• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
26 Haziran 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Mürüvet Küçük

Cumhuriyet’in 100 yıllık kodları

31 Ekim 2023 Salı - 00:00
Kategori: Mürüvet Küçük, Yazarlar
Yaratılan bataklık ve boğulamayan umut…

“Para bir yanağı doğuştan kan lekeli doğduysa, sermaye tepeden tırnağa kan damlayarak, her gözeneğinden kan ve kir fışkırarak doğdu” der Marx. Para ve sermaye için yapılan bu tespit, kapitalist ulus devletlerin doğması ve burjuva devletleşme sürecinde varlıklarını pekiştirmelerinin de hikayesi gibidir. Türkiye açısından bu çok daha fazla böyle olmuştur. Uluslaşma süreci trenine geç bir tarihte atlamış, o tarih de dünyanın emperyalistler arasında yeniden bölüşülmesi günleriyle çakışmış, bu “dezavantajlarını” kıyım- tehcir-el koymalar-bastırma ve baskılarla telafi etme yoluna gitmiştir. Hikâyesi 1900’ün ilk yıllarındaki burjuva asker-sivil bürokrasisine dayanan cumhuriyet, hem tüm halkların ve o halkların emekçilerinin uğruna döktükleri kanlar üzerinden inşa edilmiş, ama hem de uluslaşma refleksleriyle o halkların kanının dökülmesi anlamında varlığını kanla sürdürmüştür. Bu sadece farklı uluslar açısından da değil Türk ulusunun işçi ve emekçilerinin baskılanması, başından beri emeğin örgütsüzleşmesi için dizginlerin sıkı tutulması, Anadolu hapishanesine tıkılan emekçi kitlelerin cumhuriyetin belirlediği biçimlerde tornaya yatırılması anlamında da böyledir.

Tepeden tırnağa kanla doğup varlığını da bunu sürdürerek pekiştiren Cumhuriyet, 100 yılını geride bıraktı. Kuruluşundaki korkuları, düşmanlıkları, işçi ve emekçiler karşısındaki tutumu süreklilik içinde devam ediyor. Ne ironiktir ki sanki tam yıldönümü arifesinde bu gerçeğin altını çizecek gelişmeler birbirine ekleniyor.

İşçi sınıfından gençlere, ezilen halktan mezhebe, kadınlardan dayatılan kalıplar dışında kalan tüm toplumsal kesimlere kadar cumhuriyet kuruluş felsefesinin devamlılığını sadece son günlerde yaşanan birkaç gelişmeyle bile adeta haykırıyor.

Cumartesi Anneleri’nin 970’inci hafta eylemlerinden süzülen bir kare bile çok şey anlatıyordu. O karede dev bayraklar, polis ordusu, uzun kalkanlar ve tüm bunların kuşatmasına alınmış bir avuç kayıp yakını var. Yukardan çekilen bu kare, 100 yıllık Cumhuriyet hikâyesinin ironik bir tablosu gibi. Başından beri hak diyenin anında susturulduğu bir hikâyenin 21. yüzyıldaki tekrarı.

Bu kareye Aydın’daki Kredi ve Yurtlar Kurumu yurdunda yaşanan asansör faciası ekleniyor. Defalarca uyarıldığı halde onarılmayan ve gençlerin göz göre göre ölüme gönderildiği o asansör faciası cumhuriyetin 100 yıllık hikayesinin yeni rejim döneminde nasıl bir cevvallikle sürdürüldüğünün fotoğrafı gibi. Bu fotoğraf sonrasında “yeter artık” diyen gençlere cumhuriyetin güncel kadrolarınca “Korkuyorsanız siz de binmeyin” ya da “ama onlar da 15 kişilik asansöre 16 kişi binmişler” cümleleriyle adeta kalın çizgilerle çiziliyor.

Eğitimin piyasalaştığı, her ile bir gecekondu üniversite kurulurken mezun olanların diplomalı işsiz saflarındaki yerini aldığı, gençliği ifade eden tüm değerlerin sistemin, sömürünün yararları temelinde değersizleştirildiği, geleceğin her geçen gün daha belirsizleştirildiği, örgütlülüğün sadece sistem için makbul olan dini cemaat ve tarikatlar sınırlarıyla belirlendiği, toplumsal dayanışmanın tüm mevzilerinin yok edilmeye çalışıldığı bu koşullara ardı ardına intihar eden dört üniversiteli gencin haberi eklendi.

Gençler KYK yurdundaki asansör faciasının ardından “ölmek istemiyoruz, ölmeyeceğiz” diyorlardı. Bu köhnemiş düzenin kendilerini değersizleştirip sömürü çarkının basit bir eklentisi haline getirmesi uğraşına meydan okuyan bir “yeter artık” çığlığı atarcasına…

İşçilerin, kadınların bu cumhuriyet nazarındaki yeri de aynı süreklilikle karşımızda duruyor. Her gün en az üç-beş işçinin küçük maliyet hesapları gözetilerek küçük harcamalardan bile kaçınıldığı için iş cinayetlerinde katlediliyor. Sadece bu gerçek bile işçinin cumhuriyet nazarındaki yerinin imgesi gibidir. Sefaleti reddettiği için işten çıkarılan Mamak Belediyesi işçisinin 100. yılın son günlerinde sarf ettiği “Asgari ücret 11 bin 500, ben 9 bin 500 alıyorum. Siz söyleyin ben bu parayla nasıl geçineyim” sözlerde olduğu gibi.

Ya kadınlar? Mahkemeleri, polisi ve tüm bir sistemiyle kadın düşmanlığının siyasallaştırıldığı bu dönemde bu konuda fazla söze gerek yok sanırım. Her gün katledilen kadınlar cumhuriyetin kodlarının güncel ifadesidir.

Doğuşunda temel korkularından olan Kürt korkusunun aşılmasında bir arpa boyu yol almamış cumhuriyet dünyanın yeniden bölüşülmesi hırlaşmalarının arttığı bu dönemde bu korkusuna hapsederek kendisini ama yeni alanlar ele geçirme hayallerini korkusuna katık ederek.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Ekolojik yıkımın adı olan ‘Yeşil Yol’

Sonraki Haber

Barışa ve barış sürecine ihtiyacımız var

Sonraki Haber
Seçim ve sandık güvenliği

Barışa ve barış sürecine ihtiyacımız var

SON HABERLER

Ahmet Kaya’dan Tahir Elçi’ye, Pervin Chakar’dan Amedspor’a

Altı Gün Savaşları’ndan İbrahimi Anlaşmalar’a: İsrail’in Ortadoğu stratejisi ve Türkiye

Yazar: Yeni Yaşam
26 Haziran 2025

Öcalan’ın sosyalist perspektifini anlamaya çalışmak

Öcalan’ın sosyalist perspektifini anlamaya çalışmak

Yazar: Yeni Yaşam
26 Haziran 2025

Bir bilgeye vefa kitabı

Şarkıların dostluğu

Yazar: Yeni Yaşam
26 Haziran 2025

Cin şişeden çıkınca

‘İstanbul’da faşizm varsa…’

Yazar: Yeni Yaşam
26 Haziran 2025

Yalnız ekonomi mi?

Ortadoğu’da barış zor

Yazar: Yeni Yaşam
26 Haziran 2025

Hamit Bozarslan: Türkiye entelektüel olarak geriledi

Hamit Bozarslan: Türkiye entelektüel olarak geriledi

Yazar: Yeni Yaşam
26 Haziran 2025

Evrensel bir fiil olmak

Evrensel bir fiil olmak

Yazar: Yeni Yaşam
26 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır