DFG tarafından açıklanan Ekim ayı basın özgürlüğü raporuna göre, 5 gazeteci saldırıya uğradı, 7 gazeteci kötü muameleye maruz kaldı ve 15 gazetecinin ise haber takibi engellendi. Raporda, ‘Tablo gittikçe karanlıklaşıyor. Ne gazetecilerin katledilmesini, ne sansürü ne de kayyımı kabul ediyoruz. Barış gazeteciliğinde ısrar etmeye devam edeceğiz’ denildi
AKP döneminde basın kurumlarına yönelik saldırılar artarken, yaşanan ağır tablo basın meslek örgütlerinin raporlarına da yansıyor. Bu durum Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Ekim ayına ilişkin “Basın ve Düşünce Özgürlüğü Raporu”na da yansıdı. Raporda, gazetecilerin katledildiği, saldırıya uğradığı, tutuklandığı ve medya kuruluşlarına kayyım atandığı bir ay geride bırakıldığı belirtildi.
Cinayetin üzeri örtülmek isteniyor
14 Ekim’de Esenyurt’ta ailesinin yanına giderken saldırıya uğrayan gazeteci Hakan Tosun’un darp sonucu geçirdiği beyin kanaması nedeniyle hayatını kaybettiği hatırlatılan raporda, Hakan Tosun’un yaşamını yitirmesiyle ilgili şüphelere değinilerek, “Bir gazeteci sokak ortasında katledilirken hiçbir iktidar yetkilisinin tek bir açıklama yapmaması kabul edilemez. Cinayetin üzeri örtülmek isteniyor. Kamuoyunun kuşkuları giderilmediği sürece ‘Hakan Tosun’a ne oldu?’ diye sormaya devam edeceğiz” denildi.
Kayyım sadece irade gaspı anlamına gelmiyor
Rapora göre, Ekim ayında 5 gazeteci saldırıya uğradı, 7 gazeteci kötü muameleye maruz kaldı ve 15 gazetecinin haber takibi engellendi. Raporda, iktidarın basına yönelik politikalarının sistematik bir saldırı biçimine dönüştüğü kaydedildi.
Raporda TELE 1’e atanan kayyıma da tepki gösterilerek, “Casusluk operasyonu” gerekçesiyle gözaltına alınan gazeteci Merdan Yanardağ sonrası TELE 1’e kayyım atanması, YouTube hesabının kapatılması ve çalışanların işten ayrılmak zorunda bırakılması “Türkiye demokrasisine kara bir leke” olarak nitelendirildi. Raporda, “Kayyım, sadece bir irade gaspı değil, binlerce emekçinin ekmeğiyle oynamaktır” diye ifade edildi.
Ekim ayı sansür ayı oldu
Ekim ayında öne çıkan bir diğer başlık da sansür oldu. Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümünü konu alan haber ve paylaşımlar mahkeme kararıyla erişime engellenmesi de raporda yer aldı. Rapora göre, Van 2’nci Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararıyla Rojin Kabaiş hakkında paylaşım yapan 86 sosyal medya hesabı kapatıldı, 540 içerik erişime engellendi. Raporda, Van Cumhuriyet Savcılığı’nın haberi yapan JINNEWS Haber Müdürü Öznur Değer ve muhabir Dilan Babat hakkında soruşturma başlattığı yer aldı.
Raporda Kürt sorununa dair işleyen sürece de değinilerek, bu tarihi gelişmeyi haberleştiren özgür basın kurumlarına yönelik sansürü kınandı. Rapora göre, Mezopotamya Ajansı’nın (MA) Instagram hesabı, JINNEWS’in TikTok hesabı erişime kapatılırken, JINNEWS ve Yeni Yaşam Gazetesi’nin Instagram hesaplarında yer alan haberler “topluluk kuralları ihlali” gerekçesiyle kaldırıldı.
Bedeli gazeteciler ödüyor
Raporda, ekonomik kriz ve kayyım zihniyetinin en ağır bedelini medya çalışanlarının ödediği belirtildi. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) Flash Haber TV, Ekotürk TV, Habertürk, Show TV, HT Spor, Bloomberg HT gibi kurumlara el koymasının ardından Flash Haber TV’de 150 çalışanın işten çıkarıldığı, toplamda 156 gazetecinin işsiz kaldığı kaydedildi. TELE 1 çalışanlarının da kayyımı protesto ederek toplu istifa ettiği aktarıldı.
Ceza, soruşturma ve tutuklamalar
Rapora göre, Ekim ayında:
- “8 gazeteci gözaltına alındı,
- 2 gazeteci tutuklandı,
- 28 gazeteci hâlâ cezaevinde tutuluyor,
- JINNEWS Haber Müdürü Öznur Değer, yaptığı haberler nedeniyle 3 yıl 4 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.”
- Toplamda 10 gazeteciye 12 yıl 2 ay 20 gün hapis ve 78 bin 722 TL para cezası verildi.
- 7 gazeteci hakkında soruşturma açılırken, 2 dosya davaya dönüştürüldü.
Ekim ayında çok sayıda gazetecinin duruşmasının da görüldüğü belirtilen raporda: MA Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, MA Ankara Büro Şefi Selman Güzelyüz, JINNEWS Haber Müdürü Öznur Değer, MA muhabirleri Emrullah Acar ve Zemo Ağsöz Yiğitsoy, gazeteciler Deniz Nazlım ve Hakan Yalçın hakkında verilen 6 yıl 3 ay hapis cezalarının istinaf mahkemesi tarafından onandığı aktarıldı.
Tablo gittikçe karanlıklaştı
“Türkiye’de basına dönük saldırılar her geçen gün artıyor” denilen raporda, “Tablo gittikçe karanlıklaşıyor. Ne gazetecilerin katledilmesini, ne sansürü ne de kayyımı kabul ediyoruz. Sansüre, cezalara ve kayyımlara rağmen ‘Hakan Tosun’a ne oldu?’, ‘Rojin Kabaiş’in ölümü aydınlatılsın’ diyen toplumun vicdanını esas alan, ‘Kürt sorunu demokratik yollarla çözülsün’ diyen barış gazeteciliğinde ısrar etmeye devam edeceğiz” dedi.
AMED









