Kürt hareketinin sadece silahla var olduğunu düşünenler yanılıyorlar. Sadece Ortadoğu’da bu şekilde demokratik bilinçle bilinçlenmiş 60-70 milyon Kürt’ten söz edebiliriz. Bu demografi sadece Kürdistan’ı değil, bütün Ortadoğu’yu etkileyecek ve dönüştürecek bir demografidir
Hüseyin Kalkan
Süleymaniye’de gerçekleşen silah yakma töreninin yüksek sembolik değeri üzerine daha önce yazıldı. Bu her şeyden önce Barış ve Demokratik Toplum sürecini bir üst aşamaya taşıyan bir semboller bütünüydü. Müzakere en az iki taraf arasında gerçekleşir. Bu tören de, bu süreç de elbette bir müzakere sonucu yürüyor. Ancak bu süreci sadece devletle yapılan bir müzakereye indirgemek dar bir bakış açısı olur. Bu sürecin en önemli yanı Kürtlerin örgütsel ve toplumsal bir dönüşüm yoluna girmiş olmasıdır. Demokrasi sadece başkalarından talep ettiğimiz bir şey değil. Toplumsal olarak demokratik bir toplum oluşturmak, demokratik örgütlemeler yaratmak, toplumsal komünler yaratmak bu sürecin en önemli muhtevasıdır.
Kürtler demokratlaşıyor
Besê Hozat ve yoldaşları silah yakmakla, silah bırakmayı bir dirilişe çevirdiler. Demokratik bir dirilişe. Benim sözünü ettiğim, demokratik diriliş gününün acil ihtiyaçlarına cevap olan bir diriliş değil. Ben bölge çapında bütün iktidarları değişmeye zorlayacak bir demokratik dirilişten söz ediyorum. PKK’nin çıkışından sonra 90’lı yıllardan başlayarak Kürtleri dört ülkede ve diasporada siyasallaştırdı, demokratikleştirdi. Her Kürdün evinde demokrasi, insan hakları, yurttaş hakları konuşulmaya başlandı. Çünkü Kürtlerin evi yakılıyordu, köyü yakılıyordu. Komşular ve akrabalar kaçırılıp öldürülüyorlardı. Şikayet için gittikleri devlet kapısında kayıp ediliyorlardu. Bu durum Kürtleri demokratlaştırdı. Haklarını aradılar, uluslararası mahkemeler olduğunu bu süreçte öğrendiler ve onlara başvurdular. Avrupa Birliği’ni (AB) öğrendiler, AB Konseyi’nin Özerklik Şartı’nı tartışmaya başladılar. Hak örgütleri kurdular ve yönetmeye başladılar. Avukatlık mesleğinin Kürtler arasında tercih edilen bir meslek haline gelmesi boşuna değil. Bu demokratlaşma sürecinin bir sonucu. Bu dönemde yayınlanan Kürt gazeteleri, yayına başlayan Kürt televizyonları bu sürece önemli katkıda bulundular. Kürt gazeteciler Kürdistan’da uygulanan zulmü dünyaya duyurmak için canlarını dişlerine taktılar.
90’lardan itibaren her Kürdün evinde siyaset konuşulmaya başlandı. PKK konuşuldu, Öcalan’dan söz edildi. Kürtçe müzik kasetleri gizli de olsa dinlenmeye başlandı. Kürt çocukları bu ortamda büyüdü. Dağa gitmeyenler üniversitelere gittiler ve siyaseti iyi bilen gençler olarak mezun oldular. Doğal olarak temel insan hakları konusunda duyarlı entelektüeller olarak mezun oldular.
Her mücadele bir okuldur
DAİŞ’e bir dair parantez açmadan olmaz. Dünyada DAİŞ ile mücadele eden ve onu yenen yegane güç Kürt siyasi hareketidir. Tekrar etmeye gerek yok, hem Şengal’de hem Rojava’da kazanılan askeri zafer bütün dünya içindi. Ama onun dışında sadece askeri bir mücadeleden söz etmiyorum. DAİŞ’e karşı ideolojik ve politik mücadelenin öncülüğünü de Kürtler üstlendi. Bu dönemde sayısız haber ve makale Kürtler tarafından üretildi ve bütün dünyaya yayıldı. Bu araştırılması gereken kitaplar boyutunda bir meseledir. Bu günlerde yıl dönümünü kutladığımız Rojava Devrimi dünyayı sarstı. Gericilerin büyük bir şiddetle Rojava’nın üstüne gitmeleri bundandır.
Ortadoğu’yu değiştirecek demografi
Bu dönemde yayınlanan Kürt gazetelerinin, yayına başlayan Kürt televizyonlarının bu sürece önemli katkıda bulunduğunu söylemiştim. Kürt gazeteciler Kürdistan’da uygulanan zulmü dünyaya duyurmak için canlarını dişlerine taktılar. Dünyaya da Kürtler taşıdılar. Amed sokaklarında, Wan’da, Qamışlo’da demokrasinin, devrimci ekolojinin tartışılması bu döneme rastladı. Bunlar sadece Kuzey Kürdistan’da olmadı. PKK dört parçayı da bu şekilde etkiledi. Kürt hareketinin sadece silahla var olduğunu düşünenler yanılıyorlar. Sadece Ortadoğu’da bu şekilde demokratik bilinçle bilinçlenmiş 60-70 milyon Kürtten söz edebiliriz. Bu demografi sadece Kürdistan’ı değil, bütün Ortadoğu’yu etkileyecek ve dönüştürecek bir demografidir. Besê Hozat ve arkadaşları bu özgüvenle, tarihsel birikimle dağdan indiler ve silahları yaktılar. Öcalan, Kürt halkının geldiği seviyeyi bildiği için Barış ve Demokratik Toplum doğrultusunda gerekli adımları rahatlıkla atabiliyor.