DİSK, 53.kuruluş yıl dönümünü 5 kıtadan 45 sendikanın katıldığı bir etkinlikle kutlarken, Haliç Kongre Merkezi’nde devam eden kongrede ise enternasyonal dayanışmayı büyütmenin önemine dikkat çekildi
Yadigar Aygün/İstanbul
DİSK’in devam eden 16. Olağan Genel Kongresi’ne katılan uluslararası sendika temsilcilerinin konuşmalarında kapitalizmin sömürüsüne karşı enternasyonal mücadele ön plana çıkarken, demokrasi, özgürlük ve barış vurgusu yapıldı. Gazetemize konuşan DİSK üyeleri ve uluslararası sendika temsilcileri, dünyadaki emekçilerin giderek yoksullaştığına dikkat çekerek, uluslararası dayanışmanın altını çizdi.
DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK’in 53 yıl önce işçi sınıfının sermayeye cevabı olarak kurulduğunu belirterek, “Bu genel kurula ‘2020’nin DİSK’i Emeğin Türkiye’si diye hazırlandık. Önümüzdeki 5-10 yıl içerisine ilişkin politikalarımızı, programımızı, yol haritamızı belirleyeceğiz. Yaptığımız uluslararası konferans genel kurul tartışmalarımıza ışık tutacak diye düşünüyoruz. Türkiye de ve dünyada artık yaşanan zorlu süreç ortada. Bütün hakların ortadan kaldırılmaya çalışıldığı bir dönemdeyiz. Birçok şeyin de yeniden kurulduğu bir döneme giriyoruz. Dolayısıyla işçi sınıfı bu ülkenin aydınlık geleceğini kuracak temel güç diyoruz.
2020’lerin DİSK’i Emeğin Türkiye’si diyerek omuz omuza birlik ve beraberlik içerisinde bundan sonra atacağımız adımları birlikte karar vereceğimiz bir genel kurula hazırlanıyoruz” dedi.
‘Savaşa karşı barış mücadelesi’
DİSK Yürütme Kurulu üyesi Kanber Saygılı da, önümüzdeki sürecin çok zorlu bir süreç olacağına dikkat çekti. Saygılı, “Sermayenin siyasal iktidarın saldırılarının çok yoğunlaşacağı bir süreç olacak. Bunları bertaraf etmek mümkün. Saldırılara karşı örgütlü birleşik kolektif bir akılla ve kolektif bir örgütlenmeyle başa çıkabiliriz. Bu da mücadeleden geçiyor. 16. genel kurulumuzun işçi sınıfı ve ezilenlerin yoluna ışık tutmasını temenni ediyorum. Sendikal mücadele sadece ekonomik bir mücadele değildir. Sendikal mücadele hem ekonomik hem politik hem de sosyal bir mücadeledir. Aynı zamanda sendikal mücadele sadece işçilerin ekonomik haklarını savunan değil ezilen hakların, gençlerin, kadınların, ekoloji talanına karşı mücadeledir. Savaşa karşı barış mücadelesidir” diye konuştu.
‘Birleşince oluyor’
Avrupa Sendikaları Eğitim ve Araştırma Enstitüsü Araştırmacısı Stan De Spiegelaere ise, sendikal hareketin gelişmesinde uluslararası dayanışmanın çok önemli olduğunu vurguladı. Spiegelaere konuşmasına şu şekilde devam etti: “Avrupa’da da Türkiye’de de uluslararası şirketlerde çalışanlar uluslararası bir dayanışma yoksa işçiler kaybediyor. Dünyada emekçiler giderek yoksullaşıyor. Uluslararası dayanışma mesajı vermek için bu kongreye geldim. Emekçilerin yaşadığı baskılar birçok ülkede var ama Türkiye’nin durumu giderek kötüye gidiyor. Avrupa’da sendikalar güçlü Türkiye’de sendikalar güçsüz ve örgütsüz. Aynı baskıları görüyoruz ama Türkiye’deki gibi değil şiddet görmüyoruz, cezaevlerine atılmıyoruz. Avrupa’da sendikalaşmanın arttığını görüyoruz, grevleri görüyoruz. Bunlar bana bir umut veriyor. Türkiye de çalışma koşulları olarak da sendikal haklar olarak güzel bir örnek değil. Örgütleyerek bunu aşabilirsiniz. Uluslararası dayanışma çok önemli. Avrupa’nın en büyük ve ünlü havayolu şirketlerinden Ryanair’da verilen mücadeleye baktığımızda Danimarkalılar, İrlandalılar, Fransızlar, son olarak 2018’de Portekizliler denedi, olmadı. Sonunda birçok ülkeden sendikalar bir araya geldi, uluslararası bir grev yapıldı. Kazanım elde edildi. Bizlere uluslararası dayanışma lazım. Renault işçileri, H&M işçileri kazanmak istiyorsa uluslararası dayanışmayla bunu başarabilirler.”