• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
1 Temmuz 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Afşin Aybar

Demokratik toplum; kadının toplumu ve sistemidir

1 Temmuz 2025 Salı - 00:00
Kategori: Afşin Aybar, Yazarlar
Yazarlar

Afşin Aybar

Toplumsallığın oluşumunda kadın-doğa, kadın ve çocuğu arasındaki ilişki önemli bir yere sahiptir. Kadının çocuğuyla kurduğu ilişki dikkatle incelenirse birey-toplum, kadın-toplum ilişkisinin diyalektiği de rahatlıkla çözülebilir. Önder Apo, bu diyalektiği son derece güçlü çözümleyerek son mektubunda kadınlar için ‘Kadın evrendir. Kadın güneştir, erkek ise ondan sapan bir gezegen gibidir, gezegenimsidir erkek’ belirlemesinde bulunmaktadır.

Evrenin sınırı ve sırları günümüze kadar tam olarak çözülememiş olsa da temel özelliklerinin yaratıcılık, dualite, yenilik, canlılık ve çeşitlilik olduğu anlaşılıyor. Önder Apo bu şifrenin çözülmesini büyük bir kıvançla ‘adeta özgürlük, evrenin amacıdır diyesim geliyor’ diyerek ifadeye kavuşturmuştur. Evren, canlı yaşamın içinde bulunduğu sistemdir. Bu nedenle tanrısallıkla özdeşleştirilmiştir. Evrene duyulan merak, gizem, hayranlık bu özelliklerinden ileri gelmektedir. Evren sistemi içerisinde onun güzelliğini, kapsayıcılığını, yaratıcılığını ve canlılığını dışa vuran, bizlere gösteren bir nevi gözümüz olan Güneş ise canlı yaşamın var olduğu dünyaya can suyu oluyor. Tohumlara can verip beslenmemizi-büyümemizi sağlayan, ışınlarıyla aydınlığımız olan, her daim yüzümüzü ona döndüğümüz kutsallık, dermanımız ve ortak yaşam kaynağımız olan güneşe Kürtlerde hala ibadet edilmesi bu gerçeği doğruluyor. Herkesi kapsayan, canlılığı ve çeşitliliği sağlayan evren ve güneşin kadına benzetilmesi son derece anlam bulmuş oluyor.

Doğum evrene, güneşe ve kadına aittir. Beslemek, büyütmek, korumak da onlara aittir. Evrenin çeşitliliği, yaratıcılığı, mucizeviliği kendini kadında gösterirken, kadın bunu güneş gibi toplumsallıkla açığa çıkarmaktadır. Dikkat edilirse, toplumsal hakikatte olduğu gibi hep birbirini tamamlama ilkesi geçerli oluyor evrende. Evrenin merkezde olup Güneşi doğurması, gezegenimiz dünya da dahil diğer gezegenlerin güneş etrafında dönmesi, bir sistem olarak ifade edilmesi kadın ve toplum diyalektiğini çok iyi açıklamaktadır. Toplum, kadın etrafında dönmektedir, kadın sistemi içerisinde kendisini var etmektedir. Bu sistemin dışına çıkan yok oluyor, anlamını yitiriyor. Kadının rahminde taşıdığı yaşam, canlılık ve yenilik, aklındaki esneklik ve özgürlük kabiliyeti bu sisteminin özlü bir ifadesi oluyor.

Bu nedenle Önderliğimizin yapmış olduğu evren-kadın, güneş-kadın metaforu son derece anlamlı ve bilimsel bir gerçekliğe sahiptir. Önder Apo, bu belirlemeyi kadın-doğa, kadın-toplum üzerinden de yapmaktadır. Kadın toplumsallığa çocuğu gibi yaklaşmaktadır. O, içinde onu taşırken dünyaya geldikten sonra çocuğu da ondan bir şeyler taşımaktadır. Onu korumaktan, beslemekten, gelişip güçlenmesinden sorumludur. Karşılıklı sevgi, hoşgörü, anlamlaşma ve büyüme-büyütmeye dayanan bu ilişki tarzını toplumsallıkla kurmak çok büyük bir gelişmedir. Saydığımız özellikler aynı zamanda demokratik toplumun temel özellikleri de oluyor. Bunlar zamanla yaşam tarzı ve anlayışına dönüşmüş, kökleşip hafızaya dönüşerek günümüze kadar gelmiştir. O halde demokratik toplum inşasında kadının rolü evren ve güneş gibi olmaktır.

Bu nedenle demokratik toplumu inşanın başarısı kadın özgürlük mücadelesinden, kendini kadın sistemi etrafında yeniden ve özgürce inşa etmekten geçiyor. Kadınların siyasi, sosyal, felsefik-bilimsel, savunma, ekonomi, eğitim gibi toplumsal yaşama yön veren her alanda örgütlenmesi olmadan demokratik toplum mücadelesi gelişemez. Demokratik toplum ancak özgür yaşam felsefesi doğrultusunda varlık kazanmış, bilinç edinmiş ve forma kavuşmuş kadınlar öncülüğünde Jin, Jiyan, Azadî’nin ışığı doğrultusunda gelişme gösterebilir. Bunu başarmanın yolu, Kürt Özgür Kadın Hareketimizin kopuş teorisiyle, egemen sistemden kopma ve erkekten sonsuz boşanmaktan geçmektedir. Yine her türlü gericilikten, katliamdan ve baskıdan kadın kurtuluş ideolojisi temelinde zihinsel ve kimliksel olarak özgürleşmeyle anlamlaşabilir. Özgür eş yaşam kuramı çerçevesinde erkeği dönüştürme, kadın bilimi olarak Jineolojiyi yaşamın her alanına taşırma ve yaşam tarzı haline getirmekle kalıcılaşabilir.

Kuşkusuz teorik-felsefik yanları kavrandıkça pratikleşme olacaktır.

Burada toplumsallık çok önemli bir rol oynamaktadır. Çünkü toplumsal yaşamın insana öğrettiği, kazandırdığı çok şey vardır. Bu nedenle de teorik olduğu kadar pratikleşebilen, toplumun güncel sorunlarına yanıt olabilen, sürekli ahlaki-politik yaşayabilen bir tarzın esas alınması gerekmektedir.

Özgürlük ahlakı ve politikası temelinde örgütlenen kadınlar ve toplumlar asla kaybetmez. Demokratik toplum, kadının toplumudur, sistemidir. Bu toplumun savunulması, büyütülmesi, eğitilmesi ve kurumsallaşarak işlevli hale getirilmesinde kadınlar öncü role sahiptir. Demokratik toplumu inşa hem tarihsel hem de güncel bir sorumluluktur. Kadınların aşkı, inancı, enerjisi ve aklı demokratik topluma, özgür yaşama maya olmaktadır. Hiçbir güç kadınların bu akışı önünde duramayacaktır. Çünkü Önder Apo’nun deyimiyle ‘Özgürlük kazanacaktır.’

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Bir analiz denemesi

Sonraki Haber

Doğru söz eğri insanın kulağına girmez

Sonraki Haber
Yazarlar

Doğru söz eğri insanın kulağına girmez

SON HABERLER

LeMan: Sürülen lekeyi kabul etmiyoruz

LeMan: Sürülen lekeyi kabul etmiyoruz

Yazar: Yeni Yaşam
1 Temmuz 2025

Sınıf yerine komün ve sınıfsızlaşma

Sınıf yerine komün ve sınıfsızlaşma

Yazar: Yeni Yaşam
1 Temmuz 2025

Adıyaman’da sessiz bir çığlık: Mutenâ Dergisi

Adıyaman’da sessiz bir çığlık: Mutenâ Dergisi

Yazar: Yeni Yaşam
1 Temmuz 2025

Yazarlar

Doğru söz eğri insanın kulağına girmez

Yazar: Yeni Yaşam
1 Temmuz 2025

Yazarlar

Demokratik toplum; kadının toplumu ve sistemidir

Yazar: Yeni Yaşam
1 Temmuz 2025

Halklar artık aldanmaz

Bir analiz denemesi

Yazar: Yeni Yaşam
1 Temmuz 2025

Agirî’de Demokratik Toplum Buluşmaları sürüyor

Agirî’de Demokratik Toplum Buluşmaları sürüyor

Yazar: Yeni Yaşam
30 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır