İzmir’de 4 yıl önce katledilen Deniz Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz, ‘Deniz sadece benim değil, tüm Kürtlerin Deniz’idir. Unutmuyoruz’ dedi
İzmir’de 17 Haziran 2021’de Halkların Demokrasi Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü’ne düzenlenen saldırıda Deniz Poyraz hayatını kaybetti. Deniz Poyraz’ın katledilmesinin üzerinden 4 yıl geçti. 7 duruşma süren yargılama boyunca ailenin avukatlarının fail Onur Gencer’i azmettirenlerin açığa çıkarılması amacıyla bulunduğu tüm talepler reddedildi. Fail Gencer’e yargılama sonunda, “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, “mala zarar vermeden” 4, “konut dokunulmazlığını ihlalden” 2, “izinsiz ateşli silah bulundurmadan” ise 3 yıl hapis cezası verildi. Failin arkasındaki güçler açığa çıkartılmadığı gibi gerçek adalet de tesis edilmedi.
Çocuklarının katledilişinin 4’üncü yıldönümünde Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan anne Fehime Poyraz ve baba Abdulillah Poyraz, katilin tek olmadığını belirterek, cinayetin arkasındaki güçlerin açığa çıkarılması taleplerini yeniledi.
‘Çocukların ismini Deniz koydular’
Kızının birçok hayali olduğunu söyleyen Fehime Poyraz, “Deniz’in mücadelesi herkesi etkiledi. Zaten etkilemeseydi halk arkasından ayağa kalkmazdı. Halk da onu seviyordu. Hiçbir gün bir arkadaşını kırmadı, herkesi seviyordu. Ne yaparsak yapalım hep gülüyordu. Kalbinin kırıldığını hiç belli etmiyordu. Biz onu çok seviyorduk. Sanki çocuklarım yoktu. Çocuklarımdan sadece o vardı. O kadar bize bağlı olduğu için, halkına bağlı olduğu için biz de onu çok seviyorduk. Onu unutamıyoruz. Onun bir şehit olduğunu biliyoruz. Deniz şehit olunca ‘Bir şehit verdim, bir Deniz verdim şimdi bin Deniz dünyaya gelecek’ dedim. Deniz’in arkadaşları kendi çocuklarının ismini Deniz koymuşlar” dedi.
‘İnsan şehidini unutamaz’
Kızı katledilmeden önce içine bir sıkıntı çöktüğünü ifade eden Fehime Poyraz, “Mardin’den, Adana’dan, Ömerli’den her yerden bize haber geldi. Televizyonda birisi ‘Binada Deniz Poyraz katledildi’ dedi. Ben o zaman şok geçirdim. Bir ses çıktı ki benden anlatamam. Bende söz verdim. ‘Bütün anneler gibi ağlamayacağım’ dedim. Ağlamadım. Gerçekten de Serok’uma söz verdim ağlamadım. Başımı dik tuttum. ‘Ne mutlu bana’ dedim. Ben gidip kızımı görmeyi çok istedim, izin vermediler. Zor bir gündü. Şimdiye kadar da aynı. İnsan unutamaz. Hiçbir zaman insan şehidini unutmaz. Unutmamalı” diye konuştu.
‘Barış istiyoruz’
Kendisinin de mücadelede çalışmalar yürüttüğünü belirten Fehime Poyraz, Deniz Poyraz’ın katledildiği zaman parti binası önündeki kalabalığın kendisini cesaretlendirdiğini söyledi. Fehime Poyraz, “Mücadele etmemiz lazım. Ben bütün annelere diyorum. İnsan kendi çocuğunun ardından mücadele etmeli. Bu kan daha ne kadar dökülecek? Biz barış istiyoruz. Biz kavga olsun istemiyoruz. Barışa yanaşmıyorlar. Cezaevleri boşalsın, bütün hastalar çıksın. başkanımız (Abdullah Öcalan) çıksın. Çağrım annelere; asker annesi, gerilla annesi el ele versinler, kan dökülmesin. Çünkü onlar anne, onların da ciğerleri yanıyor.. Benim Deniz sadece benim Deniz’im değil, tüm Kürt halkının Deniz’idir. Şehitlerimizi unutmuyoruz” şeklinde konuştu.
‘Yargılamalar adil değil’
Cinayete ilişkin yapılan yargılamanın adil olmadığını ifade eden Baba Abdullillah Poyraz, tek katilin Onur Gencer olmadığını vurgulayarak “Biz katile yardım edenlerin de yargılanmasını istiyorduk. Fakat böyle bir yargılanma olmadı. Katil hakimi bile tehdit etti. Bazen arkasına dönüp bizi tehdit etti. Yani mahkemeden adalet çıkmadı. Deniz küçüklüğünden beri çalışmaların içerisindeydi” diye belirtti.
‘Baskılar hala devam ediyor’
Kendilerine yönelik de baskıların olduğunu belirten Abdullillah Poyraz, “Deniz şehit düştüğünde bize yönelik baskılar oldu. Ben işe giderken kaç kere önümü kestiler. Bana ‘Sen televizyona çıkmışsın, seni gördük konuşmuşsun’ dediler. Baskılar sürdü, biz evimizi bile değiştirdik. Ama evin önüne geliyorlardı. Arabalarını evimizin önünde görüyorduk. Basmane tarafında iki sivil yanımıza geldi, biri bana ‘Ben ülkücüyüm’ dedi. Bu olaydan bir ay sonra bir fırına gittim ve polis gelip benden kimlik istedi. Baskılar hala devam ediyor. Ölüm yıl dönümünde ya da doğum gününde bile mezarı başına gittiğimizde jandarma ve polis geliyor. Bazen ben gittiğimde sivil polis araçlarını orada görüyorum. Bir ay önce bile komşularım bana evin önünde polis aracının olduğunu söyledi” dedi.
Haber: Uğurcan Boztaş / MA