Katledilen gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan’ın cenazelerinin verilmesi için ‘#HaburSinirKapisiniAc’ etiketiyle ‘Yas tutma hakkına zulmetmeyin. Kapıları açın cenazeleri ailelerine verin’ çağrısı yapıldı
Kuzey ve Doğu Suriye’de Türkiye’nin SİHA’sıyla katledilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in cenazelerini almak için giden heyet ve aileleri Habur Sınır Kapısı’nda bekletiliyor. Gazetecilerin cenazelerinin verilmesi için Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) X’te “#HaburSinirKapisiniAc” etiketiyle eylem başlattı.
Sanal medya hesaplarından “#HaburSinirKapisiniAc” etiketiyle yapılan paylaşımlarda “Bu hukuksuzluğa son” verin çağrısı yaptı.
Yapılan kimi paylaşımlar şöyle:
MKG: 19 Aralık’ta Kuzey ve Doğu Suriye’de katledilen gazetecilerin cenazesini almak için giden heyet ve aileler sınır kapısında bekletiliyor. Gazetecilerin cenazelerinin verilmesi keyfi şekilde bekletiliyor. Bu hukuksuz muameleyi kabul etmiyoruz!
DFG: 20 Aralık 2024’te Rojava’da SİHA’larla katledilen gazeteci Cihan Bilgin ve Nazım Daştan’ın cenazelerini almak isteyen aileleri ve Milletvekillerimiz, 24 saattir hukuksuz bir şekilde sınırda tutuluyor. #HaburSinirKapisiniAc.
Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in cenazelerini almak isteyen aileleri ve beraberindeki heyet 24 saattir keyfi bir şekilde sınır kapısında bekletiliyor. Bu işkenceye bir an önce son verilmeli ve cenazelerin alınması için sınır kapısı açılmalıdır. #HaburSinirKapisiniAc
DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır: Katledilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in cenazelerinin sınır kapısında bekletilmesi yalnızca hukuki değil, aynı zamanda insani değerlere de aykırıdır. Cenazelerin gecikmeden ailelerine teslim edilmesi hem temel insan haklarının hem de uluslararası hukukun gereğidir. Yetkililere, bu onur kırıcı uygulamaya son verilmesi ve ailelerin acılarının daha fazla derinleştirilmemesi için çağrıda bulunuyoruz.
HDK Genç Kadın Meclisi: Dün yaşam hakkını tanımayıp Cihan Bilgin ve Nazım Daştan’ı katledenler bugün de yas hakkını tanımayıp aralarında ailelerinin de bulunduğu heyeti 28 saattir sınır kapısında bekletiyor. Katliamlarınıza boyun eğmedik, zulmünüze boyun eğmeyiz.
ÖHD: Katledilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in cenazelerinin alınması için heyete #HaburSinirKapisiniAc
ÖHD Urfa: Katledilen Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in cenazelerini almak üzere Federe Kürdistan Bölgesi’ne gidecek olan heyet, 28 saattir Silopiya’da bulunan Habur Sınır Kapısı’nda keyfi bir şekilde bekletiliyor.
ÖHD Mêrdîn: Her bir yurttaşın inanç ve geleneklerine göre defnedilme hakkı olduğunu, yakınlarını kaybeden yurttaşların da bu hak kapsamında yas tutma hakkının bulunduğunu belirtiyoruz.
ÖHD Antep: Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in cenazelerini almak üzere Federe Kürdistan Bölgesi’ne gidecek olan heyet, hukuka aykırı bir şekilde 28 saattir Habur Sınır Kapısında bekletilmektedir.
DEM Parti Milletvekili Sebahat Erdoğan Sarıtaş: Katledilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in cenazelerinin alınması için heyete #HaburSinirKapisiniAc
DEM Parti Milletvekili Zeynep Oduncu Kutevi: #HaburSinirKapisiniAc Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in cenazeleri teslim almak isteyen aileler, dünden bu yana keyfi bir şekilde Habur Sınır Kapısı’nda bekletiliyor. Bu zulme son verilsin, gazetecilerin cenazeleri ivedilikle ailelerine teslim edilsin.
DEM Parti Milletvekili Öznur Bartın: Kuzey ve Doğu Suriye’de katledilen gazetecilerin cenazeleri ailelerine teslim edilmelidir. Sınır kapısında bekletilmek, insanlık onuruna aykırıdır. Bu hukuksuzluğa bir an önce son verin! #HaburSinirKapisiniAc.
Sevil Turgut: Gazeteciler #CihanBilgin ve #NazımDaşdan’ın cenazelerini almak için aileleri ve yakınları 28 saattir Habur Sınır Kapısında bekletiliyor. Vedalaşma hakkına yas tutma hakkına gömülme hakkına zulmetmeyin… Kapıları açın cenazeleri ailelerine verin.
Yerdeniz: Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in cenazeleri doğduğu topraklara getirilsin, ailelerine teslim edilsin.
Serdar Eylül: Sınır kapılarını derhal açın!
Bilal Güldem: 28 saattir keyfi bir şekilde Habur Sınır Kapısı’nda bekletiliyoruz. Gördüğünüz gibi 7/24 açık olan pasaport kayıt bölümü kapatılmış durumda. Bu keyfi karardan vaaz geçilmesi için herkesi dayanışmaya çağırıyoruz.
Buldan Keser: Türk devleti, kalemimizden ve kameramızdan korktuğu için gazeteci arkadaşlarımızı vahşice şehit etti. Ancak unutulmasın ki, bizler gerçeği haykırmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Siz bizden korkmaya devam edeceksiniz.
Hêlîn: Devlet tarafından ölü bedenler üzerinde yürütülen politikaların sınır tanımamazlığı bugün SİHA ile katledilen gazeteciler için sınır tanımıyor! Sınırlar ne kadar devlet tarafından işkence ile hatırlatılsa da bu mücadele sınırlara tekabül etmiyor
Azad Altay: Gazeteci Nazım Daştan’ın cenazesinin memleketinde toprağa verilmesine engel olmayın, bu zulme son verin.
Menekşe Kızıldere: Ölüye ve cenazeye saygı talep eden insanlardan utanın artık. Bu insan olmak meselesi. Bunu kaybedenin kaybedecek şeyi yok.
Özgür Paksoy: Özgür Basın şehitleri Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in cenazelerine işkenceye son verin.
Semra Turan: Kapıyı açın, bu zulme son verin…
Berivan Altan: Yas tutma hakkı kutsaldır. Yas tutma hakkımızı istiyoruz.
Beritan Canözer: Cenazeye işkence insanlık suçudur. Cenazelere ve ailelere zulmetmeyi bırakın ve o kapıları açın.
Sinan Aygül: En onursuz savaşlarda bile asgari müştereklerde uzlaşı vardır, biri de ölüye saygıdır: “İnsanı, yeryüzündeki diğer mahlukattan ayıran şey, cesetlere muamelesidir…” #HaburSınırKapısınıAç
Mervan Özdemir: Nazım ve Cihan’ın aileleri, yaklaşık 30 saattir Habur Sınır Kapısı’nda bekletiliyor ve Kürdistan Bölgesi’ne geçişleri engelleniyor. İnsanlık tarihinin en köklü kültürlerinden biridir ölüye saygı ve merasim. Kapıyı açın, katledilenlerimizi omuzlayacağız
Ali Ammar: Katledilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in cenazeleri ailelerine verilmiyor. Bu hukuksuzluğa ve kötülüğe hemen son verin!
Dilan Babat: Sınır kapıları ve ardına kadar kapalı demir sürgüler yalnızca bu ailelerin değil, hepimizin geleceğini sorgulatıyor. Yas tutma hakkını engelleyen bu tutum, sadece kayıpların acısını değil, bir toplumun ortak vicdanını da kuşatma altına alıyor.
HABER MERKEZİ