100 yıl önce 3,5 milyon ton siyanür yüklü atık Balya’yı halen zehirlerken, Kışladağ’da şu an 535 milyon ton atık oluşmuş durumda. EGEÇEP sözcüsü Sümer, bu nedenle madene izin verenlerle Tüprag patronlarının yargılanması gerektiğini söyledi
Uşak Eşme’deki Tüprag Kışladağ Altın Madeni’nin, AİHM kararı doğrultusunda yeniden yargılanması sürerken işletmeye açılması bir kez daha yargıya taşındı. Ege Çevre ve Kültür Platformu Sözcüsü Uğur Sümer, madenin işletilmesine izin verdikleri gerekçesiyle Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı R. T. Erdoğan, Çevre ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile söz konusu karara imza atan Anayasa Mahkemesi ve Danıştay üyeleri dahil yargı mensupları hakkında suç duyurusunda bulundu.
Dava 2003’ten beri sürüyor
Dilekçede maden ocağının doğa katliamına sebep olduğunu belirten EGEÇEP Sözcüsü Sümer, Uşak Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği suç duyurusunda, “Her şeyi bildiğinizi ve bilerek yaptığınızı da herkes biliyor! Kuşlar, balıklar, karıncalar, börtü böcek bütün canlılar, çiçekler, ağaçlar, doğa adına; çocuklarımızın, torunlarımızın yaşam hakları ve ülkemizin geleceği için davacıyım ve cezalandırılmalarını istiyorum” ifadelerini kullandı. T24’ten Özgür Zeren’in aktardığına göre ÇED olumlu kararına karşı Manisa 2. İdare Mahkemesinde açılan davanın 2003 yılından bu yana devam ettiği belirtildi.
Bilirkişi kararını neden değiştirdi?
Manisa 2. İdare Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda önce yeraltı sularının kirleneceğinin belirtildiğini vurgulayan Sümer, aynı bilirkişilerin mahkemenin “kirletme oranına” ilişkin ek rapor istemesi üzerine bu tespitten vazgeçtiklerine dikkati çekti. Sümer dilekçesinde “ÇED raporunda 1000 metre çapında, 400 metre derinliğinde olacağı belirtilen açık maden ocağı gölü için bu kez ‘bir iki metrelik bir su birikintisi’ olacak diyerek kararlarını değiştirmişlerdir. İlk raporlarında ‘yeraltı sularının kirleneceği’ kararlarından bir daha söz etmemişlerdir. Bilirkişiler kararlarını nasıl değiştirdi? Neden değiştirdi?” dedi.
Yargı da suçlu
Mahkeme tarafından atanan ikinci bilirkişi heyeti hakkında da suç duyurusunda bulunan Sümer, bu heyetin de maden şirketinin istediği yönde rapor hazırlandığını söyledi. Sümer, bilirkişi heyetinin Eşme’de siyanürden zehirlenen insanlar olduğunu dosyalarında belirtmediklerini, hayvanların ölü ve sakat doğumlarını göz ardı ettiklerini belirtti. Sümer, “Mahkeme heyeti, bilirkişiler, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi üyeleri Ege Bölgesini ve Ege deniziyle birlikte insan ve doğa yaşamının katledilmesi kararını göz göre göre vermişlerdir. Suçludurlar. Cezalandırılmalarını istiyorum” dedi.
HCN hidrojen siyanür
Tüprag Kışladağ Altın Madeni’nin verdiği zarar ve madenin nasıl genişlediğini aktaran Sümer, “Kışladağ siyanür ve ağır metaller dağı haline gelmiştir. Kanadalılara dur denilmezse Uşak’ı yerinden kaldırıncaya kadar Ege Bölgesinin her karış toprağını yaşanmaz, her damla suyunu içilmez hale getirinceye kadar bölgede zehir üretmeye devam edeceklerdir. Ruhsat sahaları bu denli genişlemiştir. Uşak merkeze 3 kilometre mesafedeki Yeşildere köyünde sondaj yapmışlardır. Bütün bölgeyi işaretlemeye ve numuneler almaya devam etmektedirler. Şirketin söylediğine göre şu anda 535 Milyon ton siyanürlemiş zehir deposu ve ağır metaller üreten pasa dağı oluşmuş durumdadır. Bu zehir dağı Hitler’in gaz odalarında kullandığı HCN-hidrojen siyanürün milyarlarca kat fazlasını üretmeye canlı yaşamı zehirlemeye yüzyıllarca devam edecektir.”
EKOLOJİ SERVİSİ