Rize L Tipi Cezaevi’nde işkence gören kardeşi Kemal Yiğit için cezaevi yetkilileri ile görüşen Leyla Yiğit, yetkililerin kendilerine‘Devlet de hata yapabilir’ dediğini aktardı.Yiğit,cezaevleri için duyarlılık çağrısı yaptı
Türkiye ve bölge cezaevlerindeki baskılar her geçen gün artıyor. Siyasi tutuklular haklarından faydalanamazken, özellikle açlık grevlerinin ardından çok sayıda tutuklunan sürgün edildiği ve disiplin cezası aldığı biliniyor. Yine tutuklu yakınlarına da görüş öncesi ve sonrası ince arama dayatıldığına ilişkin İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) yapılan başvurular var. Bu tutuklulardan biri de 5 Ocak 2019’da açlık grevine giren Kemal Yiğit. Açlık grevi sonrası Yiğit, kaldığı Urfa 2 Nolu T tipi Kapalı Cezaevi’nden Rize L Tipi Kapalı Cezaevi’ne sürgün edildi. Sürgün sırasında darp edilen ve hastaneye kaldırılan Yiğit’in durumunun hala kötü olduğu belirtildi. Yiğit’in durumu hakkında bilgi veren kardeşi Leyla Yiğit, cezaevlerinde hak ihlallerinin çok yaşandığını söyleyerek, işkenceye varan durumların yaşandığını ve buna sessiz kalındığını ifade etti.
Leyla Yiğit, kardeşinin açlık grevi sonrasında birkaç arkadaşı ile birlikte sürgün edildiğini belirterek şöyle dedi: “3 gün yolda kalmışlar. Rize’ye gitmeden önce Trabzon’da duruyorlar ve orada onları darp ediyorlar. Sonra Rize cezaevine götürüldükleri sırada çıplak arama dayatıyorlar, kardeşim ve arkadaşları bunu kabul etmeyince tekrar işkenceye maruz kalıyorlar. Yaklaşık 15 kişi kardeşimi ve 2 arkadaşını öldüresiye darp ediyorlar. Ardından kardeşim hastaneye götürülüyor” diye aktardı. Hastanede birkaç saat kendine gelemeyen Yiğit için doktorların ölüm riskinin devam ettiğini aktardığını kaydeden Leyla Yiğit, kardeşinin akciğerinden darbe aldığını ve sırtında yaklaşık 7 kırık olduğunu çok sonradan öğrendiklerini söyledi. Leyla Yiğit, cezaevini aradıklarında da, “İyidir, buradadır, telefona çıkmak istemiyor” cevabını aldıklarını belirtti.
Leyla Yiğit, bir süre sonra gittikleri görüşe ilişkin de şöyle konuştu: “Görüşte Kemal’i görünce şok olduk. Yüzü yara içindeydi, yürüyemiyordu. Hastaneden bir iki gün önce taburcu edilmiş, kendinde değilmiş. Kendine geldiğinde ise tedaviyi kabul etmemiş ve koğuşa dönmek istemiş. Görüş sırasında kardeşim konuşurken nefes almakta zorlanıyordu. Çok yavaş ve kısık sesle konuşuyordu.”
‘Onların sesi olmak zorundayız’
Leyla Yiğit, olanları duyduktan sonra cezaevi yetkilileri ile görüştüklerini ve yaptıkları görüşmede, “Devlet de bazen hata yapabilir, şikayetçi olmayın” cevabını aldıklarını kaydetti. Leyla Yiğit, “Bir insanı ölesiye darp etmenin hatası olur mu? Kardeşime bir şey olsa bunun hesabını kim verecekti? Hak, hukuk, vicdan, yasa diye bir şey kalmamış. Tutsakların dört duvar arasında oldukları yetmiyor gibi ellerindeki kısıtlı imkanları da ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Sürekli koğuşları basılıyor. Biz bu politikalara karşı sessiz kalmayacağız. İnsan hakları derneklerinin, tutsak yakınlarının bu duruma karşı sessiz kalmaması gerekiyor. Tutsaklara işkence yapılıyor. Onların dışarıdaki sesi olmak zorundayız” dedi.
Medya Üren / Diyarbakır/Jinnews