• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
7 Ağustos 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Diktatörlük yenilgiye mi hazırlanıyor?-Ferda Koç

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
14 Mart 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

8 Mart Gece Yürüyüşleri’nin onyedincisi, İstanbul’da polis şiddetiyle engellenmeye çalışıldı. Gece Yürüyüşü’ne saldırının işaret fişeklerinden birini, 2000’lerin başında liberallerin gözdesi olan Abdurrahman Dilipak “Feminist Gece Yürüyüşü … gay ve lezbiyenlerin, fahişelerin sokaklara çıktıkları bir gösteriye döndü” diyerek yakmıştı.

Kadınlara saldırının 8 Mart gecesiyle sınırlı kalmayacağı, tek adam diktatörlüğüne karşı direnişin en güçlü cephelerinden biri olmaya başlayan “Kadın Direnişi”ne karşı sürekli bir saldırının başlatılacağı hissediliyordu.

Ertesi gün bir provokatör, polise karşı kadın direnişinin bir anını twitterda “Ezanı protesto eden alçaklar” altbaşlığıya sundu. Bu andan itibaren Erdoğan olayı, “Ezan ve Bayrak Düşmanları” söylemiyle Gezi direnişindeki “Kabataş Yalanı”na benzer bir biçimde geliştirmeye girişti. 11 Mart’ta “havuz medyası”nın bütün gazeteleri “Ezan ve Bayrak Düşmanları” benzeri manşetlerle çıktı.

Yalan çok kısa sürede ortaya çıkmasına karşın Erdoğan da, Bahçeli, Çelik ve Soylu gibi vokalleri de ezan şamatasını sürdürmekte ısrarcı davranıyorlar. Ama Kabataş yalanında yapabildiklerini bu kez yapamıyorlar. Polis koruması altında İstiklal Caddesi’ne çıkartılan 30-40 sarıklı- cübbeli yobazın ve “sahibinin sesi” Diyanet Sen’in “resim verme” amaçlı basın açıklamalarının ötesinde kimseyi etkileyemiyorlar. Daha da ötesi Fatih Tezcan ve Süleyman Özışık gibi Erdoğan fanatizmleri ile temayüz etmiş simalar dahi yalanın arkasında duramıyorlar.

Erdoğan “Ezanı ıslıkladılar” yalanına sarılarak infial yaratmaya çalışırken, Türkiye kontrgerillasının bildik şablonunu kullanıyor. Kontrgerillanın, “Atatürk’ün evini bombaladılar”, “Gayrı meşru çocuklar doğurup tuvaletlere attılar”, “Camiyi bombaladılar”, “Fatih Camisini yaktılar”, “Beyazıt Kulesine/Kars Kalesine Kızıl Bayrak çektiler”, “Camide rakı içtiler/bira şişeleriyle girdiler” gibi yalanlar uydurup, bu yalanlar üzerinden bir saldırganlık zemini oluşturduğunu ve yalana dayalı bu temeli, provokasyon taktiklerini uygulamak için kullandığını biliyoruz. Siyasi İslam, kontrgerillanın bu yalana dayalı provokasyon siyasetinin her dönemde en çirkef ajanı olmuştur. Siyasi İslam kadroları, kontrgerillanın kendilerine yüklediği bu misyonu bir sanat haline getirdiler ve her türlü yalanı hiç yüzleri kızarmadan, tahammül ötesi bir edepsizlik ve sınırsız bir hoyratlıkla uydurup savunabilmeyi bir meziyet olarak “kültürleştirdi”ler. Tezcan ve Özışık da bu kadrolardan.

Dolayısıyla Tezcan ve Özışık’ın “yalanın bu kadarına pes edip” Erdoğan’ın yalanının arkasında durmaktan imtina ettiklerini söylemek mümkün değil. O zaman sorun ne? Erdoğan neden uzmanı olduğu kontrgerilla yalanını işlemekte, işe yarar hale getirmekte ve kendi saldırı cephesinin birleştirici dili haline getirmekte bu denli beceriksizlik sergiliyor?

(Benzer bir “beceriksizlik”, Erdoğan’ın “yalan yancısı” Ömer Çelik’in Mansur Yavaş’ı hedef alan “Resmi Evrakta Sahtecilik” suçlamasının birkaç saat içinde tersine dönmesinde de gözleniyor.)

Kontrgerilla yalanları, 12 Mart’ta, 12 Eylül’de ve hatta 28 Şubat’ta olduğu gibi, emperyalist merkezin ve oligarşinin rüzgarlarıyla şişirilemediği anlaşılıyor. Erdoğan, yalana dayalı provokasyonlarla kontrgerillaya nizam ve intizam vermeye kalkışarak anlaşılan, zor bir işin peşine düşmüştür. Kontrgerillanın bileşenlerini Kürtlere karşı, sosyalistlere karşı yalanlarla kışkırtmak üzere söylenen hayasızca yalanlar ve bu yalanların üzerine bina edilmiş terörle kontrgerillanın yeniden inşaası yolunda şimdiye kadar çeşitli adımlar atılabildi. Ama bu taktiğin, kadın hareketine ve “Millet İttifakı”na karşı geliştirilen çeşitlemeleri, anlaşılan bugünlerde kolayca etkili olamıyor.

Kontrgerillanın Erdoğan önderliğindeki yeniden kuruluş sürecine onay ve destek veren güç merkezleri ve kadrolar, Erdoğan’ın “zorbalıkla birleştiren” liderliğine karşı ayak sürçüyorlar. “Zorbalığa” karşı olduklarından ayak sürçmüyorlar elbette, ama yetmiş yıllık kontrgerillayı parçalayan krizin derinleşerek sürdüğü, ekonomik alana yayıldığı tarihsel koşullarda kontrgerillanın yeni kurucu temelinin de aşırı ölçüde kırılgan olacağını kestirmek güç değil. Ama bu “ayak sürçmelerin” nereye varacağını kestirmek güç.

Bununla birlikte örneğin Ezan provokasyonuna karşı Erdoğan cephesindeki bu tereddütü yaratan en önemli unsurun Kadın Direnişi’nin çeşitlilik içindeki güçlü militanlığı, kapsayıcı direnişçiliği ve uzun yıllar içinde büyük bir emekle üretilmiş toplumsal meşruiyeti olduğu da açıktır.

Anlaşıldığı kadarıyla “Ezan Provokasyonu” 31 Mart seçimlerine yönelik bir hazırlık manevrasıdır. Erdoğan’ın, olası bir “yerel seçim yenilgisine” hazırlanmakta olduğu hissedilmektedir. Erdoğan, olası bir yerel seçim yenilgisinin iktidarını tehdit edecek sonuçlar yaratmasına karşı kaos tehdidini kullanabileceğini hissettirmektedir.

Erdoğan’ın kendi cephesindeki ayak sürçmeyi aşması halinde 31 Mart seçimlerinin tıpkı 7 Haziran sonrasında olduğu gibi bir başka provokatif terör sürecine açılması mümkündür. Ezan provokasyonu, “Millet İttifakı”na yönelik “terörizm” söylemi bugün tutmamış gibi görünmektedir ama bu bir başka provokasyonun bir başka “düşmanlık dilinin” tutmayacağı, Erdoğan’ın murad ettiği saldırı dalgasının önünü açmayacağı anlamına gelmez.

Erdoğan’ın tek adam diktatörlüğünü yerleştirme sürecini ilerletmek için provokasyonu temel bir yöntem haline getirdiği artık kesindir. Faşizmin provokasyonları ise Kadın Direnişi örneğinde de gördüğümüz gibi, faşizme karşı gerçek ve somut bir direniş kültürünün kitleselleşmesi halinde püskürtülebilir.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Gelenekten yararlanmak

Kardeşleşmiş şarkılar

Yazar: Yeni Yaşam
7 Ağustos 2025

Bazı sanatçılar eserleriyle halklar arasında dostluk kurarlar. Ortadoğu'nun köklü kültürlerini müziğiyle birleştiren, Aram Tigran (Arame Dîkran) bu sanatçıların başında gelir....

On binlerin yürüyüşü

Eşikte…

Yazar: Yeni Yaşam
7 Ağustos 2025

TBMM Komisyonu, kendisiyle birlikte, sert hakikatleri örten, hayalleri, beklentileri, safsata ve fantezileri olduğu kadar çelişkilerinin içerdiği imkanları, potansiyelleri ve momentleri...

Yaşamın, emeğin hiçe sayıldığı sisteme karşı iradenin kararı

Yazar: Yeni Yaşam
7 Ağustos 2025

“Teslim Olmaktır Ölmek Yaşamaksa Hasanlarca Direnmek” Emine Ocak Vazgeçmedi                      ...

Hüsnü Abi

DGM yargılamaları, işkenceli sorguları unutanlar

Yazar: Yeni Yaşam
7 Ağustos 2025

Yaşadığımız coğrafyada büyük acılar yaşandı. Ancak maalesef bu acıları toplumun sadece bir bölümü yaşadı ve anlatmaya çalıştı. Son zamanlarda bu...

Dar ve dönemsel çıkarlara takılmamak…

Sorgulanan an tarihte gizlidir

Yazar: Yeni Yaşam
6 Ağustos 2025

Türkiye’de sokak hayvanları sorunu, sadece bir sokak düzeni değil; bir devlet aklı, bir kültür meselesi ve uzun vadeli politik yönlendirmelerin...

Ortak metin vaatleri ve 3. Yol

Merkezi mi? Adem-i merkezi mi?

Yazar: Yeni Yaşam
6 Ağustos 2025

Ortadoğu, Asya ve Afrika, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren emperyal devletlerin paylaşım savaşlarının sahnesi oldu. Özellikle 20. yüzyılın başında, Birinci...

Sonraki Haber

Bir yalan imalathanesi olarak basın yayın-Azad Barış

SON HABERLER

Barış Anneleri: Sayın Abdullah Öcalan ile görüşmek istiyoruz

Barış Anneleri: Sayın Abdullah Öcalan ile görüşmek istiyoruz

Yazar: Yeni Yaşam
7 Ağustos 2025

Çocuk ‘işçi’ Süleyman Keskin iş cinayetinde hayatını kaybetti

Çocuk ‘işçi’ Süleyman Keskin iş cinayetinde hayatını kaybetti

Yazar: Yeni Yaşam
7 Ağustos 2025

Özel’e saldıran Tengioğlu için tutukluğuna devam kararı

Özel’e saldıran Tengioğlu için tutukluğuna devam kararı

Yazar: Yeni Yaşam
7 Ağustos 2025

Bolu’da yangın çıktı

Bolu’da yangın çıktı

Yazar: Yeni Yaşam
7 Ağustos 2025

Ayşegül Doğan: Süreci karşılıklı bir değişim ve dönüşüm olarak ele almalıyız

Ayşegül Doğan: Süreci karşılıklı bir değişim ve dönüşüm olarak ele almalıyız

Yazar: Yeni Yaşam
7 Ağustos 2025

DEM Parti’nin yeni komisyon üyesi Celal Fırat oldu

DEM Parti’nin yeni komisyon üyesi Celal Fırat oldu

Yazar: Yeni Yaşam
7 Ağustos 2025

3 ilde iş cinayeti: İş güvenliği ihmalleri can alıyor

3 ilde iş cinayeti: İş güvenliği ihmalleri can alıyor

Yazar: Yeni Yaşam
7 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır