Dijital şiddetten en fazla kadınların ve LGBTİ+’ların etkilendiğini belirten KCDP avukatlarından Nevraz Sığın, dijital şiddetin ceza kanununa girmesinin önemli bir kazanım olduğuna işaret etti
Teknolojinin gelişmesi ve sosyal medya kullanımının yaygınlaşmasıyla şiddet türlerine “dijital şiddet” de eklendi. Bu şiddet türünden de en çok etkilenenlerin başında ise kadınlar, çocuklar ve LGBTİ+’lar geliyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) 2025 yılı verilerine göre, yıl içinde 264 kadın katledilirken, 269 kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Katledilen kadınlara uygulanan şiddet, kadınlar katledildikten sonra da mecra değiştirerek, dijital şiddet boyuta sürüyor. Dijital şiddet, Wan’da, 27 Eylül 2024’te kaldığı Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) yurdundan ayrıldıktan 18 gün sonra cenazesi bulunan Rojin Kabaiş’in ölümüyle belirgin bir şekilde gündeme geldi. Olay ana akım medya tarafından “magazinel” bir yöne çekilmek istendi, sanal medyada ise dijital şiddet ve hakaretlerle devam etti. Riha’da Rojin Kabaiş’e sosyal medya üzerinden hakaret eden erkek çıkarıldığı hakimlikçe “şiddet” nedeniyle değil, “hakaretten” tutuklandı. Dijital şiddetin en son örneği ise ırkçı görüşlere sahip olan siyasetçilerin ve siyaset ve medya tarafından “inşa edilmiş saygınlıklarıyla” bilinen kişilerin de dahil olduğu Kürt siyasetçi Leyla Zana’ya yönelik yaşandı. Bursaspor’un bir grup ırkçı taraftarlarının Leyla Zana’ya hakaret ve küfürleri sahiplenen bu kesim, sanal medya hesaplarından dijital şiddeti Leyla Zana ve Kürtlere yöneltti. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Emekli Albay Orkun Özeller, tutuklanan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun danışmanı İbrahim Özkan gibi isimler, dijital şiddet ve hakarette başı çekti.
KCDP Avukatı Nevraz Sığın, dijital şiddetin nasıl uygulandığını ve yasadaki yaptırımlarına ilişkin konuştu.
Kadınlar dijital şiddet mağduru
Şiddetin gün geçtikçe çeşitlendiğini ifade eden Nevraz Sığın, dijital şiddetin kadınlara, bedeninin, ahlakının ve şerefinin tartışmaya açılarak uygulandığını belirtti. Dijital şiddetten en çok yine dezavantajlı grupların etkilendiğini dile getiren Nevraz Sığın, şunları belirtti:
“Kadınlara baktığımızda toplumda çok dezavantajlı konumdalar. Erkek şerefi, haysiyeti, ahlakı çoğu zaman tartışmaya açılmıyorken olayın bir tarafı erkek bir tarafı kadınsa hep kadının ahlakı sorgulanıyor. Kadının ahlakı üzerinden topluma bir takım dersler çıkartılmaya çalışılıyor. Dijital şiddetin mağdurunun daha çok kadınlar olduğunu görüyoruz.”
Hukuk ve dijital şiddet ilişkisi
Dünyada dijital şiddetin nasıl uygulandığına değinen Nevraz Sığın, kadınları “linçleme” girişimlerine işaret etti.
Kadına yönelik suçlardaki yargı süreçleri ile dijital şiddet arasındaki bağa işaret eden Nevraz Sığın, şunları söyledi:
“Türkiye’de kadının ahlakını tartışmaya açarak, hak devşirmeye çalışan sanık profili çok var. İşe yarıyor. Bunun üzerinden haksız tahrik indirimi uygulanıyor. Tabi ki hukuksal tezahürü buyken dijital şiddetin tartışılmaması zaten beklenemez. Kadının namusu üzerinden bir hak devşirme, tartışmaya açma ve bunun üzerinden haksız tahrik indirimi almasına yönelik savunmalar yapılıyorsa toplumsal hukuk sisteminde bunun da dijital boyutu tabii ki olur.”
Toplumda en dezavantajlı gruplardan birinin de LGBTİ+’lar olduğunu söyleyen Nevraz Sığın, “Onları yermek, tartışmaya açmak, linçlemek en kolayı. Zaten farkındalıkları yaratmak ve bunun üzerinden tartışmalar yaptırmamak, bu insanları toplumdan ayırmamak aslında mesele. Onların hak mücadelesinin sonuna kadar yanında olunması gerektiğini savunan bir insanım” dedi.
‘Dijital şiddeti yasaya girmeli’
Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) dijital şiddetin bir yaptırımının olmadığını hatırlatan Nevraz Sığın, hakaret boyutuna ulaştığında basın suçlarının ilgilendiği bir ceza olduğunu ifade etti. Hak savunucuları olarak toplumda farkındalık yaratma görevlerinin olduğunun altını çizen Nevraz Sığın, şöyle konuştu:
“Temel insan hakları konusunda çok gerideyiz. Yasa olarak çok geride değiliz, ama uygulamalarda aslında yasa biraz şekilleniyor. Uygulamalarda çok gerideyiz. Dijital şiddetin ceza kanununa girmesi çok büyük bir kazanım olur.”
Kaynak: MA









