Dêrsim Belediye Eşbaşkanı Birsen Orhan, kayyım atanmasının üzerinden geçen bir yılda kayyımın hizmet adına bir şey yapmadığını, sorunları derinleştirdiğini aktardı
Dêrsim’e 22 Kasım 2024’te atanan kayyım 1 yılını geride bıraktı. İrade gaspının sonucu atanan kayyım kenttin gerçek sorunlarına çözüm bulmazken, DEM Parti’nin kısa sürede gerçekleştirdiği çalışmaları da bir bir durdurdu. Kayyım politikalarının öncelikli hedeflerinden biri olan kadın kazanımlarına yönelik saldırı ve ortadan kaldırma girişimleri Dêrsim’de de hayat buldu. Dêrsim kayyımının son bir yılda yaptığı çalışmalar ev ve esnaf ziyaretlerini geçmezken, halkın talepleri ve çözüm odaklı çalışmalar durduruldu.
Bu kapsamda Dêrsim kayyımı da göreve gelir gelmez kadın kazanımları, halkın anadili ve inancına yönelik yürütülen çalışmaları hedef aldı. Dersim’in yüzde 85’i anadili Kürtçe’nin Kırmançki lehçesinde ders verilen kurslar, kültürel çalışmaları olan kadın korosunu kapattı. Alevi inancında önemli bir yeri olan ve neredeyse her evde bulunan bağlama kursunu kapattı. İhtiyaç sahibi yurttaşlar için kentte oluşturulan giysi bankasının çalışmalarını durdurdu. Yine işsizliğin yoğun olduğu kentte 15’e yakın işçiyi zorunlu emekliye zorlarken, 42 işçiyi işten çıkardı. Taşınmazları SGK’ya devretti. Kadın Yaşam Merkezi’nin çalışmalarını pasifleştirdi. İşçilere yönelikte birçok hak gaspına neden oldu. Son olarak ise kadınların regl iznini iptal etti. Tüm bunlar her hangi bir gerekçe sunulmadan ortadan kaldırıldı.
Yerine kayyım atanan Dêrsim Belediye Eşbaşkanı Birsen Orhan ile kayyımın son 1 yılı ve kentin durumuna dair konuştu.
‘Kayyım dil kursunu kapattı’
Kayyımın uygulamalarıyla halkın kültürüne ve yaşamına doğrudan müdahale ettiğini söyleyen Birsen Orhan, “Kayyım belediyeye gelir gelmez bu toplumun en temel ihtiyacı olan ana dil kursumuzu kapattı. Yine kadın koromuzu kapattı. Koromuz kültürel anlamda, kadın çalışmaları açısından önem arz eden bir yerdeydi. Aslında bu durum kayyımın kültürümüze ne kadar düşman bir yaklaşım sergilediğini de gösteriyor” ifadelerini kullandı.
‘Kadın kazanımlarına saldırı’
Birsen Orhan, kayyım politikasının hak ve hizmet kayıplarına yol açtığını vurgulayarak, şunları belirtti:
“En son geldiğimiz noktada ise regl iznini kaldırdı. Yine bununla beraber ihtiyaç sahibi insanların yararlanabileceği giysi bankın çalışmalarını durdurdu. Bu banktan da daha çok kadın ve çocuklar faydalanıyordu. Yine işsizliğin bu kadar yoğun olduğu bir kentte birçok kişiyi zorunlu emekliye ayırdı, 15-16 çalışan işçiyi emekliye zorluyor, 42 kişiyi işten çıkardı. Yine işçi kazanımlarından olan 15-16 Haziran ikramiye hakkını bire indirdi. Belediyeye ait taşınmazları SGK’ye devretmesi, Kadın Yaşam Merkezi’ni pasifleştirmesi ve kültür alanına saldırısı da kayyımın pratiklerinden biri. Tüm bunlar ise keyfi bir şekilde yapıldı.”
‘Günlük yaşamsal ihtiyaçlara saldırı’
Birsen Orhan, halkın temel günlük yaşamsal ihtiyaçlarına yönelikte bir saldırı olduğunu vurgulayarak, kayyımın su ve ulaşım gibi alanlara yaptığı zamlarla halkı, ekonomik krize sürüklediğini söyledi.
Birsen Orhan, şöyle konuştu:
“Mevcut şuan ki sorunlara baktığımızda sokaklarda çöplerin toplanılmadığını görebiliyoruz. Bu kentte ciddi anlamda bir su sıkıntısı yaşandı. Dêrsim gibi bir coğrafyada su sorunu yaşamak ciddi bir problem. Demek ki bir yerde çalışmayan, halkın ihtiyaçlarına cevap olmayan bir gerçeklik var. Bugün bu kentte hala ulaşım sorunu var. Sokağa çıkıp mikrofonu uzattığınız her vatandaş bu ulaşım sorununun ne kadar derin olduğunu size ifade edecektir. Bizim 7 aylık bir yönetim sürecimiz oldu. İlk müdahale ettiğimiz alanlardan biri ulaşımdı. Çünkü gerçek anlamda bir problemdi. Yine temel ihtiyaçların olduğu noktada mesela zam gibi ya da daha doğrusu iyileştirme gibi şeyleri halkla birlikte yaptık. Ama şu an kayyum, ‘Evet, ben bunu ulaşıma şu zammı yaptım, suya şu zammı yaptım’ deyip gerçekten de toplumu ekonomik krizin içerisine sürüklüyor. Dêrsim’de hizmet adına bir şeyin üretilmediğini rahatlıkla ifade edebiliriz.”
Haber: Semra Turan-Pelşin Çetinkaya / JINNEWS









