Devletin, vergiden muaf tuttuğu ve birçok konuda teminat verdiği Şehir Hastaneleri’nin güvencesi devlet hazinesi. Bursa Tabip Odası’ndan Elitez, Erdoğan’ın ‘büyük hayalim’ dediği projenin ülke bütçesine ciddi zararlar verdiğini söyledi
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın “14 yıllık hayalim” dediği Şehir Hastaneleri, Kamu Özel İşbirliği’yle (KÖİ) birçok kentte kuruldu. Hastanelerin yapımını üstlenen ve işleten şirketler için devlet, vergi muafiyetinin yanı sıra doluluk, kira ve kredi ödemeleri gibi birçok konuda teminat veriyor. Teminatların gerçekleşmemesi durumunda eksik kalan kısımlar ise halkın vergilerinden oluşan hazineden ödenecek. Şehir Hastaneleri’nin kendisiyle birlikte birçok sorun getirdiğini belirten Bursa Tabip Odası Başkanı Doktor Güzide Elitez, Şehir Hastaneleri projesinin ülke bütçesine çok ciddi zararlar verdiğini söyledi.
Şehrin dışında şehir hastanesi
Şehir Hastaneleri’nin temel sorunlarından birisinin isminde “şehir” olmasına rağmen şehrin dışında olduğunu ifade eden Elitez, ulaşımın başlı başına bir sorun olduğunu söyledi. Bursa’daki hastanenin bin 355 yatak kapasitesi olduğunu aktaran Elitez, “Bu kapasitedeki yatak sayısını yönetebilmek mümkün değil. Dünya kriterleri artık 200 ile 400 arasında bir kapasitenin yönetilebilir olduğunu ifade ediyor. Bu yöntemi ilk önce İngiltere uyguladı. Ama artık İngiltere bu yöntemi terk ediyor. Türkiye ise yeni uyguluyor. Toplam 35 hastanenin yapılması planlanıyor. Bunların yapılması durumunda sağlık alanında büyük bir kaos oluşur” diye belirtti.
Yol yakınken dönün
Hastanelerin 25 yıllığına Sağlık Bakanlığı tarafından kiralandığının altını çizen Elitez, “Bursa’daki hastanenin 3 yıllık kira bedeli ile en az bir hastane yapılabilir. Bu kadar büyük bir meblağın Sağlık Bakanlığı bütçesinden ödenebiliyor olması önümüzdeki süreçte bizleri çok zor bir sürecin beklediğini gösteriyor” diye konuştu. Şehir Hastaneleri projesinin ülkenin bütçesine çok ciddi zararlar verdiğini ve yol yakınken vazgeçilmesi gerektiğini dile getiren Elitez, şunları söyledi: “İhalesi bitmemiş birçok proje var. Bunu büyük bir fırsat olarak görüyorum. Yenisi açılmaması ve var olan şehir hastanelerinin bir an önce kamusallaştırılması gerekir.”
Şirket yönetecek halk ödeyecek!
Özel şirketlere tahsis edilen Hazine arazisi üzerinde, birden çok devlet hastanesinin bir arada bulunmasını öngören kampüs modeline dayalı Şehir Hastaneleri için devlet, sözleşmelerle belirlenmiş süreler boyunca bu yerler için kira ödeyecek. Devletin hem kiracı hem de hizmet alıcı olacağı bu sistemde, “devlet” hastanesini “şirket” yönetecek. Şehir hastaneleri sisteminin en dikkat çeken yanı ülke kaynakları açısından, hastane binalarının ve donanımının kamuya yükleyeceği yüksek maliyet. Devletin şimdiden 17 hastane için girdiği kira yükümlülüğü yaklaşık 27 milyar dolar tutuyor. Birçok imtiyaza sahip olan bu işletmeci şirketler, KDV’den, damga vergisinden ve bütün harçlardan muaf tutuluyor. Yani devletin kira yükümlülüğünün yanı sıra vergi kaybı da söz konusu.
Kredi ve doluluk garantisi hazineden
Şirketlerin finansman için yurtdışından aldıkları uluslararası kredilere de tam hazine garantisi verilmekte. Yani şirket kredi borcunu ödemezse devlet “ben öderim” diyor. Yani Şehir Hastaneleri’nin, gerçek faturasını halk ödeyecek. Şehir hastaneleri sistemi kapsamındaki bir diğer uygulama ise, yüzde 70 doluluk oranı garantisi. Sağlık Bakanlığı, Şehir Hastaneleri’ni işletecek özel sektöre, doluluk oranının yüzde 70’ini sağlama garantisi veriyor. Türkiye’de tüm hastanelerindeki doluluk ortalaması hâlihazırda 69.6. Bu noktada, “Doluluk oranının” yüzde 50’lerde kalması durumunda eksik kalan yüzde 20’lik oranın parasının, vatandaşa herhangi hizmet verilmeden işletmeciye ödeneceği ortaya çıkıyor.
EKONOMİ SERVİSİ