Her ev her balkon Newroz alanı oluyor. Güven ‘Newroz özgürlüğü getirecek’ derken, Buldan ‘Öcalan’ın Newroz deklarasyonu temelinde yeni bir süreci başlatma göreviyle karşı karşıyayız’ dedi
Newroz 2020 halk sağlığını tehlikeye atmamak için koronavirüs (Kovid19) önlemleri çerçevesinde evlerde, balkonlarda kutlanıyor. DTK, HDK, HDP, TJA, Newroz’un başkaldırış, direniş ruhu, zulmün saltanatının yıkılması olduğuna; Kürtlerin özgür bir yaşam, kendi kendini yönetmek, kendi anadilinde eğitim için her bedeli ödemeye hazır olduğuna dikkat çektiler.
Jinnews’ten Beritan Canözer’e konuşan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven 2020 Newrozu’nun ve Newroz’un Kürtler açısından tarihsel önemini değerlendirdi. Leyla Güven, “Kürt halkı Kawa’nın yaktığı ateşi her Newroz gürleştiriyor. Newroz hala bir başkaldırış günüdür. Newroz yaklaşınca Ortadoğu halklarının içi büyük bir heyecan ve coşku doluyor… Newroz kutlamaları çok kez yasaklandı ve Newroz uğruna büyük bedeller ödendi. Bunlardan biri de Berivan’dır, Rewşan’dır, Ronahi’dir, Zekiye’dir. Binlerce arkadaşımız Newroz’un yasaklanmasına karşı direndiler ve bedel ödediler… Sema Yüce arkadaşımız bedenini ateşe verirken, ‘Ben bedenimi ateşten bir köprü yapıyorum ve Kürt halkı 8 Mart ile 21 Mart arası bu köprüden yürümelidir’ demişti… Kürt halkı 21 Mart Newroz günü alanlara çıkarak taleplerini dile getiriyor. Bu talepler elbette ki siyasi taleplerdir. Kürt halkı özgür bir yaşam istiyor, kendi kendini yönetmek istiyor, kendi anadilinde eğitim almak istiyor. Bunun için de her bedeli ödemeye hazırız. Kürdistan üzerinde kirli politikaları olan uluslararası tüm güçler buna izin vermeyeceğimizi bilmelidir. Ve işte bu çığlık Newroz alanında her zamankinden daha fazla yükseliyor… 2020 yılında bakıyoruz ki Kürt halkı hala statüsünü ele almış değil. Hala büyük baskı var Kürt halkı üzerinde. Bu baskılara karşı da dört parça Kürdistan’da, dünyanın her yanında büyük ve hiç bitmeyen bir direniş var… Herkes evinde Newroz’u kutlasın, videosunu çeksin, sosyal medyaya atsın ve milyonlarca kişi bu şekilde Newroz’u kutlamış olsun. Kawa’nın yaktığı ateş bu Newroz da sönmeyecek ve gürleşecek… Sayın Öcalan’ın çağrıları ve mesajları doğrultusunda üçüncü ayak olmak konusunda çalışmalarımızı güçlendireceğiz. 2020 yılında en büyük amaçlarımızdan biri de Sayın Öcalan’ı özgürleştirmek olacaktır” diye konuştu.
Çürüten kapitalizme karşı
Newroz ruhu Halkların Demokratik Kongresi (HDK), yazılı mesaj yayınladı. Mesajda Newroz’un, zulmün saltanatının yıkılması olduğuna dikkat çekilerek, “Halklar binlerce yıldan bu yana özgürlük ateşini, içinde bulunduğu koşullarda verdiği direniş ve yeni yaşamı inşa iradesinin sembolü olarak harlamıştır. Bundan dolayı, Kürt halkı başta olmak üzere, Mezopotamya halkları ve dünyanın dört bir yanında yüreği özgürlük ve eşitlikten yana atan milyonlar 21 Mart’ı özgürlüğün direnişin ve dirilişin bayramı olarak kutlamaktadır” denildi. 2020 Newrozu’nun savaşa, zulme, eşitsizliğe, baskılara ve tutuklamalara karşı her zamankinden daha fazla özgürlüğün ve mücadelenin sesi olacağı “Rojava’dan Şili’ye, özgürlüğün ve demokratik mücadelenin sesinin daha gür çıktığı 2020 yılında da Newroz, mücadele iradesini yücelten en önemli faktörlerden biri olarak belirginlik kazanacaktır… 2020 Newrozu, demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren güçler için, ve merkezi uygulama noktası İmralı olarak belirlenip tüm ülkeyi açık hava zindanına dönüştüren tecrit politikasının ortadan kaldırıldığı insanca bir yaşamın sözü ve mücadelesini büyütme İradesi olacaktır… İçinde taşıdığı yapısal çelişkilerle çürüme aşamasına gelen kapitalizmden, insanlığı ve doğayı Newroz ruhunun dağların yüce doruklarından getirdiği özgürlük rüzgarı kurtaracaktır” ifadesi kullanıldı.
Yine Jinnews’ten Dilan Babat’a konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkanı ve İmralı Heyeti’nde yer alan Pervin Buldan ise “Bugün hala tecridin devam ettiği bir dönemde Sayın Öcalan’ın sürekli vurgu yaptığı ve ifade ettiği ‘Newroz mektubu ya da Newroz deklarasyonu’ hala geçerliliğini koruyor. Kürtlerin üçüncü ayak olduğunu göz ardı etmeden süreçlere dahil edilmesi gerekir” dedi. Buldan, “Bu yılki Newroz’u evlerimizden karşılayacağız. Ancak Newroz ruhunu bulunduğumuz her yere yaymak ve Newroz ruhu ile birlikte karşılamak önemlidir” dedi.
2013 Newrozu’nun tarihi olduğunun altını çizen Pervin Buldan, şu değerlendirmede bulundu: “Sayın Öcalan ile görüşmelerin süregeldiği bir döneme denk gelmişti. Barış ve müzakere sürecinin devam ettiği bu dönem içerisinde Newroz’a ayrı bir önem ve ayrı bir hava katmıştı. Özellikle okunan mektuplar, yapılan çağrılar sürecin içerisine dönük ve süreçle bağlantılı olarak önümüzdeki dönemlerin barış atmosferine kavuşabilmesi amacıyla çağrılar yapılmıştı. Aslında Newroz ile devam eden ve 2013 Nisan ayına denk gelen ve son görüşmelerde de özellikle Sayın Öcalan’ın ifade ettiği gibi ‘Newroz ruhuna bağlı kalmak’ ve ardından okunan mesajların içeriğine bağlı kalmak sürekli ifade edilen bir meseleydi. Hala Sayın Öcalan’ın avukatları ve ailesi ile görüşmeler yaptığı zaman bu konuya dikkat çekmesi yani barışta, demokratikleşmedeki ısrar ve ‘Kürt sorunu demokratik yöntemlerle çözümdeki ısrar görülüyor… Bugün halan tecridin devam ettiği bir dönemde Sayın Öcalan’ın sürekli vurgu yaptığı ve ifade ettiği ‘Newroz mektubu ya da Newroz deklarasyonu’ hala geçerliliğini koruyor… Barış çağrılarının, demokratikleşme çağrılarının dikkate alınması çok elzem olarak önümüzde duruyor. Bu yıl Newroz’u kutlamasak bile 2013 Newrozu’nun ruhuna bağlı kaldığımız ve bu süreci tekrar ele alınması gerektiği önemine dikkat edilmesi gerekir.”
Ortadoğu’daki rol
4 Mart’ta Mehmet Öcalan ile görüşen Öcalan’ın “Türkiye’de iki ayaklı masa var. Siz de bir ayak olmak zorundasınız” mesajını değerlendiren Pervin Buldan şöyle devam etti: “Bugün sadece Türkiye açısından değil, tüm Ortadoğu açısından Kürtlerin rolü ve misyonu hem Türkiye’yi yönetenler açısından hem uluslararası güçler bakımından da Ortadoğu’daki gelişmeleri sağlamak adına Kürtleri dikkate alması ve masanın üçüncü ayağı olduğunu göz ardı etmeden süreçlere dahil etmesi önemlidir. HDP olarak, Türkiye içerisinde masanın üçüncü ayak olma konusu aynı zamanda Ortadoğu açısından da barış projelerini, demokratikleşme projelerini büyütme ve geliştirmek çerçevesinde daha geniş kitlelere aktarabilmek gibi bir sorumlulukla karşı karşıyayız.”
HABER MERKEZİ