Çözüm konusunun Meclis zeminine gelmesi durumunda dönüşüm için her türlü desteği vereceklerini belirten DEVA Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, anadilde eğitim, vatandaşlık tanımı ve yerel yönetim gibi konularda anayasal değişikliğe ihtiyacı olduğunu söyledi
PKK Lideri Abdullah Öcalan’la yapılan görüşmelerin ardından Kürt sorununa dair başlayan tartışmalarında partisinin tutumunu anlatan Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, bu sorunun Ortadoğu’da yaşananların gelişmelerde belirleyici olduğunu söyledi.
Bu etkiden dolayı NATO aklı olarak tarif edilebilecek iradenin de Türkiye’yi bu sürece teşvik ettiğini düşündüğünü söyleyen Mehmet Emin Ekmen, “İran’ın küçültülmesi, İsrail’in rahatlaması ve Irak’ın doğal kaynaklarının Avrupa’ya ‘Kalkınma Yolu Projesi’ nakliyle birlikte bölgenin biraz stabil hale gelmesi, bir miktar huzur bulması hedefleniyor. Suriye’de de İdlib’ten Şam’a kadar yaşanan yürüyüş ve Şam’da iktidarın el değiştirmesi ile devamına baktığımızda aslında Ahmed El Şara ile Mazlum Abdi arasında da pozitif manada devam eden bir iletişim olduğunu rahatlıkla görüyoruz. Efrîn yönetiminin Şam’a devredilmesi yine bu pozitif algımızı destekleyen husus oldu” dedi.
Abdullah Öcalan’ın çağrısı
Abdullah Öcalan’ın mesajının mücadele yönteminin değiştiğine dair olmasını beklediklerini söyleyen Mehmet Emin Erkmen, “Bunun en önemli işaretini Ömer Öcalan’a yazdırılan cümlede görmüştük. Orada ‘Bana imkan ve fırsat verilirse meseleyi şiddet ve silah zemininden hukuk, demokrasi ve siyasi zemine çekmeye muktedirim’ denilmişti. Daha sonra yayınlanan deklarasyon da bu vurguyu kuvvetli olarak görüyoruz. Dolayısıyla ben bir anlaşma paketiyle Kürt meselesinin yasal, anayasal ya da uygulamadan kaynaklanan sorunlarının çözüme kavuştuğu yönünde bir beyanat değil, Kürt meselesinde, Kürtlerin taleplerinin silah ve şiddet yoluyla değil, TBMM zeminin de hukuk, siyaset, demokratik sivil alanda yürütülecek mücadele ile elde edileceğine dair bir beyanat bekliyorum. Bugüne kadar gerek PKK gerek KCK’den, özellikle en son PKK Yürütme Kurulu’nun açıklamalarına da bakıldığında Abdullah Öcalan’ın bu çağrısına icabet edileceğine dair kuvvetli bir emare var” diye konuştu.
‘Meclis’te bu demokratik dönüşüme katkı vereceğiz’
Mehmet Emin Ekmen, soruna dair partisinin tutumunu şu sözlerle aktardı:
“Biz bu meselenin çözümüne dair yüzde 5 ihtimali dahi desteklediğimizi ifade ettik. İki aşamalı olarak görüyoruz. Birincisi olarak PKK’nin silahlı mücadeleden vazgeçerek, DEM Parti’nin Meclis zeminin de sözünün ve sesinin güçlenmesi fotoğrafıdır. Burada DEVA’nın yapacağı bir şey yok. Bu İmralı, Kandil ve DEM’in yapacağı bir süreçtir. Ancak TBMM işlerlik kazandığı zaman, bizim parti programımızda yer aldığı gibi yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, Kürtçenin önündeki yasakların kaldırılması, Kürtçenin eğitim dahil bir çok alanda kuvvetli olarak kullanılması, anayasal vatandaşlık hissinin bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da eşit, adil ve onurlu bir vatandaşlık hissi doğurması gibi hususlarda biz elbette Meclis’te bu demokratik dönüşüm, toplumun, siyasetin ve devletin dönüşümü için her türlü olumlu katkıyı vereceğiz.”
Kürtlerin anadil, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi başta olmak üzere kayyım siyaseti gibi unsurlarla Ankara’nın yargı eliyle de olsa siyaseti dizayn etmesinden vazgeçilmesi yönünde talepleri olduğuna dikkat çeken Mehmet Emin Ekmen, devamla şunları ifade etti:
“Keza kültürel haklarının önündeki engellerin kaldırılarak, bu büyük kültürel mirasın önümüzdeki döneme taşınması arzusu var. Bütün bunlar için bugüne kadar yapılmış ve eksik olan işler var. Hiç yapılmamış, ama atılması gereken adımlar var. Tabii ki bunlar, Kürt meselesinin çözümü içindir. Şunu da ifade etmek gerekir ki eğer Abdullah Öcalan’ın örgütün kendini lağvetmesi ya da silah bırakma çağrısına olumlu bir cevap verilecekse bu durumda olumlu cevap verenlerin ellerindeki silahı ne yapacağından tutun, onların Türkiye’ye geleceklerse siyasi, ekonomik, demokratik zemine nasıl entegre olacaklarına dair de meseleler önümüzdeki dönem kuvvetli gündem malzemeleri olacak.”
Anayasal değişliği
Sorunun çözümünde anayasal güvenceye işaret eden Mehmet Emin Ekmen, şunları söyledi:
“Bunların bir kısmı, örneğin Kürtçe ile ilgili bazı meseleler, uygulamada hallolur. Ama Kürtçenin eğitimde daha yoğun kullanılması için anayasadaki yasağın kaldırılması gerekir. Vatandaşlık tanımı yeniden yapılacaksa bir anayasal değişikliğe ihtiyaç olur. Yerel yönetimler güçlendirilecekse, Büyükşehir Yasası gibi yine uygun bir yasayla bu sağlanabilir. Bunun yasal ve anayasal sonuçları olacak tabi.”
Tartışmalar yürütülürken, AKP’nin sessizliği ve kayyım atamaları, saldırılar, gazetecilerin tutuklanmasına değinen Mehmet Emin Ekmen, “Bunun devlet içindeki bir çekişmeden mi kaynaklandığını, örgütle yürütülen müzakerelerde bir pazarlık unsuru mu olduğunu yoksa Türk kamuoyuna ‘Bakın biz Öcalan’a çağrı yaptırırken dahi terörle mücadele etmekten taviz vermiyoruz’ algısının mı verilmek istendiğini tam olarak ayrıştıramıyoruz. Ama bunun sürdürülebilir olmadığını düşünüyorum. Özellikle bir çağrı yapıldığında ve bu çağrıya da örgüt icabet ettiğinde ‘terör örgütü’ iddiası ile yürütülen bütün işlemler ve bütün yargılamalar yeniden gözden geçirilecektir. Yeni bir tartışma konusu yaratacaktır” dedi.
‘Arka planda bir yol haritası bir ajanda olabilir’
Silahın devreden çıkmasının herkes için önemli olduğunun altını çizen Mehmet Emin Ekmen, şunları kaydetti:
“Bir iddiaya göre 2013-2015 çözüm süreci bozulduğundan bugüne kadar sadece Türkiye’de 10 bin insan hayatını kaybetti. Irak’ta ve Suriye’de daha kaç kişinin öldüğünü bilmiyoruz, elimizde sağlıklı istatistikler yok. Bugün Türkiye’deki demokratik toplum, ister Türk olsun, ister Kürt ister Alevi olsun ister Sünni olsun taleplerini güçlü ve özgürce ifade edecek bir özgüvene sahiptir. Bir de bu süreçlerin şeffaflığı hep tartışma konusu olmuştur. Eminim ki taraflar kamuoyuna sadece bilmesi gereken şeyleri açıklıyorlardır. Arka planda bir yol haritası bir ajanda olabilir. Karşılıklı bir takım taahhütler olabilir. Süreci yakından takip edenler kime inanıyor ve güveniyorlarsa onların bu yönde yapacağı bilgilendirmelere de güven duysunlar. Dönüp baktıkları yer İmralı olabilir, DEM Parti olabilir, Kandil olabilir.”
Haber: Müjdat Can \ MA