcılar, işkencecileri hepsi aklandı, mevki, makam sahibi oldu” sözleriyle tepki gösterdi.
“Acılarımız da dinmiyor. İşkencehanelerde canlarımızı yok ederek, mezarsız bırakarak unutturdunuz mu sandınız? Biz unutmadık, buradayız. Gözaltına da alsanız, kelepçe de taksanız bizi yıldıramadınız, siz kaybettiniz. Açın şu alanı da ana da benim, anayasa da benim. Hakkımı size bırakmayacağım, oğlumu hep aynı alanda soracağım” vurgusunu yaptı.
Eylem, Cumartesi Anneleri / İnsanları’nın Galatasaray Meydanı’na ellerinde taşıdığı karanfilleri attıktan sonra son buldu.
Kaynak: JİNNEWS