‘İş ve Aş Buluşmaları’ ile yerelde buluşmalar gerçekleştiren HDP yetkilileri ile konuştuk
Yadigar Aygün
Halkların Demokratik Partisi (HDP) ‘İş ve Aş Buluşmaları’nın startını Diyarbakır’da verdi. HDP, bu kampanya ile 81 ili gezerek yaşanan ekonomik, siyasi, sosyal sorunlara karşı yerelin asıl özneleriyle bir araya gelerek birlikte çözüm üretmeyi amaçlıyor. Emek Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Şaziye Köse ve HDP Milletvekili Erol Katırcıoğlu, ‘İş ve Aş Buluşmaları’nı gazetemize anlattı.
Toplum açlığa mahkûm
Emek Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Şaziye Köse, ekonomik krizin giderek derinleştiğinin altını çizdi. Köse, ekonomik kriz ve Covid-19 salgını ile birlikte yoksulluğun daha da arttığına dikkat çekti. “Bir şey yok demek onun olmadığını göstermez. Bizi zora sokacak, sıkıntıya sokacak her şeye yok diyebiliriz. Onun için AKP ekonomik krizi ve yoksulluğu yok sayıyor. Covid-19 salgını ve ekonomik krizin iç içe girmesiyle birlikte yoksulluk iyice ayyuka çıktı. Şu anda aslında çok derin bir krizin içindeyiz. Bütçeden aktarılan kaynaklar, çıkarılan paketlerin hepsi sermaye lehine düzenlenmiş oldu. Toplumsal kesimlerin hiçbirinin bu bütçede adı yok. Aslında işçiler, emekçiler, kadınlar, günübirlik çalışanlar esnaflar, kayıtsız işçiler bütün bu kesimlerin gözetilip desteklenmesi gerekiyordu ama gördük ki bu süreçte bu kesimlerin hiçbiri desteklenmedi. Salgın, tarihte bugüne kadar görmediğimiz bir işsizleşmeye yol açtı. Yüzde 29’lara dayanan bir işsizlikle karşı karşıyayız. Genç işsizliğin de payı çok yüksek. 5 üniversite bitirmiş gençlerimiz, işsiz durumda. Salgınla birlikte günübirlik çalışanlar işini kaybetti. Sermaye de bu süreçte fırsatçılık yaptı. İşten atmalar yasak denilse de bunu bir fırsata çevirdi. Sermaye, işçileri hem işten atıyor hem örgütsüzleştiriyor. Sürekli kendi lehine çalıştırıyor. Kod 29 bunlardan bir tanesi. İşçileri ahlaksızlıkla suçlayıp hiçbir kanıt aramaksızın işten çıkarıyorlar. Kadın yoksullaşması bu dönemde çok arttı. Asgari ücret açlık sınırının altında. Toplumun büyük bir kesimi açlık sınırının altında yaşıyor. Türkiye’de tam yoksullaşmaya gidildi” dedi.
‘Yok saymak çözmüyor’
Köse, AKP’nin yoksulluğu ve ekonomik krizi sorun olarak görmediğini vurguladı. Köse, işsizliğin, yoksulluğun ve sefaletin giderek arttığını şu sözlerle anlattı: “AKP hâlâ böyle bir kriz yok diyor. ‘Türkiye sayılı ülkeler arasına giriyor’, ‘Bu kadar büyüyor’ gibi safsatalarla esas itibarıyla çok başka gündemler yaratarak bu yoksullaşmayı, fakirleşmeyi, işsizleşmeyi gündemden uzak tutmaya çalışıyor. Var dediğinde başka politikaları hayata geçirmesi gerekir. Yok sayarak ilerliyor. Yok saymak sorunu çözmüyor” diye konuştu.
‘Adım adım ilerleyeceğiz’
Köse, HDP’nin ‘İş ve Aş Buluşması’ kampanyasını da anlattı. Köse, 81 ili gezerek yerelin asıl özneleriyle sorunları ve çözüm önerileri ile yol alacaklarını söyledi. Köse, “Ekonomi politik komisyonları olarak ekonomi, emek, ekoloji, sağlık ve sosyal politikalar komisyonu olarak bir araya geldik. Bir sosyal yara haline dönüşen yoksulluk, işsizlik ve ekmeği her şeyden önce gündemimize alarak AKP’nin kapatmaya çalıştığı yarayı toplumla paylaşarak buna mahkûm olmayacağımızı ve her zaman bir çözüm olduğunu toplumla paylaşıyoruz. Elbette ki paylaşmak yetmez, önerdiğimiz çözümler doğrultusunda örgütlenmeyi, güçlendirmeyi hedefliyoruz. Çözüm önerilerimiz mevcut ve bu yolda adım adım ilerleyeceğiz. 81 ili program çerçevesinde yerelde ve toplumsal kesimlerle buluşarak çözüm üreteceğiz. Bu aynı zamanda bir araştırma anlamına da geliyor. Yerelin kendi öznelerinin önerileri, bizim açımızdan çok önemli. Adım adım bunu gerçekleştiriyoruz. Programa Amed’den başladık, batıdan bir il ile devam edeceğiz. Pazara gittiğimizde bize ne çağrısı yapıldığını görüyoruz, aslında markete gittiğimizde görüyoruz, sağlık sorunlarında görüyoruz. Her tarafta bize çağrının yapıldığını görüyoruz ve hissediyoruz. Önemli olan bu çağrıların birleşerek bir noktada toplanması ve bu yoksulluğa, ekonomik krize, açlığa razı olmayacağımızı işbirliği, güç birliği ve dayanışma ile açığa çıkarmalıyız” dedi.
Kuru ekmeğe muhtaç ettiler
HDP Milletvekili Erol Katırcıoğlu, HDP’nin ilkini Diyarbakır’da gerçekleştirdiği İş ve Aş Buluşmaları’nda neler yaptıklarını ve bu buluşmanın önemini şu sözlerle anlattı: “Bu program daha önce planlanmış ama salgın koşullarından dolayı gerçekleştirememiştik. Daha fazla geç kalmadan toplum giderek daha fazla tahammülsüz hale geliyor. Özellikle Diyarbakır’dan başlamaya karar verdik. Bütün illerimizi dolaşacağız. Gittiğimiz her yerde hem kendimizi anlatacağız hem de konuştuğumuz ekonomik aktörlerin sorunlarını anlamaya çalışacağız. Nitekim Diyarbakır’da öyle oldu. Bizim için öğretici oldu. Görüştüğümüz esnaf ve sanatkârlar odasından tutun kobiler, organize sanayi bölgesi, ticaret odası gibi kuruluşları ziyaret ettik. Bunun dışında işçilerle, sendikalarla görüştük. İki gün çok yoğun toplantılar yaptık. Esas olarak daha çok onları dinleme bakış açısıyla yaptık. Herkes bir şey söylüyor ama halk ne diyor konusu öyle çok net olarak anlaşılmış değil. Araştırma şirketleri, kamuoyu yoklama şirketleri bir şey söylüyor ama biz kendimiz görelim dedik. Nitekim de gördük. Diyarbakır’da 30 bine yakın iş kaybı olmuş. Diyarbakır genelinde önemli bir rakam. Esnaf ve sanatkârlar çok zor durumdalar. Esnaflar kepenk indirmiş durumdalar. Görüştüğümüz kesimler taleplerini dillendirdiler. Bakış açımızı anlatmaya çalıştık. Diyarbakır’ın nasıl bir gelişme trendi içinde olması gerektiğini Diyarbakırlılardan daha iyi kimse bilemez. Dolayısıyla Diyarbakırlılara, Anteplilere, İstanbullulara sormamız lazım” diye belirtti.
Demokrasi ilk sırada
Katırcıoğlu, Diyarbakır’daki görüşmelerde demokrasi istediğinin ilk sırada yer aldığını söyledi. Katırcıoğlu, demokrasi ve özgürlüklerin olmadığı bir ülkede ekonominin ve kalkınmanın olmayacağının altını çizdi. Katırcıoğlu, “Yerele sormamız lazım, nasıl bir gelişme istiyorlar. Eğitime mi, çevreye mi ağırlık vermek istiyorlar, bunları anlamak zorunda olduğumuzu ve ülkenin ancak böyle yönetilebileceğini anlayabiliriz. ‘Ben bunu istiyorum’ diyerek bakmanın ne kadar sakat bir bakış açısı olduğunu zaten içine düştüğümüz ekonomik bunalımın büyük ölçüde Cumhurbaşkanlığı denilen bu garabet sisteminin sonucu olduğunu, sarayın içinde yuvalanmış bir grup insanın bütün 80 milyonun hayatını ilgilendirecek kararlar alıyor olması o kararların yanlış kararlar olma olasılığını artırıyor. Bizler yerele önem veren, yerelin özelinden bir ekonomi siyaseti yapmamızın doğru olduğunu düşünüyoruz. Partimizin perspektifi bu. Diyarbakır’da bunu anlatmaya çalıştık. Onlar da kendi görüşlerini anlattılar. Genel olarak çok memnun olduğumuz 2 gün süren toplantılar oldu. Beni en çok etkileyen şey, iş insanlarının ve görüştüğümüz kurumların ‘Ekonomik olarak sorunlarımızı biz hallederiz, bizim birinci öncelikli sorunumuz demokrasidir’ demesi oldu. Demokrasi olmadan, insanlar özgürlüklerini yaşamadan bir gelişme ve kalkınma olamaz. Diyarbakırlılar, ciddi ayrımcılığa maruz kalıyorlar. Bu ayrımcılıktan rahatsızlar. Kredi bulma konusunda Kürt olmaktan dolayı ayrımcılık olduğunu söylediler” dedi.
Böyle gitmez, gitmiyor da
Katırcıoğlu, AKP’nin ekonomiyi yönetemediğinin altını çizdi. AKP’nin yurttaşları kuru ekmeğe muhtaç hale getirdiğine dikkat çeken Katırcıoğlu, “Ekonomiyi yönettiyseler çok kötü yönettiler. Tamamen dalgalara vurulmuş bir ekonomiden söz etmenin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Bunun önceki damat bakan Albayrak ya gençliği ya da bilgisizliği sonucu ‘Uçuyoruz’ diye dem vuruyordu. Halbuki yurttaşlar kuru ekmeğe muhtaç hale gelmiş durumda. Hükümet ve yanındaki bu insanlar nerede yaşıyorlar acaba? Kapanan dükkân yok diyor. Bunu anlamak çok zor. Tayyip Erdoğan’ın her şeyde bir sözünün olması her konuda kendine ait kendine has teoriler uydurması ile bu ülke gitmez. Gitmediği de belli” diye konuştu.