Hasankeyf’te Ilısu Barajı’ndaki su tutulma işlemi ardından şimdiye kadar en az 10 köy su altında kaldı. Hasankeyf Yaşatma Girişimi sözcülerinden Ergül, ‘Eğer Dicle Nehri de yok edilirse Mezopotamya kalmayacak. Herkes bu yıkıma dur demeli’ dedi
Metin Yoksu/Batman-MA
Yapımı devam ederken su tutma işlemleri başlayan Ilısu Barajı nedeniyle, en az 10 köy ile Botan ve Dicle Nehri’nin birleştiği yerde bulunan Mezopotamya’nın ilk liman kenti Tel Fafan sular altında kaldı. Batman Valiliği’nin, 8 Ekim’de eski yolun Su Çeken köyünden itibaren trafiğe kapatılarak, yeni yolun trafiğe açılacağı yönündeki açıklamasına rağmen bir gelişme yaşanmazken, yurttaşlar ilçeyi terk etmek istemiyor.
31 Mart yerel seçimleri ardından alt yapısı tamamlanmadan yeni yerleşim yerinde şimdiye kadar 710 kişiye anahtar teslimi yapılırken, bugüne kadar bu sayıdan sadece 100 hane yeni yerleşim yerine taşındı. Kentte yurttaşların taşınmamasının asıl nedeninin ise kentin alt yapısının bitirilmemesi ve evlerin tamamlanmaması olduğu ileri sürülüyor.
‘Yerleşim yeri istemiyoruz’
Yıkımın devam ettiği Hasankeyf’te ise geçtiğimiz günlerde yapılan açıklamalarda, su seviyesinin Küçük Saray’ın penceresine kadar geleceği belirtildi. Küçük Saray’ın önünde aylardır devam eden liman çalışması sürerken, çarşı esnafı da yeni yerleşim yeri tamamen bitirilmeden işyerlerinden çıkmamakta kararlı. Çıkmamakta kararlı olan esnaflardan biri de Zeki Kaya
Tarihi Hasankeyf Çarşısı’nda 11 yıldır kepenk açan esnaf Zeki Kaya, “Hasankeyfliler olarak, her zaman tarihin yerinde güzel olduğunu söyledik. Gönlümüz yeni yerleşimi istemiyor. Yeni yerleşim ise taşınan eserlerin uzağında yapıldı. İnsanlar burayı ziyaret ederken, öncelikle tarihi görmeye geliyor. Biz esnaflar ve Hasankeyfliler, bu ziyaretlerden dolayı geçimimizi sağlıyoruz. Yeni yerleşimde birkaç eser taşındı ama bizden çok uzakta” diye konuştu.
‘Belirsizlik bezdirdi’
Taşınan eserlerin Hasankeyf’in küçük bir parçası olduğunu söyleyen Zeydan Ayan ise “Bu kanyonlar ve tarihi eserler benim çocukluk arkadaşımdır. Biz bu dağ ve kanyonlarda büyüdük. Buraları nasıl taşıyacaklar. Bakın Hasankeyf’te bir kaos var. Kimse olanlardan memnun değil. Yapılan açıklamalar hep belirsiz. Burada herkes yaşanan belirsizlik yüzünden çaresiz ve psikolojisi alt üst oldu. Burada bir sistem yok, zamana sıkışmış durumdayız” dedi.
‘Proje en başında beli yanlış’
Hasankeyf Yaşatma Girişi sözcülerinden Ali Ergül, Hasankeyf için mücadelenin hiçbir zaman geç olmadığını yineledi. Yapılan kıyıma tepki gösteren Ergül, “Hem yeni yerleşkedeki evlerin durumu hem de Hasankeyf 2 köprüsünün inşaatına baktığımızda, bu tarihte bir kapatılmanın olmayacağını tahmin ediyorduk. 1991 yılından bu yana neredeyse verilen hiç bir tarih karşılık bulmuyor. Bu durum Hasankeyf ve Dicle Vadisi’ni sular altında bırakmak için yapılan Ilısu Barajı ve HES’’in ne kadar özensiz bir proje olduğunu gösteriyor. Halkla hiç temas kurulmadan yapılan bu proje, başından itibaren yanlış kuruldu ve bu yanlışta hala ısrar ediliyor” ifadelerini kullandı.
‘Yıkıma dur de’
Kadim toprakları sular altında bırakmak için yapılan projenin derhal durdurulmasını isteyen Ali Ergül sözlerini şöyle noktaladı: “Fırat Nehri’nin yok edilmesiyle kadim Mezopotamya ciddi zarar görmüştü. Eğer Dicle Nehri de yok edilirse Mezopotamya kalmayacak. Herkesin bu yıkıma dur demesi gerekiyor” diyerek yaşam savunucularına çağrı yaptı.