İnsan Hakları Derneği (İHD) Dêrsim Şubesi, hasta tutsakların serbest bırakılması için açıklama yaptı. Açıklamada, kuyu tipi hapishanelerin kapatılması ve hasta tutsakların serbest bırakılması için çağrı yapıldı
İnsan Hakları Derneği (İHD) Dêrsim Şubesi, hasta tutsakların serbest bırakılması için Sanat Sokağı’nda basın açıklaması yaptı. DEM Parti Dêrsim İl Örgütü, DEM Parti Dêrsim Milletvekili Ayten Kordu, Emek Partisi Dêrsim İl Örgütü, yerine kayyım atanan Dêrsim Belediyesi Eşbaşkanı Cevdet Konak’ın katıldığı açıklamayı İHD Dêrsim Şubesi Yöneticisi Hüseyin Yaşar Sezgin okudu.
‘Hak ihlalleri sistematik boyutta’
Açıklamayı okuyan Sezgin, “Türkiye hapishanelerinde insan hakları ihlalleri her geçen gün daha da derinleşmekte, mahpuslara yönelik ağırlaştırılmış infaz uygulamaları yaşam hakkını tehdit etmektedir” dedi.
Sezgin açıklamada şunları söyledi:
“Bugün hasta mahpuslara yönelik uygulamalar açıkça yaşamı hedef alan bir nitelik kazanmış durumdadır. İnsan Hakları Derneği Dersim Şubesi olarak gözlem heyetlerimiz, komisyonlarımız ve derneğimize yapılan başvurular sonucu elde ettiğimiz bilgiler, yaşanan ihlallerin sistematik boyuta ulaştığını açıkça göstermektedir.”
‘Ağır bir işkence politikasıdır’
Yargılama süreci devam eden tutsakların, ailelerinden ve sağlık hizmetlerine ulaşabilecekleri şehirlerden uzaklaştırılarak sürgün edildiğini belirten Sezgin, “Ayrıca son dönemlerde giderek yaygınlaşan bir başka uygulama ise henüz hüküm giymemiş mahpusların, kamuoyunda ‘kuyu tipi hapishaneler’ olarak bilinen S, Y ve Yüksek Güvenlikli hapishanelere sevk edilmesidir. Bu kurumlarda ağırlaştırılmış tecrit, hem fiziksel hem de psikolojik açıdan açık bir işkence yöntemi haline gelmiştir” diye konuştu.
Sezgin, “Bugün hasta mahpuslar ağır ihmallerin ve bilinçli uygulamaların kurbanı haline getirilmiştir” diyerek hasta mahpusların sağlık ve yaşam haklarına dönük ihlallerin başlıcalarını şu şekilde sıraladı:
- Aşırı kalabalık koğuşlarda barınma,
- Yetersiz ve sağlıksız beslenme; diyet ihtiyacının karşılanmaması,
- Temiz ve sıcak suya, hijyen ürünlerine erişim yetersizliği,
- Güneş ışığına ve açık havaya erişimin sınırlandırılması,
- Koruyucu sağlık hizmetlerinin sağlanmaması, erken teşhis ve sağlık taramalarının yapılmaması,
- Revire ve hastaneye sevklerde aylar süren gecikmeler,
- Üçüncü basamak sağlık kurumlarına sevklerin yapılmaması,
- Astım, kalp, tansiyon hastaları ve engelli mahpusların ring tipi dar araçlarla sevke zorlanması,
- Kelepçeli muayene dayatması ve onur kırıcı arama uygulamaları,
- Tedavi sırasında ayrımcı muamele,
- İlaçların verilmemesi ya da geciktirilmesi,
- Mahpusun hastalığı hakkında bilgilendirilmemesi,
- Kriz riski taşıyan ya da günlük ihtiyaçlarını karşılayamayan mahpusların yalnız hücrelerde tutulması,
- R Tipi hapishanelerde yeterli tedavi ve bakımın sağlanmaması,
- Ceza İnfaz Yasası’nın olanak tanıdığı halde ağır hasta, engelli ya da yaşlı mahpusların infaz erteleme taleplerinin reddedilmesi.
‘Hasta mahpuslar serbest bırakılmalıdır’
“Devlet, içeride tuttuğu her bireyin yaşamından ve sağlığından birinci derecede sorumludur” ifadelerini kullanan Sezgin son olarak şunları söyledi:
“Tecrit uygulamaları ve ağırlaştırılmış izolasyon politikaları kaldırılmalıdır. Mahpusların sosyal yaşam hakları engellenmemeli; iletişim, spor, kültür ve insani etkileşim olanakları sağlanmalıdır. Kuyu tipi hapishaneler (S, Y, Yüksek Güvenlikli) kapatılmalıdır. Bu hapishanelerde insanlık dışı izolasyon koşulları derhal sonlandırılmalı; insani ve onurlu infaz koşulları esas alınmalıdır. Umut hakkı yasallaşmalıdır.”
DÊRSİM