Kürt halkıyla omuz omuza mücadele vermeye devam edeceklerini belirten Devrimci Parti PM üyesi Mediha Yüksel, ‘Umut hakkı’ uygulanmalı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan özgür olmalı ve uygun çalışma koşullarına sahip olmalı’ dedi
Kürt sorununun çözümü bağlamında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından başlatılan Barış ve Demokratik Toplum Süreci, gerillaların 26 Ekim’de yaptığı açıklamayla Türkiye ve Kürdistan’dan geri çekildiklerini belirtmesiyle yeni bir aşamaya geçti. Birçok kesim, iktidar ve devlete somut adım atması için çağrıda bulunuyor. Devrimci Parti Meclisi (PM) üyesi Mediha Yüksel, parti olarak Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne nasıl yaklaştıklarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kürt sorununda çözümünün muhatabı Kürt halkı ve Kürt hareketi olduğunu vurgulayan Mediha Yüksel, “Barışma, Kürt halkının, Kürt hareketinin kararıdır. Bu kararı tanırız. Nasıl ki savaşma kararını tanıdıysak bu kararını da tanırız. Bu anlamda da omuz omuza mücadele veririz” diye konuştu.
‘Anadil, kayyım ve hasta tutsaklar’
Kürt hareketinin önemli adımlar atarak “sürecin hakkını verdiğini” söyleyen Mediha Yüksel, devletin ise adım atmayarak muhalefete dönük saldırılarının devam ettiğini belirtti.
Mediha Yüksel şöyle konuştu:
“En ufak bir demokrasi kırıntısının olmadığı bir süreçte devletin atacağı çok adım var. Anadil, kayyım, hasta tutsaklar bu meselelerin çözülmesi gerekiyor. Fakat adım atmama ısrarı sürüyor bu da sürecin uzamasına vesile oluyor.”
‘Abdullah Öcalan özgür olmalı’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgür olması gerektiğini vurgulayan Mediha Yüksel, avukatların istediklerinde görüşmemesi, aile görüşünün izne tabii olmasının iktidarın sürece yaklaşımını ortaya koyduğunu söyledi.
“Umut ilkesi”nin uygulanması gerektiğini dile getiren Mediha Yüksel, “Umut hakkı’ yalnızca Sayın Abdullah Öcalan için değil, birçok tutsağın yararlanacağı bir meselenin kendisi. Bu anlamda ‘umut hakkı’ uygulanmalı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan özgür olmalı ve uygun çalışma koşullarına sahip olmalı” dedi.
Anayasal güvence vurgusu
Kürt sorunundaki çözümlerde anayasal düzenlemelerin önemine vurgu yapan Mediha Yüksel, şunları söyledi:
“Sonuçta silahlı mücadeleden geri çekilse de bu mücadelenin bittiği anlamına gelmiyor. Mücadele aracının, yeni bir mevzilenmenin olacağı anlamına geliyor. Bu bakımdan geçiş yasalarının Anayasal bir güvence altına alınması gerekmektedir. Tabi mevcut Anayasa’yı uygulamayan devletin kendisi bu yasayı uygular mı, uygulamaz mı meselesi de bir muamma olarak duruyor. Fakat bu meselenin yasallaşması bile devletin ne kadar ciddi yaklaştığının bir adımı olur kendi içerisinde. Çünkü PKK’nin Türkiye’den geri çekilmesine yönelik adımlardan sonra bile halen tek dil, tek din, tek ırk, tek millet söylemi devletin kodlarının kırmızı çizgisidir. Bundan geri adım attığı bir durumda yok.”
‘Mücadelenin sesini yükseltmeye devam edeceğiz’
Kadın mücadelesi ve işçi sınıfının Kürt hareketiyle ortak mücadeleyi yükseltmesi gerektiğini söyleyen Mediha Yüksel, ortak bir mücadele devletin geri adım atmasını sağlayacağını kaydetti. Entegrasyon yasasının da çıkması gerektiğini ifade eden Mediha Yüksel, demokratikleşmenin sadece yasayla ele alınmayacağını sözlerine ekledi.
Sol ve sosyalist hareketlere sorumluluklar düştüğünü vurgulayan Mediha Yüksel, şu ifadeleri kullandı:
“Sol ve sosyalistlere düşen büyük bir rol var. Burada Kürt halkının elini ve mücadelesini güçlendirmek, kendi durduğumuz noktadan mücadelesini güçlendirmek. Bu meseleyi işçi, emekçi, kadın, gençler ve Türkiye halkları nezdinde güçlendirmek dillendirmek gündeme sokmak bu meseleye sosyalist hareket olarak bulunduğumuz kanattan asılmak ve Kürt halkının elini güçlendirmek önemli. Devletin ya da iktidarın ise bu meselede elini zayıflatmak gerekiyor. Ancak böyle başarabiliriz. Çünkü iki ülke, iki devrim diyalektiğimiz devam ediyor. Kürt halkı özgürleşmeden, Türkiye işçi sınıfı; Türkiye işçi sınıfı özgürleşmeden, Kürt haklı özgürleşmez. Bunlar birbirini besleyen şeylerdir. Bu anlamda birinin güçlenmesi diğerini de güçlendirir. O yüzden bugün barışma kararı alan Kürt halkının yanında olmaya, demokratik mücadelenin sesini yükseltmeye devam edeceğiz.”
Kaynak: Ömer İbrahimoğlu / MA









