Suriye’de Alevilere yönelik saldırılara tepki gösteren Dêrsimli kadınlar, Alevilerin yalnız olmadığını belirterek, herkesi ses çıkarmaya çağırdı
Geçmişten günümüze Alevilere yönelik saldırılar ve katliamlar devam ediyor. Çorum, Maraş ve Dêrsim katliamları tarihte yerini alırken, Aleviler Suriye’de yeni bir katliamla karşı karşıya bırakılıyor.
Suriye’de Baas rejiminin devrilmesinin ardından Heyet Tahrir-el Şam’ın (HTŞ) yönetimi ele geçirmesiyle, 27 Kasım’dan bu yana SMO’nun Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları da yoğunlaştı. Aynı zamanda HTŞ ve SMO’nun Şam’daki Araplar dışındaki diğer dini ve etnik kimliklere yönelik işkenceleri dijital medyada paylaşılan görüntülerle ortaya çıktı. Suriye’deki Alevilere yönelik saldırılara ilişkin Dêrsimli kadınlar konuştu.
‘İnsanlığın bittiği yeri nasıl anlatabiliriz?’
Saniye İldeniz, “Yaşanan durumu anlatacak kelime bulamıyorum. İnsanlar tamamen duygusuzlaşmış. Bu dünyanın kimseye kalmayacağını unutuyorlar. Sadece bir ömrümüz var ve o ömür içerisinde ne kadar insanca yaşarsak o kadar mutlu olacağımızın farkında değiller. Toprak için, ırk ayrımı için, dünya malı için savaşanlar var. Ama bu dünya hiç kimseye kalmadı, hiç kimseye de kalmayacak. Suriye’de yeni bir rejim kurarken savaşı savaşla mı bitirecekler? Orada katliam gerçekleştirenlere insan olmayı hatırlatmak lazım. Ancak bu da artık bizi aşıyor çünkü insanlarda inanç, duygu ve iman kalmamış. Bu durumda hangi birini nasıl anlatacağız? Bu sebeple ben de herkes gibi umutsuz bakıyorum geleceğe. İnsanlığın bittiği yerde neyi anlatabiliriz? Bu kez biz mi gidip onları öldürelim, onlar gibi mi olalım? İnsan olmanın doğasında öldürmek olmamalı. Yaşananlardan dolayı uykularımın kaçtığı çok zaman oluyor” dedi.
‘Alevilerin katledilişi her boyutuyla paylaşılıyor’
Nadide Doğmaz, Kürt ve Alevi halkına yönelik yüzyıllardır süren zulme dikkat çekerek, “Suriye’de yaşananları kabul etmiyor ve karşısında duruyoruz. Dijital medyada en ufak bir paylaşımda RTÜK tarafından yasaklar konulabiliyor ama yaklaşık 15 gündür Alevilerin katlediliş şekilleri her boyutuyla paylaşılıyor. Buna kimse müdahale etmiyor. Oradaki niyeti sorguluyorum. Bu şekilde insanlara gözdağı mı verilmek isteniyor? ‘Sıra size de gelecek’ mi denmek isteniyor? Bu nedenle tüm Aleviler tedirgin ve kaygılı. İnancımız olan Rehak’a göre, biz hiçbir canlının katledilmesinden yana değiliz. Bizim inancımızda, ‘Canı veren Allah’tır, canı da o alır.’ Bu katliamı, zulmü ve barbarlığı hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Yaşananlara karşı tüm canların birlik olması gerekiyor. Dil, din, ırk ayrımı yapmadan herkesin bu savaşa ‘dur’ demesi lazım. Savaş zaten kötü bir şey ve kabul edilemez. Savaşın en büyük mağdurları ise kadınlar ve çocuklar oluyor” ifadelerini kullandı.
‘Sessizlik beni umutsuzluğa düşürüyor’
Tarihteki tüm savaşlarda en çok kadınların etkilendiğini belirten Raziye Öz, son 20 yılda dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan katliamlara karşı dünya kamuoyunun sessizliğinin kendisini tedirgin ettiğini ifade ederek, “Bu sessizlik ilk defa beni umutsuzluğa düşürüyor. Yaşanan saldırılara karşı, başta Aleviler olmak üzere vicdani duygularını kaybetmemiş herkesin bu durumu kabul etmediğini düşünüyorum. Ancak Suriye’de hepimizin gözü önünde öyle bir olay yaşanıyor ki insanların tepkilerini ortaya koyamamalarının nedeni, sonuca etki edemeyeceklerini düşünmeleri olabilir. Ama tepkiler mutlaka ortaya konulmalı. Belki hükümet nezdinde olaya müdahale edilmesi yönünde talepler olabilir. Ancak mevcut hükümetin başından beri destekleyici açıklamaları nedeniyle, insanların tepki gösterme inançları kalmadı. Belki de hükümet ciddi bir tepki koyarsa, oradaki durumun buraya sıçramasından korkuyor olabilir” diye konuştu.
‘Bu saldırılara karşı herkes ses çıkarmalı’
Sırma Tayan, dünyanın hiçbir yerinde insan ölümlerini doğru bulmadıklarını belirterek, “Savaşlarda olan yine sivillere oluyor. Suriye’de de görüyoruz ki insan kıyımları yaşanıyor. Özellikle Alevilere yönelik kıyımlar yaşanıyor. Bu durumu, özellikle bir Alevi olarak, kınıyoruz. Bu saldırılara karşı herkesin ses çıkarması lazım. Oradaki Aleviler yalnız değil. Biz dünyanın hiçbir yerinde yaşanan soykırımlara karşı duyarsız kalmak istemiyoruz. Herkesin bir şekilde tepkisini göstermesi gerekiyor” dedi
Haber: Neslihan Kardaş \ JINNEWS