Kendi toplumunun yüz yüze kaldığı bu savaş gerçekliğinde kendini soyutlayan nasıl Kürt halkının sanatçısıyım diyebilir. Bu nedenle yurtsever sanatçı gerçekliği Bavê Teyar şahsında vuku bulmuş bir hakikattir
Mahsum Sağlam
Kuzey ve Doğu Suriye diğer adıyla Kürdistan Rojavası 1926’da çizilen sınırlardan sonra Kürt halkı serxet ve binxet (sınırın alt ve üst tarafı) olarak adlandırmaya başladı. Binxet yani Rojava Kürdistan’ı bugüne kadar birçok siyasi parti Kürt şahsiyetine ev sahipliği yaptı. İsyanlardan sonra binxete geçmek zorunda kalan Kürtler burada entelektüel düzeyde bir aydınlanma yaratma çabası içine girdiler. Nitekim birçok dergi gazete parti kurarak bunun öncülüğünü gerçekleştirdikleri yer oldu. Bu nedenle Rojava Kürtler için son yüzyılın aydınlanma sahası olarak da nitelendirilebilir.
Rojava’da yaşayan Kürtlerin Suriye Baas rejimi yönetimi altında yaşadıkları zorluklar baskı ve işkence yanı sıra Arap kemeriyle aralarındaki bağlar koparılmaya çalışılmıştır. Mayınlı arazilerin çevrelediği ve ölüm karşısında yaşama tutunmanın heyecanının da tükenmediği bir yerdir binxet.
Türkiye de olduğu gibi bir soyadı kanunu değil de babaya çocuğunun adıyla hitap edilirdi. Kimliksiz bırakılmış bu coğrafya tarihin bir cilvesi olsa gerek Kürtlerin isimlerini dünyaya duyuran yer olarak da Ortadoğu’nun parlayan yıldızı haline geldi.
Sadece biz Kuzey Kürtlerinin değil tüm dört parça Kürdistan’ın tanıdığı, hepimizin evine mutlaka girip ve bizi güldüren Cûma Xelîl İbrahîm diğer bir adıyla Bavê Teyar (Teyar’ın babası) iki gün önce Rojava topraklarını korumak için gittiği Tişrîn barajındaki halk nöbetinde Türkiye’nin hava saldırısı sonucu ağır yaralanmış ve daha sonra yaşamını yitirmiştir.
Elbetteki bu haber bir çok Kürdü derinden üzmüştür. İki binli yılların başında onu tanımayan onu skeçleriyle gülmeyen kimse yok gibidir. Bavê Teyar içinde bulunduğu toplumu çok iyi gözlemleyerek ve sosyolojik gerçekliklerini trajikomik hikâyelerle anlatırken bir çok toplumsal mesaj vermeye çalışırdı. Çoğumuz onun düştüğü durumlara gülsek de yaşadığımız gerçekliğe ayna tutuğunu belki de bir parça kendi toplumumuzu değiştirmek istediğimiz yerden komedisini yapardı. Bu hikâyelerde kötü karekter hep kendisi olsa da doğru yola gelen ve gerçeğe yönünü dönmeyi salık veren bir alt metin oluştururdu izleyicide.
Kürt sanatı ve tiyatrosu kendi toplumunun öğelerini seyirciye aktardığında ve kendisinden bir parça kattığında reaksiyon alır ve halk nezdinde bir yere oturtulur. Bavê Teyar oyunlarında sadece Kürtlerin günlük yaşamlarının bir resmini vermiyor aynı zamanda içinde yaşanılan toplumun yaşam gerçekliğini sunuyordu. Belki de uydurulmuş değil gerçek olduğu için bu kadar seviliyordu.
Bu nedenle Devrim ve sanat ve ya devrimci sanat ilişkisini teorik anlatılardan uzak tutarak bu ilişkinin en somut ifadesi ve pratik örneğini gösterirsek Bavê Teyar’ın önünde saygıyla eğiliriz. Rojava devrimi başladığı günden bu yana bir çok emek vererek hata direniş cephelerinde bulunarak devrim ve sanatı yaşamsallaştırmıştır. Toplum için sanat yapıyorum diyen ve bu uğurda çöp oynatmayan, kariyer kovalayan sanatçılar şimdi Bavê Teyar karşında sanatını toplum için yaptığını nasıl iddia edebilir. Kendi toplumunun yüz yüze kaldığı bu savaş gerçekliğinde kendini soyutlayan nasıl Kürt halkının sanatçısıyım diyebilir. Bu nedenle yurtsever sanatçı gerçekliği Bavê Teyar şahsında vuku bulmuş bir hakikattir.
Halkını yıllarca güldüren, herkesin evine misafir olan ve tüm herkesin sevdiği Bavê Teyar’ın şahadeti tüm dört parçada bulunan Kürtleri hüzünlendiren acı bir kayıp oldu.
Sanat, Rojava’da devrimin dinamiği haline geldiyse bu tamamen sanatçının devrim ile kurduğu bağ ve yurtseverlik gerçeği ile ilişkilidir. Bu nedenle bu devrim bize sanatı ve sanatçıyı yeniden tanımlama zorunluluğu getirmiştir. Bavê Teyar’ gibi Tişrîn’de yaşamını yitiren yaralanan sivil halkın ortaya koyduğu irade ise direnen halk gerçeğidir.