Bu konferans barış çalışmalarının sadece hükümetler düzeyinde yürümeyeceğini, dünya ve Türkiye kamuoyuna mal olması için kamuoyu yapıcıların da sürece katılmasını sağlamıştır
Hüseyin Kalkan
DEM Parti tarafından İstanbul’da düzenlenen “Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı” başladı. Dünyanın dört bir tarafından gelen aydınlar, iki gün boyunca sürecek konferansta ‘Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ni tartışacak.
Konferansa Bask’tan Güney Afrika’ya, Sinn Fein’den Birleşik Krallık’a, Kazakistan’dan Belçika’ya kadar birçok isim katılıyor. Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025’te gerçekleştirdiği Barış ve Demokratik Toplum Süreci çağrısı bütün dünyada siyasi ve akademik çevrelerde yankı bulmuştu. Bu konferansla birlikte çağrının dünya çapında yaratığı yankıları ve dünya deneyimleri ışığında sürecin önemi tartışıldı.
Konferansın açılış konuşmalarını DEM Parti Eşbaşkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan yaptı. Abdullah Öcalan’ın konferansa gönderdiği mesajı ise İmralı’dan yakın zamanda tahliye olan Veysi Aktaş okudu. Açılış konuşmalarından sonra konferansın ilk oturumu “Toplumsal Barış Perspektifleri” başlığıyla gerçekleştirildi. DEM Parti Amed Milletvekili Cengiz Çandar’ın moderatörlüğünü yaptığı ilk oturumda, DEM Parti İmralı Heyeti Üyesi avukat Özgür Faik Erol, “Kürt Sorununun Çözümünde ve Toplumsal Barışın İnşasında Abdullah Öcalan’ın Rolü ve Umut Hakkı” başlığında sunum yapacak.
“Barışın Toplumsallaştırılması Üzerine” ise Barcelona Özerk Üniversitesi akademisyeni E. Prof. Louis Lemkow konuştu. Louis Lemkow, sosyal eşitsizlikler, toplumsal adalet, barış, çatışma, toplumsal uzlaşı, sosyal değişim, demokratik dönüşüm gibi konularda akademik çalışmalar yürüten uzman akademisyenler arasında yer alıyor. Özellikle, sürece ilişkin daha önce Kürt Özgürlük Hareketi’nin attığı adımlar karşısında devletin hala somut adımlar atmamasını eleştirmişti.
“Bir Arada Yaşam Ama Nasıl” başlığını ise siyasetçi Prof. Cihangir İslam ele aldı. Cihangir İslam, toplumsal haklar ve adalet alanında da çalışmalar yürütmüş isimlerden.
Bu yazıyı yazmaya çalışırken, konferansın ilk gününün üçüncü oturumu başlamak üzereydi. Daha başından şunu söyleyebiliriz ki bu çalışma DEM Parti’nin süreci kamuoyuna anlatmak için yaptığı etkinlikler arasında önemli bir yere oturdu.
DEM Parti bu çalışma ile süreci seçim ve oy kaygıları düzleminden uluslararası bir siyaset düzlemine taşımıştır. Sürece uluslararası destek sağlayacaktır.
Bu konferans barış çalışmalarının sadece hükümetler düzeyinde yürümeyeceğini, dünya ve Türkiye kamuoyuna mal olması için kamuoyu yapıcıların da sürece katılmasını sağlamıştır.
Barış ve Demokratik Toplum Süreci dış destekler ile başarıya götürülecek bir süreç değil, ancak uluslararası bilinirlik ve kamuoyu desteği ancak sürecin sağlığı için önemli bir unsurdur.
Bu konferansın sağladığı önemli bir kazanım da çeşitli barış ve çatışma çözümlerinin deneyimlerini bir kez daha gündeme getirmesi ve tartışılması oldu. Herhangi bir deneyimi bire bir kopyalamak mümkün değil, ancak önceki çatışma çözümlerine dair deneyimleri bilmek sürecini sağlıklı yürümesi bakımından önemlidir.
İzlenimlere gelince
Konferansa hem basın hem de siyasetçiler yoğun ilgi gösterdi. Salon tamamen doldu ve birçok insan sıraların arasına oturarak oturumları izlemek durumunda kaldı. Basının ilgisi de aynı düzeyde idi. Basına ayrılan bölüm tamamen dolmuştu. Basın mensupları koridorlarda kurdukları stantlarda canlı yayın yapmaya, katılan konuklarla söyleşi yapmaya çalıştılar.
Abdullah Öcalan’ın gönderdiği mesaj ve İlham Ehmed’in telekonferansla katılması heyecanla karşılandı. Öcalan’ın mesajı başka bazı toplantılara gönderdiği mesajlardan farklı olarak, teorik yönü ağır bir mesajdı.
Öcalan gönderdiği mesajda sosyalizme bağlılığını vurgularken, hem kendi hareketini hem de uluslararası sosyalist hareketi eleştirirken cesurdu.
Öcalan, bu kısa ve yoğun mesajda uluslararası sosyalist harekete seslendi. Çarpıcı ve zarif cümlelerle Marks’tan farklı düşündüğü yönleri ortaya koydu.
Sosyalist hareketin sorunlarını irdeleyen ve teorik açılımlarda bulunan bu mesajın önümüzdeki günlerde daha çok tartışılacağına inanıyorum. Ayrıca uluslararası sosyalist hareketin bu önermeleri tartışacağına inanıyorum.









