Konferansın açılış konuşmasını Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan yaptı. Eş Genel Başkanlar, ‘Sayın Öcalan’ın demokratik paradigması büyük bir çözümdür. Sayın Öcalan bu sürecin merkezindedir’ dedi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), İstanbul Bakırköy’de bulunan Cem Karaca Kültür Merkezi’nde “Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı” düzenledi. İki gün sürecek konferansa, sabahın erken saatlerinde çok sayıda kişi, kültür merkezinin önüne geldi. Kapıların açılmasıyla katılımcılar, kültür merkezinin salonunda yerlerini aldı. Yoğun ilgiliyle karşılaşılan konferansta, ulusal ve uluslararası düzeyde çok sayıda siyasetçi, hukukçu ve aktivistin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta başlattığı Barış ve Demokratik Toplum sürecini, dünya deneyimleriyle birlikte konferansta tartışıldı. Konferansın açılış konuşmasını DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları, Tuncer Bakırhan yaptı.
İlk olarak konuşan Tülay Hatimoğulları, şunları söyledi: “Bu konferanstan sadece sunumlar değil, mücadelenin içinden gelen dağlardan, sokaklardan gelen bir barışı tartışıldığını görüyoruz. Güney Amerika, Katalonya, Mezopotamya’ya uzanan bir barış fısıltısı var. Barış kendiliğinden gelmez mücadeleyle gelir. Bu konferansın bu anlamda son derece önemli katkılar sunacağına inanıyorum. Bizler geçen yüzyılı savaşlarla geride bıraktık. Şu an geçmişte yaşadığımız birinci ve ikinci dünya savaşının yansımalarını yaşıyoruz. Yani üçüncü dünya savaşının arifesindeyiz. Üçüncü dünya savaşı diğer savaşlara rahmet okutur. Nükleer silahların geliştiği bu dönemde sadece insanlar değil, tüm canlılar ve dünya tehdit altındadır. Kapitalist sistem böyleyken, demokratik ulus arayışı, emek mücadelesi, kadınların mücadelesi, yerel demokrasi ve genel hukukun tesis edilmesi için doğa savunucularının, halkların mücadelesi çok yüksek. Bunu Rojava’da görüyoruz. Suriye’de Kürtlerin diğer halklarla oluşturduğu sistem Şam yönetimi tarafından bir şekilde elemine edilmeye çalışılıyor. Bu kabul edilmez. Ayrıca Durzilere, Alevilere yönelik saldırıları kabul edilmez. Rojava seküler, kadın özgürlükçü, demokratik karakteriyle sadece demokratik bir Suriye’nin inşası değil, demokratikleşme, farklı inançların yaşayacağı bir modeli oluşturuyor. Bu anlamıyla oranın önü mutlaka açılmalıdır.
Öcalan’ın pozisyonun önemli
Bugün Sayın Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın sömürünün, savaşın arttığı bir dönemde çok önemlidir. Çağrı tüm bölge için önemli bir adımdır. Burada demokratik toplum inşasını gerçekleştirmenin sancılı olduğunu biliyoruz. Ancak bunun için mücadele edeceğiz. Barışın kalıcı olması için somut adımlar atılmalı ve Sayın Öcalan’ın pozisyonun önemli bir yerde olduğu görünmeli.
Kapitalist sisteme karşı enternasyonalist mücadeleyi güçlendireceğiz
Öte yandan kadınların olmadığı bir barış masası olmaz. Bugün kadınlar olarak barışın daha fazla öznesi olacağız. Barış için uzatılan eli hep birlikte güçlendireceğiz. Barış ve Demokratik Toplum süreci için daha çok mücadele etmeliyiz. Kapitalist sisteme karşı enternasyonalist mücadeleyi güçlendireceğiz.”
Kürtlerin hakları henüz verilmiş değil
Ardından Tuncer Bakırhan ise şu ifadelere yer verdi: “Dünya ve Ortadoğu büyük bir kriz içerisinde. Türkiye bu karmaşanın tam ortasında. Yüzyıldır adı konulmamış bir Kürt meselesi var. Kürtler artık inkar edilmiyor ama hakları da henüz verilmiş değil. Kürtler yüzyıldır hukuklarını elde etmek için amansız bir mücadele yürütüyor. Kürtler devlet tarafından inkar edildikçe, mücadele ettiler. Şu anda burada bir süreç devam ediyor. Burada Kürtlerin özgürleşmesi ve Türkiye’nin demokratikleşmesi önemlidir. Bu süreç hem Türkiye’ hem Ortadoğu’ya barış getirecektir. Sayın Öcalan sık sık devletin demokratikleşmesinden bahseder. Sayın Öcalan iktidar zayıflamadıkça, demokrasinin olmayacağını ifade eder. Bask, Katalan dostlarımızın örnekleri sorunların nasıl çözüleceği en önemlidir. Düne kadar ‘terörist’ denilenler, Nobel ödülüne layık görüldü. Sayın Öcalan’ın demokratik paradigması büyük bir çözümdür. Sayın Öcalan bu sürecin merkezindedir. Öcalan çeyrek asırdır tecride rağmen barışın dilini ortaya koyuyor.
Öcalan’ın çözümü 3 temel ayak üstündedir
Sayın Öcalan’ın çözümü 3 temel ayak üstündedir. Demokratik toplum, barış ve demokratik entegrasyon. Özenle belirtmek isterim ki devlet yetkililerin ve komisyon üyelerinin Sayın Öcalan ile konuşması önemlidir. Yazar, akademisyenlerin, gazetecilerin doğrudan Sayın Öcalan ile görüşmesi lazım. Ortadoğu’da ulus devlet krizi derinleşiyor. Türkiye demokratik dönüşümümle bu krizi aşabilir. Bizce çözüm demokratik ulustur. Farklılıkları zenginlik gören, yerelden yöneten, bir sistem. İkinci yüzyılda tüm yurttaşların eşit olduğu ve refahın eşit paylaşıldığı bir düzendir.”
Kaynak: MA









